Ali Koç'un Fenerbahçe başkanlığı kararı Sadettin Saran'ın ofisinde bomba etkisi yaptı... Şerafettin Tilki Ali Koç'un yan koltuğundan bildiriyor
"Koyun can, kasap et derdinde" derler ya hep.
Fenerbahçe’de yaşanan tam da bu.
Ali Koç başkanlığındaki kulüp, müthiş bir şampiyonluk yarışında. Galatasaray ile resmen at başı gidiliyor.
Koç, geçtiğimiz günlerde canlı yayında yeniden başkan adayı olmayı planlamadığını açıkladı.
Bunu yaparken de tüm kapıları kapamadı.
Asla demedi.
Koç’un bu sözleri Sadettin Saran’a cesaret verdi. Aziz Yıldırım ile yaşadığı sorunlar yüzünden ‘aforoz’ edilen Saran, harekete geçti. Sezon sonu yapılacak olan seçimde aday olabilmesi için gereken 500 imzayı buldu. Noterden onaylatarak Yüksek Divan Kuruluna sundu. Böylece resmi adaylık süreci başlamış oldu.
Durumdan haberdar olan Koç, çok sinirlendi. Kurmayları ile mini zirve yaptı. Minik Serçe, geçerken uğramış.
Koç, “Şampiyonluk yürüyüşümüze seçim gündemi eklemek bu takıma zarar verir. Emeklerimize sekte vurur. Saran’ın derdi Fenerbahçe değil, koltuk. Makam koltuğumu kendisine kargolayın!” diye serzenişte bulundu.
Başkanın tepkisine hak vermemek elde değil. Yahu kardeşim şimdi bunun sırası mı? Hazırlıklarını yap. İmzalarını topla. Oyna, zıpla. Ne bileyim gerekeni fazlası ile icraata dök. Zamanı gelince başvurunu yap. Amaç belli; koltuk.
Ahh be şu koltuklar. Ceylan derisi, göz bebeği koltuklar. Nelere kadirsiniz bir bilseniz.
Dile gelip anlatırdınız!
Biz gelelim şimdi asıl konuya. Koç’un çıkışına kurmaylarından Selahattin Baki, “Başkanım Şampiyon olacağız. Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi’nde sizin başkanlığınızda gitmeli. Kendi çıkarlarını, kulübün önüne koyanlar ile değil. Kulübümüzü bırakmayın” dedi.
Veeee Koç, alkışlar arasında bu çağrıya duyarsız kalmadı. “Ne kulübümü ne de yola çıktıklarımı yolda bırakmam” diyerek DEVAM kararını kapalı kapılar ardında duyurdu..
Jet hızı ile gelişen olaylar zinciri. Saran’ın ani hamlesi, geri tepti. Koç yoksa, ben varım mantığı güden Saran, hiç ummadık karşılık buldu.
Bir yandan lig yarışı. Diğer yandan erken seçim havası. Kadıköy’de sular ısınıyor. Kara kış. Poyraz. Soğuk, don, yağmur. Öyle gözüküyor ki, hiç bir hava şartları sarı lacivertli kulübün ateşini dindirmeye yetmeyecek.
Kazan kaynıyor..
Yahu bu kazan deyince aklıma geldi. Kazı, kazan vardı. Sokağa her çıktığımda denk gelirdim. Uzun süredir, ne kazıyan var, ne de kazıtan seyyar bayii.
Sahi ne oldu bunlara.
Yoksa onlarda mı tarihin tozlu raflarına kalktı.