Döviz krizi ile Kanal İstanbul bağlantısı!
TÜİK''in yıllık 19,89 olarak ilan ettiği yıllık enflasyon oranının yüzde 49,87 olduğunu açıkladığı için hakkında soruşturma başlatılan Prof. Dr. Veysel Ulusoy, 18 Kasım Perşembe günü yani bugün yapılacak TCMB toplantısından çıkacak faiz kararına ilişkin Cumhuriyet''e konuştu ve "Yaşanan üçüncü kuşak döviz krizidir, adını koyalım öncelikle bunun. Siyasete endekslenmiş bir faiz indirme inadı ile bu krizde önemli bir aktör olan Merkez Bankası''nın tekrar bir indirime gitmesinin sonucunu sanırım Sayın Kavcıoğlu hepimizden daha iyi biliyordur. Yaşanan tam anlamıyla oy kaygısı ve Kanal İstanbul inşaatına zemin hazırlama amacıyla yapılan faiz indirimi oyunudur ve ekonomik gerçeklerden çok ama çok uzaktadır" dedi.
Geçtiğimiz günlerde Yeniçağ''da Selcan Taşçı, üniversiteden hocası olan Veysel Ulusoy''a, soruşturma konusunda destek vermiş ve "Veysel Hoca''ya güvenim tam" diye yazmıştı. Bu notu, "Veysel Hoca"nın, bildiklerini açıkça ortaya koymaktan çekinmeyen bir kişi olduğunu vurgulamak için paylaşıyorum.
***
Peki ama faiz indirimi yoluyla Türk Lirası''nı çökertmekle Kanal İstanbul inşaatına zemin hazırlamak arasındaki bağlantı nedir?
Biliyorsunuz, birkaç gün önce ben de "Reset düğmesine İstanbul''dan basılacak" başlıklı, son 20 yıllık verilere dayalı yazımda "Türk Lirası da bilinçli olarak çökertiliyor ki Türkler, malını mülkünü satsın, tapuyu teslim etsin; İstanbul, Batılı sermayenin merkezi olsun! Belki Kanal İstanbul için Çin de devreye girebilir ve The Ekonomist dergisinin kapaktan açıkladığı gibi, 2022 yılında ''Reset'' düğmesine İstanbul''dan basabilirler." diye bir değerlendirme yapmıştım.
Benim değerlendirmelerim, Türk Lirasını düşürerek, geniş halk kitlelerini zayıflatan ekonomik kararların arkasındaki siyasi hedeflerle ilgiliydi ve yılların birikimine ve 10 yıl önceki "İstanbul kimin başkenti olacak?" başlıklı yazımdaki ön görülerime dayalıydı.
Son olarak KRT''de Aslı Kurtuluş Mutlu''nun Tayyip Erdoğan''ın faizleri düşürmekle ilgili açıklamalarının Türk lirasının değerinde düşüşe yol açmasıyla ilgili sorularını cevaplandıran Veysel Ulusoy, "Kredi maliyetini düşürerek Kanal İstanbul''a kaynak sağlamak istiyor olabilir. Başka bir sebep bulamıyorum" dedi.
***
Veysel Ulusoy''un bu konuda daha önce başka bir açıklaması var mı diye baktım, Karar gazetesinde, "Kapıdaki yeni kriz ''Türk Ailesi''ni vuracak" başlığıyla Ağustos ayında yayınlanan haber dikkatimi çekti.
Ulusoy, o açıklamasında da 2018''de yaşanan ekonomik krizin 2020 yılında başlayan "pandemi" ile birlikte ikiz krize dönüştüğünü üstüne bir de son yıllarda nüfusun neredeyse yüzde 10''u kadar bir sığınmacı kitlesinin demografik değişikliğe sebep olduğunu belirterek konut kıtlığı yaşanacağını vurgulamış.
Veysel Hoca''ya göre "Yoksul vatandaş için önümüzdeki 20 veya 25 yıl ev almak hayal olacak. 4 kişilik bir ailede, bir kişi hayatı boyunca kiraya çalışacak diğer 2 kişi de ailenin geçimini sağlamak için çırpınacak. Oldukça uzun bir süre bu gerçekle yaşayacağız".
***
Görüldüğü gibi bizim "Türk Lirası bilinçli olarak çökertiliyor ki Türkler, malını mülkünü satsın, tapuyu teslim etsin; İstanbul, Batılı sermayenin merkezi olsun!" tespitimiz ile Veysel Hoca''nın ekonomik analizi örtüşüyor!
Veysel Hoca, "İnsanların cebinden paralar çalınıyor" diyor.
Türkler, "Dünyada mekân, ahirette iman" der ama halk bu gidişatı doğru algılamazsa, İstanbul''un da Türkiye''nin de tapusu değişir! Türk Ailesi''nin çökertilmesi, Türkiye''nin çökertilmesi değil midir?
Her açıklamasıyla Türk Lirası''nın değerini düşüren Tayyip Erdoğan ise "nas"a sığınıyor! Nas''ta yani Kur''an''da veya hadislerde "Halkınızın cebindeki paranın değerini düşürün" diye bir emir var mı?