Düşün ey Türkiye: Roj TV neden bayram yapıyor?

Ben seyretmedim ama Sorgun’dan Uğur Bey naklediyor; “Arslan Bey, Roj TV, Ergenekon operasyonu sebebiyle bayram yapıyor. Nasıl memnunlar anlatamam. Buraya kadar gelişmeler olumluymuş ama yetersizmiş!” diyor.
Sahi Roj TV neden bayram yapıyor?
Dağdakiler, “Dağdan inip Meclis’e gelin, yolunuza güller serelim gençler” diyen siyasi iradeye, Dağlıca baskını ile ve Diyarbakır bombalaması ile cevap verdi. Gerçi bu iki olayın zamanlaması bir çok kuşkulu soruya yol açıyor ama yine de teröristlerin siyasallaştırılması projeleri gündemde!

***

Başka kimler bayram yapıyor? Sovyetler Birliği çöktükten sonra kıblesini Brüksel ve Washington’a çevirenler!
Başka!
Kıblesini Mekke’den Brüksel ve Washington’a çevirenler!
Allah’a değil şeyhlerine iman edenler!
Ankara’yı şer merkezi, Brüksel’i şefaat kapısı olarak görüyorlar. Bunu da siyasi düzeyde ikinci adam konumunda dile getirdiler!

***

Bir de bu iki grubun medyatörleri sevindi!
Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun “Sayın seyirciler” başlığı altında bize gönderdiği yazıda tek tek televizyonların yayın tarzını inceledi. Bir ve iki numaralı televizyonların çete iddialarını nasıl ballandıra ballandıra anlattıklarını gösterdikten sonra bazı televizyonların tarzını şöyle tasvir etti:
“3 NUMARALI TV: Alçak çete! Sözde sivil örgütlenme imiş... Siz kimi kandırıyorsunuz? Oraya buraya telefonlar, mektuplar, e-postalar... Bayram olmuş telefon, seyran olmuş mesaj... Bu kadar delil yetmez mi? Siz telefon ve e-posta ağıyla koskocaman bir çete kurun; sonra da bizden konuşma hakkı isteyin. Yayın yasağı var kardeşim. Ben suçlarım, sen susarsın o kadar!
4 NUMARALI TV (Başsatan konuşuyor): Bu ülkede demokrasi varsa yargı yürütmeye karışamaz. Ancak... Yargı yürütmeyle iş birliği yapmak zorundadır. Bakın güzel iş birliğimiz sayesinde o mel’un çeteyi nasıl da çökerttik. Bir de adamlar örgütün adını Mağara koymuşlar. Bilmiyor musun kardeşim, mağara yalnız EKK direnişçileri içindir. Onlar bize bombayla direnir, patlayıcıyla direnir, biz yasama görevimizi yapıp hepsini evlerine döndürürüz.
6 NUMARALI TV: Yayın yasağı var, daha fazla konuşamıyoruz aziz ve de leziz dinleyiciler! Yoksa biz bunların hepsinin ipliğini pazara çıkarmayı biliriz. Şimdi bakın kutuyu açtırdılar. Bunlardan biri yine bir kutsal adı kendisine isim yapmış. Adına mı güveniyor ne, başsatanımız aleyhine dava açmış; beş paralık tazminat davası. Ordan belli zaten çete olduğu. Sen kim, başsatana dava açmak kim kardeşim? Ha, bak hatırlatıyorum, yayın yasağını unutma!”
Çete neden silâhlı direniş yapmadı?
Ercilasun şöyle bitiriyor:
“Sayın seyirci başka kanalı çevirmedi. Arkadaşına telefon etmek istedi, korktu. Yazmak istedi, korktu. Düşünmek istedi, yine korktu. Ama beyninin kıvrımlarındaki noktacıklara hâkim olamadı. Noktacıklar yan yana geldiler; yatay, düşey, eğik çizgiler oldular; harf oldular, işaret oldular, anlam oldular ve beyninde dolaştılar: EKK evlerine baskın yapılır; polis silâhlı direnişle karşılaşır. DVKPÇ örgütüne baskın yapılır; yine silâhlı direnişle karşılaşılır. Bu çete nasıl bir örgüt ki 400 evine baskın yapılır da birinde bile silâhlı direnişle karşılaşılmaz? Bu soruyla sayın seyircinin beyni altüst oluyordu ki mantıklı bir cevap buldu ve rahatladı: Demek ki örgütün asıl gücü silâhlı direniş yapmamakta. Orada gösteri, burada dava açmak, filan gazetede yazı yazmak, e-posta, cep telefonu... İşte asıl silâhlar bunlar. Haklı kardeşim bu ülkeyi yönetenler! Ne yani, bıraksınlar da bu mel’un çeteciler ’düşün ey aziz okur’ filan diyerek vatandaşın beynine bomba mı koysunlar?”

Yazarın Diğer Yazıları