Anayasa suçu
Tayyip Erdoğan, Harran Üniversitesi’nin açılışı için gittiği Şanlıurfa’da, parti teşkilatının verdiği iftar yemeğinde aynen şunları söylemiştir:
“Bizim ülkemizde hangi etnik kimliğe sahip olursa olsun Kürt’üyle, Türk’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Abhaza’sıyla aklınıza ne gelirse, bunların hepsi bizim için birer alt kimliktir, ama bunun üstünde bizim bir anayasal kimliğimiz var. O da nedir? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak.”
Bu sözleriyle Tayyip Erdoğan Anayasa suçu işlemiştir. Çünkü Anayasa’nın “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” üçüncü maddesine göre “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.” Erdoğan bu ifadesiyle Türk milletini, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaza ile birlikte bir alt kimlik kabul etmiş ve milleti birçok parçaya bölmüştür. Anayasa’nın üçüncü maddesinde “bölünmez bir bütün” olarak ifade edilen “millet” Türk milletidir. Bu husus, Anayasa’nın başlangıç kısmında ve birçok maddesinde açıkça yer almıştır. Başlangıç kısmına göre “bu Anayasa...Türk Milleti tarafından, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi” olunmuştur. Beşinci maddeye göre “Devletin temel amaç ve görevleri(nden biri), Türk Milleti’nin bağımsızlığını ve bütünlüğünü” korumaktır. 6, 7 ve 9. maddelerde ve daha birçok maddede milletimizin adı Türk olarak geçer. 66. maddeye göre de “Türk Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.”
Açıkça görüldüğü gibi Anayasa’ya göre Türk, bir alt kimlik değildir; Türk’ü alt kimlik saymak ve yanına Kürt, Çerkez, Gürcü vb. alt kimlikler koymak, üçüncü maddeye göre “bölünmez bir bütün olan” “millet” i bölmektir. Tayyip Erdoğan, yukarıdaki ifadesiyle Anayasa’nın üçüncü maddesini ihlal etmiş ve Anayasa suçu işlemiştir. Anayasa’nın 68. maddesinin 4. fıkrasına göre “Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne” aykırı olamaz. 69. maddeye göre “Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68’inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.” “Bir siyasî partinin 68’inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesi’nce tespit edilmesi halinde karar verilir. (Ek cümle: 3.10.2001-4709/25 md.) Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği, yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.”
“Milletin bölünmez bütünlüğüne” “aykırı eylem”, AKP “genel başkan”ı tarafından “açıkça benimsen” miştir. AKP Genel Başkanı bunu ilk defa söylemiyor. Dolayısıyla “fiil” “kararlılık içinde” işlenmektedir. O halde AKP, “milletin bölünmez bütünlüğüne” aykırı bir eylemin “odağı haline gelmiş” tir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, AKP’nin kapatılması için hemen dava açmalıdır.
Tekrar ediyorum; AKP Genel Başkanı Anayasa suçu işlemiştir. Bölücü terör örgütünün istediği de milletin bölünmesidir. Onlar da Türkiye’nin Türk ve Kürtlerin ortak devleti olması gerektiğini ileri sürüyorlar. AKP Genel Başkanı da Türk ve Kürt alt kimliğinden bahsediyor. Sonra da ordumuz Türk milletinin bütünlüğü için Güneydoğu’da savaşıyor; askerlerimiz şehit düşüyor. Türkiye’nin başbakanlık koltuğunda oturan AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Türk milletinin bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemde bulunarak Anayasa suçu işliyor ve biz meçhul bir terörden bahsediyoruz. Türkiye’nin bundan başka gündemi olamaz. Anayasa çalışıncaya, Cumhuriyet Başsavcısı harekete geçinceye kadar her milletvekili kürsüde bunu konuşmalıdır. Bunu konuşmalısınız; çünkü “vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü” koruyacağınıza; “Anayasaya sadakatten” ayrılmayacağınıza “büyük Türk milleti önünde” namusunuz ve şerefiniz üzerine yemin ettiniz.