Arıyorum da bulamıyorum Ne kötü durumdayım bir bilseniz!
Merak edenler TDK (Türk Dil Kurumu), insan tanımını nasıl yapıyor, internete bir girip baksın.
Şimdi her şey bizim elimizin altında
*
Orada siz de bana hak vereceksiniz ki ‘İnsan’ tanımı eksikmiş gibi geliyor bana!
İnsan o kadar önemli ve özellikli bir yaratılmış ki üç satırlık bir tanımın içine sığdırılabileceğini düşünemiyorum.
*
“Bu tanımdaki eksikliği nedir?” diyeceksiniz, öyle değil mi?
Kendimce söyleyeyim.
Bi kere bu tanım, insanın kendi iç dünyasıyla ilgili bir bilgi vermiyor bize.
Toplu halde yaşadığını söylüyor ya, o bile eksik bir bilgi.
Peki ne demeliydi?
‘Toplu halde yaşamak zorunda olan ve tek başına asla yaşayamayan’ ya da benzeri ifadeler yer almalıydı kanımca.
Çünkü insan tek başına yaşayamaz…
Tek başına ihtiyaçlarını karşılayamaz…
Ve insanlar birbirlerine bağımlı halde yaşamak zorundadır.
Gördüğüm eksiklilerden biri bu.
Çünkü insan birbirinin tamamlayanıdır da aynı zamanda.
Sistem öyle kurulmuş çünkü.
*
İkincisi TDK tanımı; ‘İnsanın iç dünyasıyla ilgili bir bilgi vermiyor’ derken,
Araştırmacı oluşundan…
Kavrayıcı oluşundan…
Değiştirebilen ve biçimlendirebilen’ olarak ele alınmış da insanın kendisini değiştirerek içinde yaşadığı topluma nasıl bir bedel ödetebileceği…
Ya da nasıl bir mutluluk yaşatacağı belirtilmemiş.
*
Şimdi siz bana, “Bu sadece bir tanım” diyeceksiniz, biliyorum.
“Eğer insan detaylı olarak ele alınmış olsa sayfalar da yetmez. O nedenle tanımda kısa ve en öz şekli ortaya konulmuş.” diyerek, beni uyaracaksınız.
*
Ancak bu tanımlamanın içerisinde -anladığım kadarıyla- insanın kendisinin düşünsel ve fiziksel olarak neler yapabileceğine yer verilirken, hep dışa dönüklük ortaya konulmuş.
Dış çevre…
Dış dünya ile ilgili yapabilecekleri verilmiş mesela.
*
Ya içe dönük haliyle insan nasıl tanımlanır?
Gördüğüm kadarıyla o tanımın içinde böyle bir açıklama yok.
Hani keşke; en kısa ve anlaşılır olarak “İçe dönüklüğü’ orada ye almış olsaydı, ‘İnsanın bir yanı eksik kalmazdı’ diye düşünüyorum.
*
Hani diyorum ki TDK insan tanımına:
Bütün bilim ve ilim dallarındaki gizemleriyle, birer satır halinde bütüncül bir şekilde yer vermeliydi.
*
Mesela insanların hep iyi yanları anlatılmasın bize…
Aklıma geldi de paylaşmak isterim.
“Hem iyi insan kime denir ki?”
Ülkeleri keyiflerince yönetenlere mi?
İçlerinde sevgiyi barındırmayan din adamlarına mı?
Eserleri çalıntı olan bilim insanlarına mı?
İşine her türlü hile hurda katan ticaret ve sanayici iş insanlarına mı?
Sahi biz kime ‘İyi insan’ diyeceğiz?
*
Hani diyorum ki; henüz ilkokul yıllarından itibaren o küçücük beyinlerin anlayabileceği şekilde insan tanımlamaları öğretilse de -çünkü insan, küçük bir tanımla anlatılamaz- her insanın iyi olmadığı daha o yaşlarda öğrenilerek küçük insan olan o çocuğa kendini tanıma fırsatı verilse…
*
Çünkü insan önemli.
Çünkü onu yaratan bütün noksanlardan uzak tutmuştur.
“Bizim Yaratıcımız, bu kadar özene bezene bizi yaratırken, biz niye bu kadar dünyayı yaşanmaz hale getiriyoruz.” diyesim geliyor.
*
Biliyorum bunun onlarca, yüzlerce açıklaması var.
Var da bence, bugün özellikle de ülkeleri yöneten insanlar, TDK’nın ‘İnsan’ tanımlamasına pek de uymuyor, diye düşünüyorum.
Çünkü onların her biri güçsüzlere etmedikleri eziyet kalmıyor.
*
Şimdi ben; “Bunlar insan değiller” desem, yine siz benim haksızlık ettiğimi söyleyecek ve:
“Peki bunun karşılığında ne koyacaksın?” diyeceksiniz ya, vallahi bir şey koyamıyorum.
Ne koyacağımı arıyorum da bulamıyorum.
Ne kötü durumdayım bir bilseniz.