Fidan’ın açıklamaları sonrasında Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ı ‘Ya Türkiye müdahale ederse’ korkusu sardı!
Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah’ın birkaç gün önce, ''Düşman ordusu Lübnan'daki olası savaş için Kıbrıs’ta tatbikat yapıyor ve Kıbrıs havaalanları İsrail’in savaş uçakları için açık tutuluyor. Kıbrıs'ı, Lübnan'a saldırmak için havaalanlarını düşman uçaklarına açması konusunda uyarıyoruz. Böylesi durumda Kıbrıs da savaşın bir parçası haline gelecektir.'' diye uyarılarda bulunmasının ardından HaberTürk televizyonunda katıldığı programda Güney Kıbrıs Rum Kesimi(GKRY) ile ilgili konuşan Kıbrıs’ın tamamının garantörü Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "7 Ekim'den sonra, İsrail'in başlattığı ilk operasyonlardan sonra biz, GKRY’nin özellikle Gazze'ye yönelik operasyonlarda belli ülkelerin kullandığı bir üs olmasını istihbarat raporlarında hep görüyoruz, orada Gazze'ye yönelik istihbarata yönelik uçuşların, askerî uçuşların sürekli yapıldığını. Bunu gündeme getirince biz, birdenbire burayı lojistik üs ilan ettiler, Gazze'ye yönelik. Aslında biz o zaman da dedik yani bu lojistik üs operasyonu, oranın aslında bir askerî üs olma özelliğini gizleyen bir faaliyet haline açıkçası dönüşmüş oldu. Buranın ve Yunan adalarının Orta Doğu'ya yönelik operasyonlar için kullanılıyor olmasının ne Kıbrıs Rum Kesimi'ne ne Yunanistan'a faydası olur. Bizim tavsiyemiz, Yunanlılara da söyledik, buralardan, bu işlerden uzak durması çünkü Orta Doğu'daki devam eden savaşlara bu şekilde siz müdahil olduğunuz zaman, taraf olduğunuz zaman bu ateş gelir, sizi de bulur. Zaten biz de aynı coğrafyadayız, gelir bizi de bulur" ifadesini kullanarak Rum-Yunan ikilisinin maskesini düşürdü. Fidan’ın açıklaması sonrasında Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın paçaları tutuştu! İki ülkeyi ‘ya Türkiye müdahale ederse’ korkusu sardı. Atina ve Güney Lefkoşa’daki paniğin nedeni pek de haksız sayılmaz. GKRY’nin son yıllardaki aşırı silahlanması, ABD silah ambargosunun kaldırılması ile başlayan GKRY-ABD yakınlaşması ve stratejik ortaklığı, Gazze’ye insani yardım adı altında Güney Kıbrıs’tan İsrail’e kurulan silah sevkiyatı köprüsü ve en son ABD’nin Kıbrıs’ta helikopter üssü kurma konusundaki uzlaşmaya dikkat çeken güvenilir diplomatik kaynaklar, Türkiye ve KKTC’yi tehdit eden bu gelişmelere Türkiye’nin kayıtsız kalmasının mümkün olmadığını, 1974 benzeri bir müdahalenin beklenebileceğini bildirdiler. Fidan’ın açıklaması sonrasında, muhtemel tehlikelere karşı, özellikle Hizbullah’ın tehdidinin de verdiği korkuyla, Güney Kıbrıs ve Yunanistan’da baş gösteren rahatsızlık nedeniyle birbiri ardına açıklamalar yapıldı.
Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis katıldığı bir etkinlikte gazetecilerin Dışişleri Bakanı Fidan’ın, Gazze'deki savaşla ilgili olarak Güney Kıbrıs'ı bir "operasyon merkezi" olarak gösteren açıklamalarını yorumlamasına verdiği cevapta “Türkiye Dışişleri Bakanı'na, Kıbrıs'ın bir operasyon merkezi olduğunu söylemek istiyorum: insani operasyonların merkezi, insani yardım gönderiliyor, uluslararası toplum tarafından destekleniyor. Birçok kez yaptığımız gibi, yakın zamanda da yaptığımız gibi, Kıbrıs, sivillerin bölgeden tahliyesi için bir operasyon merkezidir” diyerek gerçekleri inkâra kalkıştı. Hristodulidis “Rolü uluslararası düzeyde kabul edilen ve bu tür açıklamalarla Kıbrıs'ı bir çatışmaya dâhil etmeye çalışan Türkiye Dışişleri Bakanı'nın yaşadığı zorluğu anlıyorum. O ne yaparsa yapsın, hepimiz, rolümüzün ne olduğunu biliyoruz. Tüm bu konularla ilgili olarak Türkiye'de neler olduğunu hepimizin çok iyi bildiği Türkiye Dışişleri Bakanı'ndan duymak biraz talihsiz bir durum. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin tanınması ve rolü nedeniyle, içinde bulunduğu rahatsız ve zor durumu anlıyorum” diyerek Fidan’a anlaşılması güç bir eleştiri ve suçlama getiren Hristodulidis "biz bu işin içinde değiliz. Biz, sözlerle değil eylemlerle, çözümün bir parçasıyız” dedi. Hristodulidis, kendisinin böyle bir diyaloğa girmeyeceğini belirterek, “tartışmayı bu noktaya çekmek istiyorlar. Her şeyi çok ciddiye alıyoruz, hiçbir şeyi küçümsemiyoruz, ancak kamuoyu önünde, Türkiye Dışişleri Bakanı'nın söylemine hizmet etmeyi amaçlayan bir tartışmaya girmeyeceğim” dedi. Atina'daki diplomatik kaynaklar ise Fidan'ın sözlerini eleştirdi. Yunanistan'ın çok okunan gazetelerinden Kathimerini'ye konuşan ve ismini açıklamayan diplomatik kaynaklar, Yunanistan'a politikasının ne olması gerektiğinin dikte edilmeyeceğini ve Orta Doğu'daki ve özellikle Gazze'deki gelişmeler konusunda ilkeli bir duruş sergilediğini söyledi.
Yunan diplomatik kaynaklar, Hizbullah'ın Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ni tehdit etmesiyle ilgili olarak da, "Yunanistan, AB üyesi ülkelerle birlikte Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile dayanışma içindedir" dedi. Adayı Yunan olarak gören GKRY ve Yunanistan’ın tehlikeli iş birlikleri ve şer ittifakları zaten barut fıçısına dönen bölgedeki gerilimi daha da artırmaktadır. KKTC ve Türkiye’yi tehdit eden Rum-Yunan girişimlerine karşı, ordusu ve savunması güçlü garantör Türkiye’nin kayıtsız kalması mümkün değildir. AB, ABD ve İngiltere’nin desteğiyle hareket eden Rum-Yunan ikilisi, Ukrayna’da, Gazze’de yaşananları iyi etüt etmeli ve vakit geçirmeden kendine çekidüzen vermelidir. Kıbrıs’ta ve bölgemizde güçlü Türkiye’ye rağmen adım atılamayacağı iyice kafalara kazınmalıdır.