Alayı ihraç edilsin!

Particilik ciddi bir iştir... Öyle tarlada toplanmakla, tellere tırmanmakla, korsan bayramlaşma yapmakla olmaz bu işler...

Ciddi olacaksınız ciddi... Mesajınız net olacak... Ergenin kafayı kamyon farı gibi kazıtıp 'Oyunu boz' yazdıracaksınız meselâ... İlâve olarak, o esnada "Tamburamın telleri, öptüm bütün kelleri" diye Grup Başkan Vekili bir şiir patlatsa çok daha iyi olur, 'harekââât' biraz daha ağırlık kazanırdı ama olsun bu şekilde de fena durmadı...

Onun için bunlar ihracı çoktan hak ettiler... Şimdi 'tam bağımsız', sakın gülmeyin lütfen, ekmek çarpsın 'tam bağımsız' Disiplin Kurulu bir toplansın, görürler tarlada kurultay toplamayı...

***

Merkez Disiplin Kurulu'ndaki sahneyi düşünelim:

- Neden tarlada kurultay yapmaya kalkıştınız?

- Efendim yanlış anlaşıldı galiba... Bizimki parti kurultayı değildi, Sınırlı Sorumlu Hububat Üreticileri Kooperatifi Kurultayı'ydı...

- Adalete yardımcı ol... Ne tarlasıydı orası? Hint keneviri miydi yoksa?

- Tam emin değilim ama galiba burçak tarlasıydı...

- Yaz kızım... Tarlada kurultay yapmaktan, üstelik burçak tarlasında kurultay yapmaktan dolayı partiden kesin ihracına, bundan böyle zahire borsasında görevlendirilmesine ve kafasını kazıttırıp, ense köküne doğru halis Hint kınasıyla, atasözlerimizden "Tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın" yazdırılmasına...

***

- Ya sen? Okumuş yazmış, hoca olmuşsun... Koskoca adamsın, niye o tellere tırmandın?

- Aslında tünel kazacaktım... Maliyet kurtarmaz diye tellere tırmandım... Topu topu 30 saniyelik bir işti zaten... Tüzüğe aykırı olduğunu bilmiyordum, Pensilvanya'nın, yok yok Kuzey Carolina'nın tezgâhına geldim, ölümü öp bir daha yapmam...

- Adın neydi senin?

- Galiba Yunus idi... Yok yok Hızır idi... Yunus idi, Hızır idi... Yunus idi, Hızır idi...

- Yunus ulan Yunus...

- Oyunu bozuyorum, evet Yunus'tu...

- Yaz kızım... İsmini gizlemekten, tellere tırmanmaktan, pilavla zerdeyi birlikte yiyecekmiş gibi durmaktan ve dahi burnuyla kaval çalabilecek gibi görünmekten kesin ihracına...

***

- Gelelim sana... Bu korsan bayramlaşma işi neyin nesi?

- Efendim mâlûmunuz, Şeker Bayramı ikiye ayrılır... Birisi toz şeker bayramı, diğeri de kesme şeker bayramı... Art niyetimiz yoktu...

- Bayramlaşma korsan işi olduğuna göre korsanları nereden getirdiniz?

- Bir kısmını Karayipler'den, bir kısmını Somali açıklarından, bir kısmını da Kuzey Denizi ve Viking eşrafından... Karmaydı yani...

- Yaz kızım... Korsanlarla bayramlaşma yapmaktan, onlara fıstıklı baklava ikram etmekten, okyanus ötesi komplolara aracılık etmekten kesin ihracına...

***

Kimse kızmasın, 'demokrasi demokrasi' de bir yere kadar... Bunları kesin ihraç edeceksin ki, bundan sonrakilere ibret olacak... Bunlara gereken dersi vermezsen, yarın birisi seçim sonuçlarını bahane eder, Kurban Bayramı'nda partinin önünde 6 korsan ortakla dana veya deve kesmeye kalkar... Ne bileyim, bir başkası partiden izin almadan misafire limon kolonyası filan tutar, Allah korusun... O zaman nasıl arınacağız, nasıl pirincin taşını ayıklayacağız?

Şimdi tellere tırmanan, yarın elektrik direğine veya Kızılay göbekte trafik lambasına tırmanır... Bir başkası tarlada kurultaydan yola çıkarak, akarsu yatağında veya plajda kurultay toplamaya kalkar... Alayı ihraç edilmeli ki, kurultayın 'k'si kimsenin aklından geçememeli...

Particilik sulusepken bir iş değildir, şekil a'da olduğu gibi ciddidir ciddi... "10 Temmuz'da kurultay toplayacağım" dersin ve sözünü tutmak için kıyamet kopsa bile toplarsın!.. Kıyamet kopmadığına göre dünya takviminde yaşanacak daha epeyi 10 Temmuz var demektir, birinde toplarsın!.. Nasıl olsa kazıttırılacak kafa sıkıntısı da yok... O hâlde 'Oyunu boz'dur bozdur harca!..

***

Ciddiyet, ilke ve dâvâ kelimelerini duyunca içlerinde bi gülme tutanlar, kendinize gelin, kimsenin asabını bozmayın!..

Yazarın Diğer Yazıları