"Dünya düzdür" diyenler nasıl kazanıyor?
AKP'li bir yönetici, "Dünyanın yuvarlak olduğu iddiası bir mason uydurmasıdır" mesajı içeren bir yazı paylaşınca, hatırlatanlar oldu; 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra Denizli'den Mehmet Eskicioğlu telefon etmiş ve "Dünya düzdür diyenler kazandı!" demişti.
O zaman söz ilginç geldiği için bu başlıkla bir yazı yazmış ve şu ifadeleri kullanmıştım:
"Herkesin 'dünya düzdür' diye inandırıldığı yerde Galile'yi 'dünya yuvarlaktır' dediği için idam etmeye kalkışan zihniyet hortlamıştır.
Galile, 1616 yılında idama mahkûm edilmiş, mahkemenin önerisi üzerine 'dünya düzdür' diyerek canını kurtarmıştı. Vatikan, tam 364 yıl sonra, 1992 yılında kilise meclisinin 12 yıllık toplantısından sonra Galile'yi beraat ettirmişti. Türkiye'nin 364 yıl beklemeye tahammülü var mı?"
Gerçi o AKP'li yönetici, bu paylaşımı ilginç bulduğu için yaptığını belirterek durumu toparlamaya çalıştı ama onu da beceremedi!
***
İnsanoğlu, kendi yaptığı puta tapacak ölçüde akıl dışı yollara başvurmuştur. Semavi dediğimiz dinler de tarih boyunca kitleleri yönetmek ve sömürmek için kullanılmıştır. Burada sorun, puta veya çarpıtılmış bir dine inanmış görünen insanların sahtekârlığı, riyakârlığı, ikiyüzlülüğü ve düzenbazlığıdır. Tabii eski dinlerin halk kültürü haline dönüşmesi ve yeni dinlerin rengine büründürülerek yaşatılması da söz konusudur. Din içinde farkına bile varmadan eski dini yaşatmak, İslam dinini bilmemek veya anlamamak demektir ama bu, işin masum tarafıdır. Asıl sorunu çıkaranlar, insanlığın var olduğu günden beri halkın yaratıcıya inanma ihtiyacını kullananlardır.
***
2007 seçimlerinden önce, Trabzon-Maçka'nın bir köyünde ilkokul mezunu bile olmayan bir vatandaşın, AKP propagandası yaparken "ABD, Irak'ı işgal etti, Türkiye'ye da aynısını yapacak. ABD ile arası en iyi olan parti AKP'dir. Dolayısıyla bizi bu badireden ancak AKP kurtarabilir. Oyunuzu AKP'ye verin!" dediğini bildirmiştim.
Sonradan öğrenmiştim ki meğer bu propaganda AKP'nin yurt çapında giriştiği sistemli, planlı bir stratejinin ürünü imiş.
AKP'nin elde ettiği birçok köy imamı ve köy öğretmeni, Irak olayını ele alarak, "Irak'ta Saddam döneminde ahlâksızlık yayıldı, sonuçta başına bombalar yağdı, Türkiye de Cumhuriyetin ilk yıllarından beri tam bir ahlâksızlık batağına düştü. Eğer AKP'ye oy vermezseniz, başımıza tıpkı Irak'ta olduğu gibi Amerikan bombaları yağacak!" diyordu!
AKP yöneticileri de o sıralarda, ekmeğin karneye bağlandığı 2. Dünya Savaşı dönemini gündeme getiriyor ve CHP'yi suçluyordu. Aslında suçlanan CHP değil, cumhuriyetin kurucularıydı. İşte şimdi Atatürk'ü ders kitaplarından çıkarıyorlar. Her gün Atatürk heykellerine saldıranlar oluyor. Menderes dönemindeki Ticani olayından daha büyük bir organizasyon bu!
Artık "dünya düzdür" bile diyorlar! İnanan da var elbette!
***
Şehirlerde de okullar ve camiler üzerinden propaganda yapan ve insanların bilinçaltına hitap eden yöntemler kullanan AKP, alenen suç işliyordu ama malum, cumhuriyetin savcıları ve hâkimleri arasında da benzer kadrolaşma vardı ve yargı bağımsızlığı olmadığı için herkes kendi bacağını kurtarma peşindeydi! Nitekim o kadrolaşmaya bugün FETÖ deniliyor!
FETÖ'ye yol verenler, 17-25 Aralık ve nihayet 15 Temmuz'dan sonra FETÖ tehdidini göstererek ayakta kalmaya çalışıyor. Çözüm süreci diye PKK'ya yol verdikleri halde, şimdi "Bizi bölünmekten Tayyip Erdoğan kurtarır" diyorlar.
Bu çelişkiyi görmemek, akıllı insan için mümkün değil. Yoksa görmemiş gibi yaparak küplerini mi dolduruyorlar? Yoksa herkes akıllı da biz mi deliyiz?