"Çözüm süreci buzdolabında" demek ne demek?

Akan bunca kana, bebeğini bir gün bile görmeden şehit olanlara, yolların altına yerleştirilen tonlarca patlayıcılara, ağır silahlarla genişletilen 'alan hâkimiyeti'ne ve şehirleri esir almış katil sürülerine rağmen "Süreç bitti" diyemiyor ülkeyi yönetenler... Sadece 'buzdolabında' olduğunu ifade ediyorlar...

Bunun tek bir anlamı olmalı: Uygun siyasî ortam veya Meclis aritmetiği sağlandığında, kim ölmüş, kim kalmış, kimin anası ağlamış yine bir kalemde silinip atılabilecek ve süreç buzdolabından çıkarılıp, lânetli masalar aracılığıyla tedavüle sokulabilecek...

Belki Oslo'da değil, bir başka başkentte el sıkışılacak teröristlerle... Duyulursa inkâr edecekler önce... "Görüşen şerefsizdir" diyecekler muhtemelen... Koku artık bastırılamayacak boyuta ulaşınca "Biz görüşmedik, devlet görüştü" cambazlığına sığınacaklar...

Bizim gibiler "Yapmayın, etmeyin, ülke bölünmeye gidiyor" dedikçe üzerimize çullanacaklar lağım suyuyla şişen medyalarıyla... 'Kandan beslenmek'le suçlayacaklar akla çağıranları... "Kesin sesinizi" diyecekler ve ekleyecekler: "Biz ret, inkâr ve asimilasyonu kaldırıyoruz, büyüyoruz, küresel güç oluyoruz!.."

'Âkil' diye terörist dostlarıyla, akılsız sanatçı ve vatan kavramından nasipsiz aydınları harman yapıp, sokaklarda gezdirecekler... Çözüm sürecinin kardeşlik süreci olduğunu pazarlayacaklar... Bu arada teröristler adam öldürmeye devam ettikçe, en aşağılık olanlarına, bunları yapanları provokatör olduklarını söyletecekler... PKK'nın her an silah bırakacağını ve sınır dışına çekileceğini hafızasız ahmaklar için tekrarlayıp duracaklar...

Çıkacak yetkili ağız, terörle mücadeleye harcadığımız parayı tekrar tekrar gündeme getirip, o paraları harcamasaydık herkesin bir evi ve arabası olabileceği palavrasını yayacak, işi duygusala bağlayacak!.. Çıkacak bir başkası, teröristbaşının çağı ne kadar iyi okuduğunu anlatacak... Diğeri Türk diye bir ırkın olmadığını buyururken, en düşük karakterli olanı teröristin nasıl Kürtler'in lideri olduğunu bildirecek...

Yine Nevruzlar kutlanacak meydan meydan yeşil-sarı-kırmızı isyan paçavralarının altında ve "Kardeşliğin kazandığını" aktaracaklar ekran ekran... Haburlara mahkeme, Kobanilere selâmlar gönderecekler... Teröristlerin türkücüleriyle el ele gezip, gözyaşı dökecekler Diyarbakır sokaklarında... Ülke yakıldıkça, yıkıldıkça kendi sorumluluklarını bastırmak için her taşın altında paralel arayacaklar... Şehirlerimize kurulan sözde şehit mezarlıklarını, mahkemeleri, vergi dairelerini asla görmeyecekler...

Sonra dönüp muhalefete "Sivas'ın ötesine geçemiyorsunuz" diye hava basacaklar... Sivas'ın ötesinde Türk bayrağının hayat alanı her gün daraltılırken, "Orta Doğu'da bizden habersiz yaprak kıpırdamaz" komedisiyle kefen kostümlü saflar için teselli edebiyatı üretecekler...

***

Bütün bunlar için "Asla olmaz" diyebilen var mı bunca yaşanandan sonra? O halde soralım "Çözüm süreci buzdolabında" sözünün 'yeniden uygulanabileceği'nden başka anlamı var mı? Varsa nedir?

'Çözüm süreci'nin iktidar temsilcileri tarafından ateşli bir şekilde savunulduğu günlerde ısrarla soruyorduk şu soruyu: Bu çözüm sürecinin bütün aşamalarını ve 'başarıyla tamamlandığında' varacağı son noktayı kimler biliyor?

Dönemin Genelkurmay Başkanı bilmiyordu, bir 30 Ağustos resepsiyonunda bilmediğini itiraf etmişti... Emniyet Genel Müdürleri zaten bilmiyordu... Meclis bilmiyordu, Bakanların içinde bilen sayısı acaba ikiyi geçer miydi?

Mesele güvenlik meselesiydi ama toplam üç ya da dört kişi dışında, kimse 'final fotoğrafı'nı göremiyordu... Sonunda ne olduğunu gördük!.. Öncekinden daha fazla kan, daha az hâkimiyet, çok daha örgütlü ve donanımlı terörizm!.. Var mı başka sonuç?

Şimdi bu tecrübenin ışığında soruyoruz... "Çözüm süreci buzdolabında" sözünün "Uygun şartlara ulaştığımızda pazarlığa ve kaldığımız yerden devama hazırız"dan başka anlamı var mı? Kendisine güvenen kim varsa bunu açıklasın!..

Yazarın Diğer Yazıları