Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Şerafettin Tilki
Şerafettin Tilki

Büyükekşi 10 numara operasyon yaptı. Sağ kolu ağzından kaçırdı Şerafettin Tilki'den kaçmadı

Önümüzdeki hafta federasyonda seçim var.
Bugün ise Riva’da Süper Lig Fikstür çekimi yapıldı.
Hal böyle olunca soluğu orada aldım.
Öyle bir olaya
Şahitlik yaptım ki..

Vallahi kendimden korktum.
İnanamadım.
Fikstür çekimi oldukça sönük geçti. 19 kulüp içinden başkanlık düzeyinde katılan sadece Sivasspor vardı.
Mecnun başkana helal olsun. Her toplantıda orada.
Demirbaş Başkan.
Olay bitti. Başkan Mehmet Büyükekşi, canlı yayına katılmak için Bein kamerası önünde bekliyor.
Federasyon gizli başkanı Yusuf Günay ise en arkada. Tam önümde duruyor.
Şans işte!
Yanına bir basın mensubu yanaştı.
Gazeteci kendisine aynen şöyle dedi:
“Yusuf Başkan, sanki veda eder gibi duruyorsunuz.
Seçim sürecinden endişeniz var sanırım..”

Yusuf Günay bir anda irkildi.
Sert tebessüm attı gazeteciye. Ve aynen şu karşılığı verdi:
“Hiç öyle sandığınız gibi değil. O iş bitti.
Biz aynen devam ediyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımız ile görüşüldü.
Kendisi,
‘Çıkabilecek adaylara karışmam. Bizim desteğimiz sizden yana’ dedi. Böylece konu kapanmış oldu”
Soruyu soran gazeteci arkadaş, “Ama her aday benzer şeyler söylüyor..” demesiyle Yusuf Günay ışık hızı ile oradan uzaklaştı. İkram yapılan bölüme geçti.
Kafam allak bullak oldu.
Ben bile şaştım kaldım.
Beynimde şimşekler çaktı.
Yine de tarihi bir ana denk gelmişim.

Bu olayın üstünden 15 değil, tam 13 dakika sonra Servet Yardımcı’nın açıklaması gelmez mi…
Oldum olası 13 rakamının uğursuzluğuna inanırım.
Bazı otellerde 13’ncü kat olmaz.
Uçakta 13 numaralı koltuğa oturmam.
Bu numarayı giyen futbolcu da yok!
Önce anlayamadım.
Bir kahve alıp kenara geçtim.
Sakince olayı analiz ettim.
Herkesin hayret ettiği Servet Yardımcı kararının, aslında neden olduğunu yeni öğrenmiştim.
Hem de Federasyon gizli başkanından.

Yani ilk ağızdan.
Servet Yardımcı futboldan komple koptu.
Kendisine ve yönetimine tehdit, baskı gibi olayların yapıldığını ileri sürdü.
Ayrıca edindiğim bilgi şu; Cemil Kazancı dahil, yönetim listesine yazdığı kişilere telefon açılıp, siyasetin tepesinden tepki olduğu yönünde.
Her ne olursa olsun.
Daha iki gün önce resmen adaylık başvurusunu yapan biri, yarı yolda bırakıp kaçmaz.
Birkaç, tepki karşısında pes etmez.
Dik durur, eğilmez.
Bak Büyükekşi. Cümle alem karşısında görüntüde.
Ancak koltuğa öyle bir yapıymış ki, koparabilene aşk olsun.
Rize amatör kümeden takımına değil, TFF Başkan adayı oluyorsun.
Federasyon binasından ayrılmadan Başkan Büyükekşi’nin röportajını bitirmesini bekliyorum.
xxxx

Aynı gazeteci de yine önümde.
Dur bakalım şimdi ne olacak diye takıldım arkasına.
Başkaları da var.
Seçim süreci hakkında konu açıldı.
O gazeteci TFF Başkanı Büyükekşiye, “Üç aday var. Şansları nasıl görüyorsunuz?” diye sordu.
Başkanın cevabı gözlerimi faltaşı gibi açtı.
Başkan soruyu soran gazeteciye,
“Şerafettin Bey’e sorun.
Almanya’da iken yazıp çizmiş...”

dedikten sonra ekledi,
“Bu akşam 17’ye kadar süre var.
Belki aday sayısı 5 olur.
Belki iki. Ya da tek adaya düşebilir.
Yorum yapmam doğru olmaz. Bekleyip görelim…”

Buradan da anlaşılacağı üzere Sayın Başkan, adayların 2’ye düşeceğini biliyor gibi...
İkinci kapak olsun bu da. Üstü kapalı tüyo buna derim.
13 dakika önce Yusuf Günay, bundan 9 dakika sonra da Büyükekşi Yardımcı’nın taca atıldığını söylediğine bizzat şahitlik yaptım.
O gazeteci sordu, ben duydum.

xxxx
Peki, Spor Bakanı olup bitenin neresinde.
Bizzat duymadım.
Ama, minik kuşumun şakırdamasına göre, Bakan Bak, her iki adaya yön veren bilgi trafiğini yönetmiş. Birine dur, ötekine yürü demiş.
Xxxx
Büyükekşi ile kapatalım.
Bendenizi, Almanya’daki turnuvada ‘olup biteni yazmak ile’ itham ettiniz.
Ya ne yazacaktım Sayın Başkan, kuru fasulyenin faydalarını mı?!
Yoksa pasta tarifi mi verseydim?!
Almanya’ya götürdüğünüz 41 gazetecinin yazacak hali yok ya…
Yazarlarsa misafirliğe ayıp ederler.
Bedava sirke bu yüzden baldan tatlı değildir Sayın Başkan…
Hem bedava geziye git hem skandalları yaz… Ha ha olacak iş mi yani…
Eşyanın tabiatına ayıp olmaz mı Sayın Başkan...
‘Yediniz içtiniz bir de bunları mı yazdınız nankörler’ demez misiniz sonra…
İşte bu yüzden özgür gazeteciler,
özgür kalmak için ne bedava sirkeyi ne de bedava tatlıyı kabul eder…

Sizden habersiz, su içemezler su!
İnanmıyorsanız,
yanı başınızdaki TFF’nin en tarafsız pek adamı, Çamlıca Kulesi gibi selvi boylu Armağan Pekkaya’ya sorun.
Hani şu, yaz günü boynuna atkı takıp dolaşan danışman abi…
Sahi ya, bu basın danışmanınız,
boğucu nem ve sarı sıcak temmuz sıcağında niye boynuna atkı takıyor?!
Mesela, gizli kamera ya da kayıt cihazı falan mı saklıyor…
Sakla samanı, gelir zamanı der gibi.

Yazarın Diğer Yazıları