AKP'nin "adalar projesi" ve ötesi!

Ahmet Davutoğlu, partisinin seçim bildirgesini açıklarken "13 yılda gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerin kalıcı bir düzene kavuşması için AK Parti olarak beyannamemizin ilk ve esası olarak yeni bir anayasa vadediyoruz. Yeni bir anayasa, yeni Türkiye'nin en temel taşıdır" dedi.

İşte bütün mesele de burada zaten! Davutoğlu'nun "Sessiz devrim" dediği bütün siyasi girişimler, Türkiye'nin rejiminin, millî ve üniter yapısının değiştirilmesi içindir. AKP, Türkiye'nin rejimini değiştirmek için kurulmuş bir partidir.

Şimdilerde HDP adına Selahattin Demirtaş, açıkça "rejim değişecek" diyor ya, AKP bu değişikliği bugüne kadar adım adım yapmaya çalıştı. Büyük mesafe de aldı ama Anayasa'nın değiştirilemez maddelerini değiştirecek siyasi gücü bulamadığı ve bu arada Türk Milleti gerçeğini reddederek Anayasa'dan çıkarmaya çalıştığı ve yeni bir millet tanımı getirmek istediği artık anlaşıldığı için tökezlemeye başladı!

***

Davutoğlu ayrıca "Yüzlerce proje arasında özellikle önem verdiğimiz bir proje bölümünde de mührü vurmak istiyoruz. Bu da Demokrasi ve Özgürlükler Adası Projesi. Demokrasimize kara bir leke gibi yapışan Yassıada Mahkemeleri'nin kurulduğu Yassıada ve Sivriada farklı bir yaklaşımla ele alınarak, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na dönüştürülecek. Bu kapsamda müzeler, kongre merkezi, konferans salonu, restoranlar ve konaklama tesisleri gibi tesisler inşa edilecek. Yassıada ile Sivriada'da oluşacak bu kompleks, dünyanın önemli barış görüşmelerinin yapıldığı barış adaları haline dönüştürülecek inşallah" dedi.

Aslında AKP, sessiz ve derinden giderek üç ayrı ada projesini uyguladı.

Birinci olarak AKP, Ege'deki 16 adayı ve çevrelerindeki adacıkların tamamını Yunanistan'a terk etmiştir.

İkinci olarak AKP, çözüm süreci diye masaya oturduğu terör örgütünün silâhlanmasına göz yummuş ve öz yönetim veya kanton adı altında adacıklar kurmalarına sebebiyet vermiştir. Sonuç budur.

Üçüncü olarak AKP, PKK'nın silâhlanması sürecinde Suriye'deki terör gruplarının bazılarını beslemiş, bu arada PKK'nın Suriye kolu olan PYD'nin ABD tarafından kara kuvvetleri olarak kullanılmasına seyirci kamıştır. İbre Suriye ve Irak'ta IŞİD ve PYD adaları kurulmasıyla Türkiye aleyhine dönerken Rusya bile hava harekâtıyla duruma müdahil olurken, AKP iktidarı ağlayıp sızlamaktan başka bir çıkış yolu bulamamıştır.

***

Türkiye'nin 13 yılda getirildiği yer nedir?

İçeride millî birlik ve beraberlik duygusu zayıflatılmış, etnik siyasetin önü açılmış, sıcak paraya bağımlı ekonomiyle ülkenin bütün varlıkları satılmış, dışarıda komşu ülkelerin parçalanması planlarına Büyük Orta Doğu Projesi çerçevesinde yardımcı olunmuş ve Türkiye gemisinin dümeni, Başkanlık Sistemi hayalleriyle kilitlenmiştir.

Davutoğlu, "Milletimizle el ele, gönül gönüle 13 yılın atılımlarını daha ileri seviyelere taşıyacağız. 13 yılın kazanımlarının heba olup gitmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Kaosa, krize, kriz çıkarmak isteyenlere hiçbir suretle geçit vermeyeceğiz" diyor ama Türkiye içinde ve etrafında kaos ve krize sebep olan, AKP iktidarıdır.

***

Davutoğlu ise suçu sistemin üzerine atıyor ve "Parlamenter sistemin yol açtığı siyasi istikrarsızlıklar karşısında Türkiye vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim anlayışına dayalı özgürlükçü başkanlık sisteminin daha uygun olduğunu düşünüyoruz" diyor!

Üstelik "Yeni sistemde hiçbir paralel yapıya kesinlikle izin verilmeyecektir" iddiasında bulunuyor!

Paralel yapılarla çözüm süreci boyunca birlikte çalışan, onların bir dediğini iki etmeyen "13 yılda gerçekleştirilen sessiz devrimlerin kalıcı bir düzene kavuşması" için cemaati ve PKK'yı kullanmaya çalışan AKP iktidarı değil miydi?

Yazarın Diğer Yazıları