Alparslan, Erdoğan ve Anadolu’nun kapıları!
Tarihçiler, Malazgirt zaferiyle, Alparslan’ın Türklere Anadolu kapılarını açtığını söyler. Tabii Anadolu’da, Milattan önce de İskitler vardı. Reşideddin tarihine göre Oğuz Kağan, Batı seferinde Suriye’ye kadar inmiş, Mısır’ı vergiye bağlamış ve Türk devletini 18 yıl Antakya’dan yönetmişti ama bu bilgileri Batılı tarihçiler yazmadığı için bizimkilerin çoğu hiç duymamıştır! Bu, ayrıca ele alınması gereken bir konu...
Malazgirt’ten ve Büyük Selçuklu döneminden sonra Anadolu Selçuklu Devleti ve onun da dağılmasıyla Anadolu’da Türk beylikleri kurulması, Malazgirt ile ilgili tarih yorumunun doğru olduğunu gösterir.
***
Alparslan, Anadolu’nun kapılarını, bugünkü Türkmenistan merkezli coğrafyadan gelen İskitlerin torunlarına yani Oğuz Türklerine açmıştı. Osmanlı’dan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulması ise Alparslan’ın Malazgirt zaferini takip eden dönemlerde, Anadolu ve Trakya’nın her köşesinde Oğuz Türklerinin yerleşmiş olması sayesindedir. Zaten devleti kuran Mustafa Kemal Atatürk de Osmanlı tarafından Balkanlara yerleştirilen Karamanoğulları içindeki bir Yörük boyunun çocuğudur. Makedonya’nın Kocacık köyünde, Atatürk’ün akrabası olan Yörüklerin bugünkü çocuklarının birçoğu sarışın ve mavi gözlüdür. Kız veya erkek ayırt etmeden, Kocacık’taki bu Yörük çocuklarının gözlerinin içine bakarsanız Mustafa Kemal’i görürsünüz...
Tıpkı Toros yaylalarındaki Yörük çocukları gibi... Trakya’da da yer yer aynı duyguları yaşarsınız...
Atatürk, öyle bir tarih bilincine sahipti ki Büyük Taarruzu, Malazgirt Zaferi’nin yıldönümünde; 26 Ağustos’ta başlattı, 30 Ağustos’ta zaferle bitirdi. Atatürk, Anadolu’dan Türkleri yeniden atmak isteyenleri, İzmir’de denize döktü. Ondan önce de Kazım Karabekir, Doğu cephesinde Ermeni ordusunu mağlup ederek Doğu sınırlarını çizmişti.
Sonuç olarak Atatürk ve silah arkadaşları, Alparslan’ın Türklere açtığı Anadolu kapılarını korudu ve işgalcilere kapattı!
Cumhuriyetin kuruluşundan 88 yılı sonra yani 2011’den itibaren dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakanı Tayyip Erdoğan, Anadolu’nun kapılarını milyonlarca Suriyeli ve Afgan’a açtı. Bu politikaların sorumlusu olan iki kişiyi de Cumhurbaşkanı yapan Devlet Bahçeli ise şimdi Hüda-Par başkanı ile fotoğraf veriyor...
***
Bu satırları, Erdoğan’ın Malazgirt’e ortak çıkarmaya çalışması ve bu sayede milletin çeşitliliğine dayanan bir Anayasa yapmak istemesi sebebiyle yazdım ama yazıya Denizli’deki bir cinayet haberiyle başlayacaktım...
Denizli'de bahçesine koyunlar girdi diye bahçe sahibi, eline av tüfeğini alarak sürü sahibinin evinin önüne geldi. Sürü sahibi ve yakınları, 75 yaşındaki Mehmet Ali Aslan'ın elindeki tüfeği almak için çabalarken tüfek ateşlendi. Sürü sahibi Hikmet Duman, karnından yaralanarak hayatını kaybetti.
Anadolu’da benzer cinayetler çok yaşanmıştır. Yeni ektiği mısır tarlasına tavuklarını sokan komşusuna ateş edenler olmuştur. İstanbul’da ise İBB’nin, Zeytinburnu sahilindeki çay bahçeleri için cinayetler işlenmiştir. Sonra İBB, kiracıların tamamını çıkararak bu bölgeyi park yaptı da cinayetler son buldu. Yani yorgan gitti, kavga bitti...
***
İktidar tarafından milyonlarca Suriyeli veya diğerlerine Anadolu’nun kapıları açılırken, yani bütün bahçelerine, tarlalarına girilirken, ordu yıpratılır ve dönüştürülürken muhalefet ne yaptı? Birkaç kaç kişi dışında, muhalefet seyretti...
Halk ne yaptı peki? Haberdeki gibi bahçesine koyun girdi, tarlasına tavuk girdi diye cinayet işledi ama ülke, milyonlarca yabancıya işgal ettirilirken sesini bile çıkarmadı!
AKP’ye oy verenler, Erdoğan’ın “ensar-muhacir” söylemini tekrarladı. Ümit Özdağ, Zafer Partisi’ni kurup, konuyu birinci gündem maddesi haline getirdiğinde, diğer partilere oy verenlerle birlikte AKP’ye ov verenler de biraz uyanmaya başladı!
Halkın büyük bir kısmı, iktidar nimetlerinden yararlanmaya öncelik verdiği için Anadolu’nun kapıları, pencereleri, bacaları, mutfak-balkon kapıları bile milyonlarca yabancıya açıldı.
Şimdi de milletin uyanık olup da sahip çıkmadığı vatana ortak yaratmak için algı operasyonu ile tarihi çarpıtıyorlar ama muhalefet hâlâ sessiz...
***
Bu operasyonlardan bütün seçmenler, atalarına ve gelecek nesillere karşı sorumludur; bir kısmı istilâya oylarıyla destek verdiği için geri kalanın tamamı ise yeterince karşı çıkmadığı için!
Halk, vatanı istilâ ettiren partileri bir tarafa bırakıp bir bütün olarak “Yeter, Türkiye Türklerindir” demezse, bu gidişle Anadolu ve Trakya’daki bütün Türkleri birbirine düşürüp birkaç sene içinde vatanlarından sürülen Suriyeliler veya Afganlar gibi yapacaklar!
Görünen köy kılavuz istemez...