Büyükekşi'nin MHK Başkanı'na verdiği talimatı ortaya çıkardı. Şerafettin Tilki TFF Başkanı'nın odasının içindeydi
Malum havalar sıcak. "Hafta içi denize gidelim. Sakin olur" diye düşündüm.
Önce Adalara karar kıldık. ulaşım saatleri uymayınca ver elini Riva.
Hani hep derler ya; "En iyi arkadaş teknesi olan arkadaştır" diye.
O da biz de yok.
Aslında var da, arkadaşın bahanesi çok!
O da ne. İstanbul’da yaprak kıpırdamıyor. Karadeniz’de ise fırtına patlamış. "Kestane karası"ymış adı. Öyle dediler.
Kimin dediği bizde kalsın. Böyle başladı muhabbet.
Bakın nerelere gitti..
Riva denince TFF merkez üssü. Yanıbaşımızdalar. "Neler oluyor acaba" dedim, şöyle bir baktım.
Başkan Mehmet Büyükekşi, MHK Başkanı Ahmet İbanoğlu ile toplantıdaymış. Konuşulanları anında aldım.
Büyükekşi, “Ahmet başkan, 'Şu Beşiktaş’a yerinde atamalar yapın. Her şeye bahane arıyorlar. Hassas maç' demiştim. Yine olan oldu. Nedir bu durum? Feryat figan ediyorlar” diye kestirmeden konuya girmez mi!
İbanoğlu karşılık veriyor:
“Başkanım, haksız değiller. Yan hakemin tez canlı olması mahvetmiş her şeyi. Ters tarafta olmasına rağmen bayrağı erken çekiyor. Aldığı pozisyon, durduğu yer bakış açısı için doğru. Ancak oradan karar vermesi yanlış. Kornerde topa vurulur vurulmaz asılıyor bayrağa. Sadece doğru karar verip santrayı gösteren orta hakemi değil, VAR’ı da saf dışı ediyor. Malumunuz UEFA’nın iki numaralı hakem hocası gelip ders veriyor. 'Yüzde yüz değil, yüzde bin emin olmadan aceleci karar vermeyin' diyor. Sonuç maalesef aksi yönde.
Kadir (Sağlam), ‘Ogün ben temiz gördüm. Emin misin?’ diye iki kez soruyor. Ogün (Kamacı), ‘Olumsuz. Top dışardan kavis alıp geliyor’ diye ısrarcı oluyor. Ancak penaltı pozisyonu doğru karar.”
Büyükekşi, ayrıntılı açıklama için teşekkür ediyor. "Mutlaka gereken yapılsın. Hata yapan, bunu bir başka hata ile devam ettirmesin. Kimsenin hakkı yenmesin. Ne bizim, ne başkalarının başı ağrımasın" diyerek yol gösteriyor.
Elbette sadece bu maç değil.
Galatasaray-Trabzonspor maçı sonrası da iki kulüp de hakemlere tepki koyuyor. İbanoğlu net şekilde ifade ediyor:
“İki takıma ciddi birer hata var. Galatasaray’a verilmeyen penaltı. Trezeguet’in hareketi direkt rakibine.Trabzonspor’un yediği gol öncesi Bakasetas’a yapılan faul atlanmış. Ancak bunlara ‘Az kusurlu hata’ diyoruz. Araç muayenesi gibi. 'Hafif kusurlu' ibaresi olur ama geçerlilik onayı verilir. Bu maçtaki hakem yönetimini buna benzetiyorum."
***
Pen Friend!..
Yaşı bizler gibi 40’ın üstünde olan genç delikanlılar hatırlar. Eskiden mektup arkadaşlığı vardı. Hiç tanımadığımız akranlarımıza mektuplar yazardık. Yerli hatta yabancılar bile vardı. Kokulu kalem kullanırdık bulursak. Bulamazsak yürütürdük! Yazı bitince tekrar iade ederdik.
Öyle ki, Avustralya’dan yazılıpp okyanusa bırakılan şişe içindeki mektup, Portekiz sahillerinde bir sene sonra karaya vurmuştu. Böyle çok ilginç olanlar vardı.
Ne alaka demeyin. İşte Ahmet Nur Çebi, bizlere nostalji yaşattı.
Büyükekşi’nin bu toplantısından benim gibi haberdar oldu. Küs ya, ne yapacağını danışmanları ile masaya yatırdı.
Yunan adalarında tatil yapan Çebi’ye, Galatasaraylı danışmanı öneri sundu.
"Mektup yazalım. Bunu da paylaşalım" demez mi?
Ee mektup yazıldı, posta pulu yok. PTT kapalı. Kargoya verildi.
İşte bu olmadı!
Çebi, öneriye kararsız kaldı. “Yaz bana atıver bakayım” dedi.
Galatasaray kongre üyesi olmasına rağmen, Çebi’nin baş danışmanlığını yapan eski milli takımlar menaceri kaleme sarıldı. Ekleme çıkarma yapıldı. Bölme çarpma unutuldu!
Buna rağmen karma karışık hal alan mektup tamamlandı.
Gerisini biliyorsunuz zaten.
Bilinmeyen yönlerini okudunuz.
Pen Friend olan Çebi ve Büyükekşi bakalım daha bizi nereye götürecekler. Özür hatta maç tekrarı olması gerektiğini açıklayan Beşiktaş’a, yukarda paylaştığımız özet ile hakem hatası olduğu şeklinde cevap verilmek ile yetinilmiş.
Ben şahsen Çebi Başkan’dan; posta güvercini. Duman. Ulak (özel haberci), Ferman, fax.. gibi iletişim araçlarını da bekliyorum.
Maşalalh öyle bir danışma kurulu var ki..
Her türlü sürprize açık.
Vallahi çok yaşayın.
Futbolun eğlence olduğunu hatırlattınız.
Her ne kadar saha dışı olsa da güldük, neşelendik…
(Şerafettin Tilki)