Akşener'i yok saymak ve korku!

Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, "Oyları çalma yasasına karşı ne yapılabilir?" başlıklı yazımla ilgili bir mesaj gönderdi.

Mesaj şöyle:

"Sayın Bulut, hukukun üstünlüğüne dayanan devlet, 'atı alanın Üsküdar'ı geçmesi'ni önlemek için vardır. Oylamanın ahlaksallığını sağlamak için seçim yasalarında sahte oylara karşı kesinlikle önlem alınır. Bu önlem, 16 Nisan 2017 halkoylamasında ağacı gören, ama ormanı göremeyen YSK kararlarıyla yıkılmış; tıpkı kaymakamın boşanma kararı vermesi gibi, yokluk yaptırımı ile sakat, kimseyi bağlamayan bir oylama ortaya çıkmıştır. Bu konuda yazdığım bilimsel (hukuksal) görüş, CHP tarafından dört dilde yayımlanmıştır. Esenlikler..."

***

Selçuk, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne sunduğu görüş bildiriminde, YSK'nın mühürsüz zarflarla ve "Evet" mührüyle kullanılan oyları geçerli sayma kararının, ilgili yasaya açıkça aykırı; bu sebeple "yok hükmünde" olduğunu ve oylamanın yeniden yapılması gerektiğini belirtmişti.

Selçuk "Böyle bir sakatlık, elbette hukuk düzenini altüst eder, kargaşa yaratır. Şu anda ülkemizde yaşanan kargaşanın nedeni de budur. Bu kargaşadan hiç kuşkusuz bir ilkeler düzeni ve kavramlar dili olan hukuku yanlış yorumlayıp uygulayanlar sorumludur." demişti.

Tabii ki ben de bu görüşe katılıyorum ama sorumlular, aynı sorumsuzluğa devam ediyor ve yok hükmündeki bir referandumda evet oyu çıkmış gibi Türkiye bu oylamaya dayalı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimi yapacak!

Üstelik artık bilimsel düşünceyi bile tanımadığını ifade edenler var. Meselâ, Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Coşkun, "Bize göre, pozitivistlerin aksine bir düşünce bilimsel temeli olmasa da bilgidir ve doğrudur." dedi!

İşte bu mantık, yok hükmündeki bir oylamayı, geçerli kabul ediyor ve muhalefetin yetersizliğinden de yararlanarak medya gücüyle meşru gösteriyor!

Artık Türkiye'de iktidar için hiçbir hukuk kuralı yoktur! İktidar yasaları çiğniyorsa, muhalefet niçin kıyameti koparmıyor?

Mesele bu zaten?

***

Bilal Erdoğan, siyasi bir kişi değil ama "Bu millet, 'Abdülhamid'i yediniz, Erdoğan'ı yedirmeyiz' dedi. 'Menderes'i astınız, Özal'ı zehirlediniz, Erbakan Hoca'ya darbe yaptınız ama Tayyip Erdoğan'a darbe yaptırmayız' dedi" diyerek babasının ruh halini yansıtan bir konuşma yaptı.

Bu sözler, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in İstanbul İl Kongresi'nde de tekrarladığı "Bizden korkuyorlar" tespitini doğruluyor.

Akşener, "Saray koalisyonunun küçük ortağı bize sövecek, iftira atacak, büyük ortak ise yok sayacak. Ama Senegal'de dayanamadı, nihayet bize çemkirdi." dedi.

İnsan kimi yok sayar? Kimden en çok korkuyorsa onu! İşte bu yok saymak da korkunun en önemli göstergesi. Zira Akşener ve İYİ Parti, gerçekten de AKP iktidarını devirebilecek bir tehdit olarak görülüyor!

***

Akşener, "Cumhurbaşkanlığını da kazanacağız. Biz cesurlar hareketiyiz, korkmuyoruz" diyor ama bana bir İstanbul kabadayısının tavsiyesidir; "korkan adamdan korkacaksın ve gereken tedbiri alacaksın!"

Çünkü bir iktidarın, başkalarının hakkını yok sayması veya başkalarının hakkını ortadan kaldırmaya çalışması, normal bir durum değildir!

İktidar milletin yarısını başkalaştırmaya çalışıyorsa, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun dediği gibi onları iterek ve sadece kendisini destekleyen kitleyi "millî" kabul ederek hâlâ kamplaşmadan medet umuyorsa, bunu önlemek için sadece cesaret yetmez, karşı bir strateji de uygulamanız gerekir. Millet, bu ışığı gördüğü için Akşener'i umut olarak görüyor.

Yazarın Diğer Yazıları