Bir darbecinin anlattıkları

Kara Harp Okulu’ndaki mezuniyet töreninin ardından programda olmadığı hâlde kılıçlarını çekip yemin eden ve slogan atan teğmenlerin bu hareketi mezuniyet sevincine, mutluluğuna, coşkusuna bağlanabilirdi, bir sivil üniversiteden mezun olan gençlerin keplerini havaya atarak şarkılar söyleyip danslar etmesine benzetilebilirdi.

Ama tarihimizde askerî öğrenciler ile teğmenlerin de katıldığı birçok darbe ve darbe girişimi olduğu için yaşanan bu olaya böyle bakamıyorum ne yazık ki.

Keşke genç teğmen kardeşlerimiz orduya resmen katıldıkları dakikalarda biraz daha dikkatli ve özenli davransalardı.

...

Bakın size Kara Harp Okulu merkezli iki darbe girişimini anlatmak istiyorum.

Kurmay Albay Talat Aydemir, Kara Harp Okulu komutanıydı.

27 Mayıs askerî darbesinin başarılı olamadığını, gerekli reformlar yapılmadan demokrasiye çok çabuk dönüldüğünü, Atatürk ilkelerinden uzaklaşıldığını belirterek İsmet İnönü liderliğindeki koalisyon hükûmetini düşürmek ve yerine askerî bir yönetim getirmek amacıyla 22 Şubat 1962 tarihinde darbe girişiminde bulundu. Kendisini okulun teğmen adayı genç öğrencileri ve bazı askerî birlikler destekliyordu.

Ancak başarılı olamadı.

Başarısızlıkta Binbaşı Fethi Gürcan’ın, “Çankaya Köşkü’nde İnönü başkanlığında hükûmetin tüm üyeleri ile Genelkurmay’ın tüm üst düzey komutanları toplantı halinde. Şu anda burada çok güçlü durumdayız. Hepsini enterne edelim” teklifini Talat Aydemir’in reddetmesi, “Bırakın hepsi gitsinler” demesinin önemli rolü vardı.

İnönü, kendine bağlı ordu birliklerinin durumu kontrol altına almasının ardından darbe girişimi sırasında kan dökülmediğini göz önüne alarak Talat Aydemir ve ona destek olanların affedilmesini sağladı, bazı komutanları emekliye sevk etmek ve görev yerlerini değiştirmekle yetindi.

Ne var ki Talat Aydemir ve arkadaşları emeklilik günlerinde de rahat durmadı, Kara Harp Okulu ve ordu içindeki faaliyetlerini sürdürdü. 20-21 Mayıs 1963’de bir darbe girişiminde daha bulundu.

8 kişinin öldüğü, 26 kişinin yaralandığı bu girişim de bastırıldı ve Talat Aydemir ile Binbaşı Fethi Gürcan yargılanıp idama mahkûm edildi.

Cezaların infazı 1964 yılında oldu.

Darbe girişimlerine katılan Kara Harp Okulu öğrencilerinden 1459’u yargılandı. Bunlardan 75’i 4 yıl 2 ay, 91’i 3 aya mahkûm edildi. Mahkûm olanlar da dâhil yargılanan tüm öğrencilerin okulla ilişiği kesildi.

...

Talat Aydemir’in darbe girişimlerine katılan Kara Harp Okulu öğrencilerinden biri de Mehmet Bülbül’dü.

Yıllar önce RTÜK’te çalışırken tanımıştım.

“Ben bir darbeciyim, başarısız bir darbeci. Talat Aydemir’in darbe girişimlerine katılmıştım” diyerek tanıtmıştı kendisini.

Nasıl olup da yasa dışı böyle bir hareketin içinde yer aldığını sorduğumda şunları anlatmıştı:

“Talat Aydemir okulumuzun komutanıydı. Bize büyük bir şefkatle yaklaşırdı. Hasta olduğumuzda sabaha kadar başımızda beklerdi. Paramız olmadığını anlarsa hemen harçlık verirdi.

Bir gün kendisine hafta sonları kız arkadaşlarımızla buluştuğumuzda gidecek yer bulamadığımızdan, pastanelerin, restoranların çok pahalı olduğundan yakındık.

Hemen okulda uygun bir alanı kafeterya hâline getirdi, buraya kız arkadaşlarımızla gelebileceğimizi söyledi.

Düşünebiliyor musunuz, bir askerî okulda kız öğrencilerle baş başa oturabileceğiniz, çay-kahve içebileceğiniz bir mekân yapıldı. Bugün bile düşünülmesi zor bir şeydir bu.

Böyle bir insanı kıramazdık. Onun peşine bu yüzden takıldık.

Talat Aydemir dediğim gibi çok babacan bir insandı ama karakter itibarıyla kesinlikle darbeci olacak biri değildi.

Darbe girişiminde bulunduğumuz gün Meclis’in önünde bir albaya rastladık. Aydemir, albaya, ‘Sayın albayım, rica etsem silahınızı verir misiniz’ dedi. Albay kısa bir tereddüdün ardından silahını vermek istemedi. Bu defa Aydemir, ‘Ama bakın, rica ediyorum, lütfen’ diye seslendi. Böyle darbeci olur mu?

Darbe serüvenimiz başarısızlıkla sonuçlandı. Yüzlerce öğrenci gibi ben de okuldan atıldım. Üstelik okul birincisiydim. Sivil hayatta pek çok şeye yeniden başlamam gerekti.”

...

Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum:

Ülkemiz darbelerden ve darbe girişimlerinden çok çekti.

Ordumuzun okullarındaki öğrencilerinden en üst komutanlarına kadar her kademesinde bulunanların bunu bilerek hareket etmesi gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları