Amerikan elçisinin 80 kişilik listesi ve Türkleri yakanlar!
Daha bir hafta önce, Berlin Eyalet Parlamentosu Yeşiller Milletvekili Özcan Mutlu, bir televizyon programındaki konuşması sebebiyle 500 e.mektup ile tehdit edildi. Neonaziler tehdit mektuplarında “Türkleri toplama kamplarında yakma ve küllerini bacadan savurma zamanı geldi” diye mesaj gönderdi.
Özcan Mutlu, partisinin bu mektupları savcılığa teslim ettiğini söyledi.
Ardından Ludwigshafen şehrinde 9 Türk diri diri yakıldı! Ertesi gün Herne şehrinde yine Türklerin oturduğu bir apartman kundaklandı, 16 Türk dumandan zehirlendi.
Solingen katliamında da 5 Türk yakılarak öldürülmüştü.
* * *
Bu olaylar, Almanların artık Türkleri Almanya’da istemediğini gösteriyor. Doğu Almanya ile birleşmeden sonra artan işsizlik oranı ve Mark’tan Euro’ya geçişle başlayan hayat pahalılığı, Almanların sağlıklı düşünmesini engelliyor! Özellikle işsizlikten Türkleri ve diğer Müslüman yabancıları sorumlu tutuyorlar!
Alman devleti de Türklerin evlenecekleri kişinin Almanya’ya kabul edilmesi için Almanca bilmesini şart koşuyor. Her ne kadar Almanlarla evlenenler varsa da bunlar küçük bir azınlık. Türkler, Türkiye’den evleniyor.
Yine Alman devleti, emekli olan Türk işçilerin yurda dönüşü sırasında, işveren tarafından yatırılan sigorta kesintisini ödemiyor.
İnsan haklarına aykırı bu kurallara Türk hükümetleri ses çıkaramıyor!
Özetle Alman devleti, Türklerin önüne her gün yeni bir engel koyuyor.
Türkler durumun farkında ama bütün bu olumsuzluklara rağmen Almanya sosyal haklar açısından dünyanın en iyi ülkelerinden biri. Özellikle işsizlik sigortası, çocuk parası, doğum parası ve izni gibi haklar mağduriyeti önlüyor. Kimse bu hakları bırakıp dönmek istemiyor.
* * *
Türkleri yakıyorlar ki Almanya’da kalma iradeleri kırılsın ve ülkelerine dönsünler! Dolayısıyla, bu sabotajlar, Almanya’nın devlet politikasının Neonazi yansımasıdır!
Dikkat ederseniz, Türkiye’nin içinde de Türklerin milli iradesini kırmak için ABD Başkanı’nın talebi ile harekete geçiliyor. Operasyonun düğmesine 5 Kasım 2007’deki Bush-Erdoğan görüşmesi ile basıldığı iddiası, Cumhurbaşkanına en yakın gazeteci Fehmi Koru’ya aittir, bana değil!
İddiaya göre Amerikan Büyükelçisi’nin verdiği 80 kişilik bir Amerikan aleyhtarı listesi de var!
* * *
Almanya’da Türklerin apartmanlarda yakılması ve küllerinin bacadan savrulmasının arkasında Alman hükümeti var!
Türkiye’de de Amerikan aleyhtarlarının tutuklanması tertiplerinin arkasında hükümet politikaları var.
Yangından yaralı kurtulanlar “Harabe kalasın Almanya” diye beddua ediyor ama aklını kullanmayan milletler, tarih boyunca başka milletlerin avı olmuştur, bunu da unutmayalım.
* * *
IMF’nin kuruluş hazırlıkları yapılmaktadır. 1948’de Türkiye’de bir kredi heyetinin başında incelemelerde bulunan Mr. Mason “Kalkınma hızını düşürün. Meyve, balık üretimini artırın, turizmi geliştirin” diyecektir.
Türkiye, 1952 NATO sürecinden sonra, işte bu politikayı takip etti. Atatürk’ün kurduğu uçak fabrikasını kapattı. Silâhını bile ABD’den satın almaya başladı! Böylece denetlenebilir, kontrol edilebilir bir ülke oldu.
Sonunda, kendi milli direncini Amerikan talepleri ile ortadan kaldırmaya çalışan bir yönetim anlayışına kadar geldi!
Millet, kendi direncini temsil eden bu insanlara sahip çıkmazsa, başına her türlü belânın gelmesine razı demektir! Tıpkı Almanya’da hayati tehlikeye rağmen konforunu terk etmek istemeyen veya ayağa kalkmayan vatandaşlarımız gibi!