Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Abdullah OSKAY
Abdullah OSKAY
Ticaretin Politikası

Depremlerde Çocuk Koruma Sistemi Nasıl İşlemeli?

Uzun yıllar çocuk koruma alanında ulusal ve uluslararası alanda çalışmalar yapmış birisi olarak doğal afetler ve çocuk koruma ilişkisi üzerine yazı yazmak, içinden geçtiğimiz bu zor günlerde bir ihtiyaç.

Yaşadığımız depremden sonra en çok ilgiyi her zaman olduğu gibi enkazlardan kurtarılan çocuklar çekiyor. Ardından yaşanan duygusallıkla herkes bu çocuklara koruyucu aile olabilir miyim diyerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı''nı ya da alanda çalışan sivil toplum örgütlerini arıyor. Bu noktada aşağıdaki uyarıları yapmak gerekli.

1-Koruyucu aile olma kararı, bu yoğun duygusal günlerde alınacak bir karardan çok daha önemli bir karar. Yoğun duygusallıkla verilecek karar çok doğru bir karar olmayabilir.

2-Koruyucu ailelik başvuruları e-devlet üzerinden yapılabilir. Bununla birlikte, unutmayın ki, yaptığınız her gereksiz başvuru psikososyal desteğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde gereksiz iş yüküne yol açabilir.

3-1999 yılında yaşanan depremde görev alan sosyal hizmet uzmanları ile yaptığım görüşmelerde, deprem sonrasında çok yoğun koruyucu aile başvurusu aldıkları, depremlerde çocukların ebeveynlerini kaybetme durumu olsa bile yoğunlukla yakınlarının bu çocukları hızlıca kültürümüzde yaygın olan bir şekilde sahiplenip bakımlarını üstlendiklerini, az sayıda depremzede çocuğun ise hızlıca yerleştirilebildiğini, halen koruma altındaki çocukları depremzede çocuklara koruyucu aile olmak isteyenlere yerleştirmek istediklerinde ise bu çocukların koruyucu ailesi olmak istenmediği, bunun da ayrı bir çalışmayı hak ettiği,

4-Bazı ailelerin ise çocuklara bakabilecek olsa bile koruma altına alınmasını çocuğun ileride devlette işe yerleşeceği vasıtasıyla desteklediği, bunun da soruna farklı bir boyut kattığı ifade edilmiştir.

Öte yandan, büyük ölçekli depremler sonrasında dünyada birçok yetimhanenin ortaya çıktığı, bu yetimhanelerdeki ailesi veya bakacak kişisi olan sahte ve ihtiyacı olmayan yetimler ürettiği, bu sayede uluslararası alandan önemli bağışlar derlendiği bilinmektedir. Haiti, Endonezya, vb. depremlerden sonra sıkça rastlanan bu tutuma karşı dikkatli olunması gerekmektedir.

Doğal afetlerden sonra ele alınması gereken bir diğer husus ise, çocukların uluslararası evlat edinmeye konu edilmesi, çocuk kaçakçılığı, gibi konular olabilmektedir. Gelişmekte olan birçok ülkede yaşanan depremlerde bu hususlara rastlanmıştır.

Her iki hususa ilişkin ülkemiz çocuk koruma sisteminin gelişmiş olması nedeniyle önemli sıkıntılar olmamasına rağmen yine de dikkatli olunmasında fayda vardır. Olmaz denilen hususlar, Suriye iç savaşı sonrasında ülkemizde çocuk yuvalarını kapatmaya çalışırken Hatay''da bir sivil toplum örgütünün dünyanın en büyük yetimhanesini kurmasıyla burnumuzun dibinde bitivermiştir.

Doğal afetlerde önemli bir husus da çocuklara ilk müdahalenin nasıl yapılacağı. Yıllar önce İngiltere''de bir sosyal girişimi incelemiş ve bu sosyal girişimin yalnızca yangın, deprem, sel, vb. doğal afet anlarında çocukların kurtarılması ve koruma altına alınmasına ilişkin konularda uzmanlaştığını görmüştüm. 24 milyon çocuk nüfusuna sahip ülkemizde çocuk koruma sistemindeki etkili sosyal girişimlerin oldukça az olduğunu, bunların da tüm çocukların haklarını üstlenmek zorunda kaldıklarını üzülerek görüyor, daha fazla sayıda kişinin ve kurumun kurulmasını, aynı gelişmiş ülkelerdeki gibi buna benzer detaylarda çalışmalar yapmasını, toplumun bu konularda daha fazla inisiyatif almasını, devletin ve yasal çerçevenin bu yapıları cesaretlendirmesini, teşvikler vermesini, muafiyetler sağlamasını diliyorum.

İşte ancak böyle bir ortamda "Medeniyet ayrıntıdadır" şiarıyla gelişmiş ülkelerdeki detayda yapılar kurabiliriz.

Yazarın Diğer Yazıları