CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu iftiraya uğrayan, şahsım da dâhil, Yeniçağ yazarlarıyla ilgili ilk andan itibaren tavır koymuş, konuyla yakından ilgilenmişti... CNN Türk'te katıldığı Ahmet Hakan'ın Tarafsız Bölge programında da "Bu arkadaşlar şimdiye kadar beni eleştirmiş olan arkadaşlar ama burada ilkeyi ve hukuku savunmak lâzım" diyerek gözaltılar konusunda çok sağlam bir duruş sergilemişti...
Kılıçdaroğlu eleştiri yaptığımızı söylerken haklıydı... Doğru biz eleştiriyorduk, diğer partileri ve liderlerini eleştirdiğimiz gibi... Zaten gazeteciliğin doğasında da bu vardı... Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk'ün kurucusu olduğu bir partinin Güneydoğu meselesiyle ilgili duruşunda zaman zaman sıkıntılar görüyorduk... Bunları dile getirdik ve getirmeye devam edeceğiz... Yani gerekirse yine eleştireceğiz...
***
Şimdi bir hakkı teslim edelim ve Kılıçdaroğlu'nu hem 'ilke gereği' hem de 'ülke gereği' olarak tebrik edelim... Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan'a yapılan silahlı saldırıdan sonra soğukkanlı ve mâkul açıklamalar yaptı... Saldırganın 'ülkücü kimliği' pazarlanırken, ülkücülerle ilgili son derece olumlu sözler sarf ederek, zaten her anlamda gerilen ve 'iç savaş' endişeleri yayılan bir ortamda sorumlu davrandı...
Kılıçdaroğlu'nun soru üzerine yaptığı açıklama çok netti: "Ülkücü kardeşlerimize yönelik olarak böyle bir iddia geldi ama ben buradan gayet net ve gayet açık Türkiye'deki bütün ülkücü kardeşlerime seslenmek isterim. Biz nasıl Türkiye'nin geleceği ve bekası için endişe duyuyorsak, samimi ülkücüler de aynı kaygıyı taşıyor. Eline silah alıp bir siyasiye ateş etmek sadece ve sadece ülkücüleri karalamaktır. O kişi asla ülkücü olamaz. Biz ister ülkücü olsun, ister başka bir düşüncede olsun, eline silah alıp kendi idealini gerçekleştirmek için bir başkasına ateş edeni, öldüreni vatansever olarak göremeyiz..."
CHP Genel Başkanı'nın üç gün sonra partisinin grup toplantısındaki açıklaması da tamamlayıcı nitelikteydi: "Bir taraftan PKK saldırılarıyla karşı karşıyayız. Kim olursa olsun yılmayacağız. Hemen kumpas da kurdular, 'Ülkücüymüş' dediler. Ülkücüler vatanseverdir, bayraklarını severler, vatanlarını severler, biz de severiz. Eline silah tutuşturulup birisine ateş ettirilenler bir ülkünün adamı olamazlar, onlar kullanılmaya müsait insanlardır. Bunlar satılık insanlardır. Bize yönelik provokasyonlar konusunda çok dikkatli olmalıyız. Sağduyulu, dikkatli olmalıyız..."
***
Provokasyonlar konusunda çok dikkatli olmak ve sağduyu... Gittikçe daha fazla Orta Doğu'ya benzeyen ve hemen sınır boylarını etnik ve mezhebî ateşin sardığı bir ülkede bu çağrı, daha doğrusu çağrılar çok önemli... Kaosun Türkiye'yi kasıp kavurması istenen bir gerçekken, yardımcısı vurulan bir Genel Başkan'ın, kendisine tetikçi olarak ideolojik adres gösterilen bir Genel Başkan'ın "Hayır onlar olamaz" demesi ve 'kardeşlik' vurgusu yapması altı çizilmesi gereken bir davranış...
Yığınla terör örgütüne karşı birden fazla cephede savaşan Türkiye'de yeni 'muharebe alanları' ve yeni 'cepheler' oluşturma gayreti varsa eğer, bu kırılgan zemini onaracak olanlar, tam da bu dönemde sağduyuya sahip çıkacak olanlardır...
Kimi parti yöneticilerinin CHP'den ziyade kendisini HDP yöneticisi gibi görmesini, KCK tutuklamalarına karşı çıkmasını, taziye ziyaretlerini, kimi gençlik kollarının zaman zaman radikal sol örgüt gibi davranmasını, onlarla birlikte hareket etmesini elbette eleştireceğiz ve CHP'nin millî varlığımızın tehlikeye düştüğü bir dönemde 'millî kimliğimiz'e sadâkat göstermesi gerektiğini elbette savunmaya devam edeceğiz... Kılıçdaroğlu, gözaltına alındığımızda 'ilke'yi savunurken nasıl haklı ve saygın idiyse, biz de 'ülke'yi savunurken haklıyız ve eleştirilerimize müsamaha göstermesinden memnunuz...
Bülent Tezcan'a yapılan silahlı saldırı sonrasında, sergilediği tutum, sağduyu ve üslupla son derece yerinde davranmıştır CHP Genel Başkanı... Bu, iktidar partisi açısından da, muhalefet partileri açısından da 'partiler üstü' değerlendirilmesi gereken bir konu... Ülke Orta Doğu'da alevlerin içinde yol almaya çalışırken, provokasyon ve gerilim tacirlerine yol açmak ülkesini seven hiç kimsenin işine gelmez...
Bu vesileyle, eleştiri hakkımız saklı kalmak kaydıyla, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu tebrik etmiş olalım... Radikal unsurların 'Maraş, Çorum ve Sivas'ı hatırlatarak, bu olgunluğa karşı 'kan dâvâsı' diline meraklı yeni fitne faaliyetlerine kulak asmadan sağduyuyu savunduğu için...
