AKP’nin hedefi Yemen modeli!

Tayyip Erdoğan’ın, 29 Ekim 1923’ün karşısına 23 Nisan 1920’yi çıkarmak girişimi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de dikkatini çekti ve haftalık konuşmasının önemli bir bölümünü bu konuya ayırdı.
Mesele zannedildiğinden çok daha önemlidir ve Tayyip Erdoğan, bu konuda meydana getirilecek tereddüt sayesinde hedeflerine ulaşmayı planlamaktadır.
Hedefi, 23 Nisan 1920’ye sahip çıkarak, kendisini bugünlere kadar destekleyen milliyetçi-muhafazakâr kitlelerde oluşan şüpheleri gidermek ve böylelikle Çankaya yokuşunu tırmanmaktır.

***

Biz konuyu, “AKP bir Şeyh Sait Ayaklanması mıdır?” başlığı altında ve özetle “Şeyh Sait ve benzerlerinin de 23 Nisan ile bir sorunları yoktu ama 1923’e karşı çıktılar. Erdoğan da 2002-2014 arasında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bir ulus devlet olmaktan, sözün özü, Türk devleti olmaktan çıkarmaya çalıştı, bu konudaki engelleri bir bir aştı. Hedefe doğru yürürken emniyet ve yargıya yerleştirdiği paralelleri, millicilere karşı kullandı. Fırtına çıkınca da geminin batmaması için paralelleri denize atmaya başladı” diye incelemiştik.
Bahçeli, 23 Nisan 1920’nin Erdoğan ve çevresinin anti tezi olduğuna dikkat çekerek, “Başbakan’ın yeni Türkiye’si, 23 Nisan 1920’nin iflası, hiçe sayılmasıdır. Başbakan’ın yeni Türkiye’si, 29 Ekim 1923’ü azgın ve alçaklardan kurulu idam mangasının önüne çıkarmaktır. Ve Başbakan’ın yeni Türkiye’si Türkiye Cumhuriyeti’ne ölüm fermanı hazırlamaktır. Şimdi Başbakan kalkacak ve ilk Meclis’ten örnekler vererek, bazı sözleri kullanarak bölücü niyetlerine kapı aralayacak, yeni Türkiye masalına devam edecektir. 94 yıl önce açılan bu millet eserinden gayri meşru ve gayri milli politikaları için kendine uygun malzeme toplamaya çalışacaktır” dedi.
CHP de bu konu üzerinde hassasiyetle durmalıdır. Çünkü 23 Nisan’ı 29 Ekim’in karşısına çıkarmak, Türkiye’nin Türkiye olarak varlığını tehdit etmektedir.

***

Tayyip Erdoğan ise bu hafta konuya girmedi ama “Cumhurbaşkanının da şantaj kaseti bunlarda var, benim de vardı, Genelkurmay Başkanının da... Ama ben diyorum ki benimle ilgili varsa çıkıp açıklayın, ’açıklamazsanız namertsiniz’ diyorum” diye bir bilgi verdi!
Şaka değil bu, Türkiye’nin Başbakanlık koltuğunda oturan zat, “Bize şantaj yapılıyor” diyor!
İddiayı ortaya atarak kendi adına cevap veriyor ama diğer iki kişi de birer açıklama yapmalı değil mi?
Yoksa, “Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı ne suç işlediler ki, kendilerine şantaj yapılabiliyor?” sorusu ortada kalır! Öyle ya, şantaj kasedinizin olması için sizin halktan sakladığınız bir sözünüz bir eyleminiz veya bir ilişkiniz olması gerekir...

***

Türkiye’nin Hıristiyanlaştırılmış eyaletlerden oluşan federal bir yapıda ve ABD’nin atadığı bir kişi tarafından yönetilmesi ABD Kongresi’nin 1896 yılında aldığı gizli bir karardır. Yoksa, Türkiye’yi yönetenlere yapılan şantajın hedefi bu mudur?
Şantaj kasetleri her ne kadar bir cemaate ihale edilmiş gibi görünüyorsa da operasyonun arkasında ciddi bir istihbarat örgütünün bulunduğu ortada!
Bakınız ABD, Yemen’de hedefine ulaştı bile! Anadolu Ajansı’nın “Yemen’de ‘eyalet sistemi’ tanıtım günleri” başlığı altında verdiği habere göre ülkede eyalet sistemine geçiş, kültürel şenlik, tiyatro ve sergilerle anlatılıyor.. Haberde, “Yemen, Birleşmiş Milletler ve Körfez İşbirliği Konseyi önderliğinde bir geçiş sürecine girmiş ve ‘Altı İklim’den yani altı eyaletten oluşan bir siyası yapıya geçmişti. Eyaletler ise Aden, Hadramut, Tehame, Seba, Azal ve el-Janad olarak belirlenmiş” deniliyor.
Türkiye coğrafyasını da vaktiyle yedi iklime bölenlerin hedefi buymuş anlaşılan!

Yazarın Diğer Yazıları