Başarısız kriz yönetimi
Bana yönetimle ilgisi olmayan sosyal bir alan gösterebilir misiniz? İnsan ve toplum varsa, her sosyal alanın mutlaka yönetimi de vardır.
Buyurun, işte hepimizin gözü önünde yaşanan deprem gerçeği. Şu anda deprem sonrası gerçekleşen, "Kriz yönetimi" yetersizliği ile karşı karşıyayız.
Maraş, Adıyaman, Hatay, Malatya, İskenderun, Elbistan, depremin merkezlerinden Pazarcık, bölgede yıkıma uğrayan her il ve ilçeden "Burada yeteri kadar ekip ve eleman yok. Yardım alamıyoruz" çığlıkları yükseliyor.
İskenderun limanında yangın var. Söndürecek kimse yok.
Hatay haykırıyor: Yerle bir olduk. Ne kurtarma yardımı geliyor, ne de yiyecek, su, çadır ve battaniye yardımı.
Bir başka haberde İstanbul, Ankara gibi büyük şehir belediyelerinin bazı bölgelere ulaşmasını engelleyenlerin olduğunu öğreniyoruz.
Siyasal kötülük, siyasal yetersizlikle el ele ülkemizde dolaşıyor.
Millet can derdinde. Pek çok insan, gece yarısı pijama ile çıktığı sokakta soğuktan donuyor. Fırınlar çalışmadığı için açlık almış başını gitmiş, su bulamayanlar var. Bütün bu ve benzeri durum karşısında siyasal kötülük seçim kaygısıyla Millet İttifakı''nın belediye yardımlarına zorluk çıkarma peşinde.
Türkiye''yi bu hâle getirdiler.
Nasıl getirdiler?
Adım adım.
Yavaş yavaş.
Bunca felakete rağmen ders çıkaran var mı, bilmiyorum. Hem iktidar ve hem de muhalefet, felaketlerden kendine pay çıkarmalıdır.
İçinde bulunduğumuz, yetersiz yönetim sorununun tıpkı yer bilimlerinde olduğu gibi yönetim bilimleri açısından bir birçok açıklaması var mı derseniz, derim ki: Var!
Yerbilimleri hocası Prof. Dr. Naci Görür Hoca ve diğerleri, Türkiye''nin deprem gerçeğini önceden kestirerek haber verdiler mi?
Verdiler.
Peki, buna rağmen önümüzde duran, içinde yaşadığımız gerçek ne?
Göçük altında kalan yurttaşlarımıza 24 saattir ulaşamıyoruz. Bazı il ve ilçelerde yardımın "Y" si yok.
Niçin?
Çünkü kriz yönetiminde çuvalladık.
Neden çuvalladık?
Çok basit.
Profesyonel yönetilmiyoruz.
Bencil siyaset, siyasi kötülüğe dönüşerek ülkemizin üstüne çöktü. Hâl böyle olunca, işler olması gerektiği gibi değil, rastgele, gelişigüzel yahut çıkarcılığın hüküm sürmesine bırakıldı.
Sonuç?
Şu an, şu sıra, içinde yaşayarak gördüğümüz acı olaylar ortaya çıktı.
Olması gerekenle, olmakta olan karşılaştırıldığında ortaya çıkan fatura, yönetim eksiğini, yönetim yetersizliğini gösterir.
Türkiye''de Partili Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi ve hükümeti, depremi de sonrasında gelişen krizleri de yönetememektedir.
Yerbilimleri hocaları yer göstererek olası bir depremin geleceğinden söz ediyorsa, siyasal yönetimin ne yapması gerekir?
Anında durumdan vazife (görev) çıkararak, ilgili kişilerle toplantılar yapıp, önleyici yönetim stratejisi geliştirmesi gerekir. İşte bunun için iktidar sahiplerinin "Gelecek yönetimi" zihniyetine sahip olması gerekir.
Var mı?
Deprem sonuçlarına ve yaşananlara bakılırsa, kesinlikle yok. Ne gelecek yönetimi, ne önleyici yönetim ve ne de kriz yönetimi planlarının olmadığı ortada.
Demek ki ülkemizin en temel sorunu neymiş?
Yönetim sorunuymuş.
Zira kendisi dâhil, bütün sorunları çözecek/çözmeye muktedir tek olgu yönetimdir. Çünkü asıl nedendir. Felsefi söylemle, nedenlerin nedenidir.
Başarısız kriz yönetimi gerçeği gözler önüne serdi. Keşke başarılı olsaydı ve insanlarımız ölmeseydi.