Aptallığın en açık delilleri!
Emekli Amiral İlker Güven, “Dostumuz Amerika ve Avrupa” başlıklı makalesinin sonuç bölümünde şu uyarılara yer veriyor:
* “Emperyal güçlerin demokrasi anlayışları kendi güdümlerindeki veya güdebilecekleri bir partiyi seçimlerde zafere ulaştırmaktır. Bunun içinde, yerli işbirlikçiler etkin bir şekilde kullanılmaktadır.
* Emperyalizmin en önemli etkin silahı ekonomidir. Bunun için özelleştirme adı altında ülkenin önemli ekonomik güç ve varlıkları devletin/kamunun elinden alınmaktadır. Ülke, dış borç kısır döngüsüne sokulmakta, sermaye hareketlerine sınırsız serbesti sağlanmakta, mali kontroller kaldırılmakta, gümrük birliği ve reform adı altında ekonomi korumasız hale getirilmektedir. Bunun sonucunda da sandıktan dışarıdan desteklenen partiden başka partinin çıkması imkansız hale gelmektedir.
* Bütün bunlara ilaveten, Emperyalizm, tuzak olarak ülke içindeki bölücü ve yıkıcı unsurları da kullanarak hatta onlara ihanetleri karşılığında siyasal, ekonomik, kültürel özgürlük dahil vaatlerle umut şırınga ederek ayaklanma ve isyana zorlamaktadır.
* Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ’antikominist’ideolojiden esinlenen ABD güdümüne girmiştir. Komünizmin panzehiri olarak da ağırlıklı olarak din kullanılmıştır. Maalesef, 10 Kasım 1938’den itibaren Atatürk’ün devrimleri tam oturmadan dış güçlerin de baskısı ile çok partili döneme erken geçişimiz, bugünkü sıkıntılı günlerin başlangıcı olmuştur. Zira, Atatürk’ün kurduğu laik, demokratik, sosyal, hukuk devletine karşı Batı destekli dincilik akımları da demokrasi adı altındaki bu iklimden yararlanarak oldukça büyük mesafe katetmiştir.
* Bugün Türkiye’de anti-Amerikancı Müslümanlar sindirilerek ’ABD ve AB sempatizanı İslamcılık’egemen olmuştur. Bugünkü AKP iktidarı gücünü büyük ölçüde ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nden almaktadır. ABD’nin Ilımlı İslam devleti tasarım ve stratejisi ile AB’nin imtiyazlı ortaklık modeli tam bir uyum içindedir. Her ikisi de Türkiye’nin Batı’ya bağlı, ılımlı ve uyumlu bir yandaş devlet olmasını içermektedir.
* * *
Tarihe bir göz attığımızda, acı ama gerçek olan şu bilgilere ulaşırız:
1838 Balta Limanı Gümrük Birliği Anlaşması: Bugünkü 1995 Gümrük Birliği Anlaşmasıyla eşdeğerdedir.
1839 Tanzimat Fermanı: Bugünkü AB uyum yasaları ve IMF dayatmaları ile eşdeğerdedir.
1856 İslahat Fermanı: Bugünkü AB Türkiye ilerleme raporları ile eşdeğerdedir.
SONUÇ: Bu anlaşmalarla Osmanlı İmparatorluğu parçalanmıştır!
Einstein bakınız ne diyor: ’Aptallığın en açık delili, aynı şeyi defalarca yapıp, değişik sonuç almayı beklemektir.’
* * *
* Bu vesileyle; yurtiçinde egemen, yurtdışında bağımsızlık özlem ve duygularını taşıyan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti temelleri üzerinde yaşayan tek bayraklı, ulus devletin sonsuza dek yaşayacağı inancımı koruyarak, Atatürk’ün sözlerini tekrarlamak istiyorum:
* Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanlarındaki ve vicdanlarındaki asli cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın.”