Bahçeli'yi nasıl yorumlayalım?
Bahçeli yine seçimi işaret etti. Gün önermedi, ama ay belli: Mayıs. Lakin son dönemlerin ünlü laf çevirme işlemlerine o da katıldı.
Hani AKP Genel Başkan Yardımcısı biri vardı ve İstanbul Belediye seçimlerinin iptali için gerekçe uydurmak için ilginç bir söz söylemişti ya.
Neydi o?
"Hiçbir şey olmamışsa da bir şey olmuştur."
Bahçeli de benzer bir cümle kuruyor: "Erken seçim değil, güncelleme."
Hava yağmurlu değil, gökten su dökülüyor demek gibi bir şey.
Seçimi, olması gereken tarihten önce yapıp "güncelleyince" erken olmaktan çıkıyor sanki. Geriye mi gidiyor acaba?
Yoo! Haziran''dan Mayıs''a geliyor.
Geriye gitmiyor öne geliyor. Bu durumda erken olmamış mı oluyor?
Mantıkçılara sormak lazım. "Hiçbir şey olmamışsa, bir şey mutlaka" nasıl olabiliyor?
Cumhur İttifakı''nın siyasetçileri, mantık dışılığı mantık olarak sunuyor. Bahçeli, bir şey daha yaptı. 6''lı Masa''yı Erdoğan''ın arkasında durmaya davet etti.
Nasıl yorumlayalım?
1-Aşırı taraftarlık ve Erdoğan''a derin inanmışlık.
Başka?
2-Sinan Ateş olayından sonra MHP ve Bahçeli yönetiminin kozları MİT raporuyla Erdoğan''a geçti. Erdoğan artık her şeyi biliyor. Bahçeli bu çıkışıyla, Erdoğan''a güzelleme yapıyor. "Sana o kadar bağlıyım ki, herkesi senin arkana çağıracak kadar siyasetimi ileri taşımaktan çekinmiyorum" demeye getiriyor.
Artık bundan gayrısı Erdoğan''ın bileceği bir şey.
Cinayetin -varsa- MHP ilişkisi, kimin kimle ve ne ile bağlantılı olduğunun açıklaması, seçim sürecinde asla mümkün değil.
Bu durumda; "Öküz ölür, ortaklık bozulur." Tahmin edileceği gibi sonucu da ağır olur.
3-İdeolojik tükenmişlik. Bahçeli, yönetimi, Türk siyasi tarihinde modernleşme süreciyle başlayan, Akçura''nın "Üç Tarz-ı Siyaset" olarak gruplandırdığı ayrımı, tek kaleme indirgeyerek tüketmek ve Türkçülüğü /Milliyetçiliği, AKP muhafazakârlığı içinde eritmek, eritmese de en aza indirerek iyice küçültmek istiyor. Partili Cumhurbaşkanlığı gibi siyaset biliminin tanımadığı, bilmediği, ucube bir yönetim modelini de bunun için önerdi. Türk Milliyetçileri benimsesin diye de adını "Türk tipi" olarak nitelendirdi. Hâlbuki herkes biliyor ki, Türk''ün böyle bir "Tip''i" yok.
4-AKP çevrelerinde zaten dillendirilen ve herkesin malumu olan ve çoğu kere de 14 Mayıs diye gün olarak da belirtilen seçim tarihini, bir de kendisi açıklamış oldu.
Adına "Erken" denmeyecek olan erken seçim kesinlikle gelecek. İktidar ve ortaklarının başka çaresi yok.
BAHÇELİ''NİN DEĞİNMEDİKLERİ
Her konuşmasında ülke gündeminin ana sorunlarından kaçan Bahçeli ve MHP yönetimi, bu sefer de milletin kanına, canına ve malına dokunan öncelikli olarak üzerinde durması gereken konuları görmezden geldi.
Birkaç örnek verelim.
1-Meclis adına, dolayısı ile millet adına idareyi soruşturmakla görevli Sayıştay raporlarında ortaya çıkan yolsuzluk dosyalarını asla gündemine almadı.
2-Haraç-mezat iktidar partisinin yakınlarına satılan kamu arazilerini, güzelim koy ve kupon arazilerin neye, kime nasıl satıldığını hiç görmedi, duymadı bilmez oldu.
3-Hazineyi oluk gibi akara bağlayan ve her daim 5 müteahhide verilen büyük ihaleleri, buradan doğan zararları bilmedi, duymadı ve kesinlikle görmüyor.
Bu görmezden gelinen dosyalarda Sezgin Baran Kokmazlar mı dersiniz, yerli yabancı, Sırp, Arnavut, Rus, Gürcü mafyaları mı dersiniz yüzlerce olay var. Hepsini yazmağa yerimiz yetmez.
Ülkücü-milliyetçi siyaset, Bahçeli yönetiminin elinde etkisiz elemana dönüştü. Yetmedi AKP''nin yedeğine takıldı. O AKP iktidarları ki ülkeyi tanınmaz hale getirdi. Peki, Bahçeli ne yapıyor? Halen daha yaldızlı sözlerle bizi oraya çağırıyor.
Oy vermemizi istiyor.
Çok ilginç!