AKP liderliğinde toplu intihar mı; stratejik çözüm mü?
İstanbul’daki Irak zirvesinde Türkiye’nin isteği ile taslak metne Birleşmiş Milletler’in Irak’taki çözüm sürecine aktif katılımı ile ilgili bir madde konulmasını, 3 Ekim gecesi Cevizkabuğu’nda ve 3 ve 4 Ekim günleri bu sütunda Prof. Dr. Halil İnalcık’ın, “Batı’nın asıl hedefi, Türkiye’ye BM müdahalesini sağlamaktır” sözlerinden hareket ederek eleştirmiş ve “Türkiye’ye kendi ipini çektiriyorlar! Cellâdı da kendisine seçtiriyorlar” demiştik.
Yayınlanan sonuç bildirisinde, “Irak’ın içerisinde siyasi uzlaşı sağlanabilmesi için BM’nin oynayacağı rolün artırılarak, Bağdat’ta bir ’BM Destek Mekanizması’ kurulmasına ve BM’nin Irak’taki Yardım Misyonu’nun anahtar rolünün tanınmasına” karar verildiği açıklandı.
Bildiride, “bütün ülkelerin uluslararası hukuk, ilgili uluslararası anlaşmalar, BM Güvenlik Konseyi’nin 1546 sayılı kararı ve diğer ilgili kararlar çerçevesinde, terörist faaliyetlerle savaşma ve topraklarının teröristlerce çeşitli amaçlarla kullanılmasına engel olma yükümlülüğü içinde oldukları” vurgulandı.
Başlangıçta BM’nin Irak’taki çözüm sürecine aktif katılımından söz ediliyordu ve bu da terörist faaliyetlere karşı da BM müdahalesi istemek anlamına geliyordu.
Esasen, Birleşmiş Milletler, ABD’nin gölgesindedir ve bugüne kadar kendisinden bekleneni bu sebeple yerine getirmemiştir. BM, Ruanda’da iki milyon, Irak’ta bir milyon insanın katledilmesine sesini dahi çıkarmamıştır.
Demek ki BM’nin terörist faaliyetlere karşı durması mümkün değildir. Çünkü Türkiye açısından bakarsanız, PKK terör örgütü, BM’yi de yöneten ABD tarafından desteklenmiş ve bugüne gelmiştir.
***
Nitekim, eski Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, Fikret Bila’ya yaptığı açıklamada durumu özetliyor:
“PKK, Barzani ve Talabani Türkiye’nin bölünmesini istiyor. Bunu ABD de istiyor. İşte ellerinde haritalar (Türkiye’yi bölünmüş gösteren haritalar) var. Cheney de istedi bunu. Kim Cheney? ABD Başkan Yardımcısı. ’Batıdan başlayıp doğuya gidinceye kadar tek dostumuz Kürtlerdir’dediler. Bunu söyleyen Amerika. Buna dikkat etmek lazım. AB de bunu istiyor mu? Evet, istiyor. Hedefleri var? Nedir hedefleri? Türkiye’nin küçülmesi. (...) Uluslararası açıdan baktığımızda; acaba Büyük Kürdistan’a gidiliyor mu? Evet, gidiliyor. Emareleri belli. ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney bunu söylüyor.
Amerikalıların askeri mecmuasında bu çıkıyor. Yunanistan sevincinden ne yapacağını bilemiyor. Cheney, ’Orada Haşimi Krallığı kurulsun’ demiş, ’Türk devletinin yanı sıra, Suriye ve İran’dan da alsın’ demiş. Bunlar resmi belgeli. Sonra, ’Güney Lübnan’da bir Hıristiyan devleti olsun, kuzeyde Müslüman devleti olsun’, demiş. ’Libya diye bir devlet kalksın, Mısır’a bağlansın’ demiş. Bütün bunlar önemli işaretlerdir.”
Biz, yıllardanberi bu gerçekleri yazıyoruz ama bugün uyarıda bulunan, Genelkurmay Başkanlığı yapmış bir kişidir.
Demek ki Türkiye’nin çözümü, ABD’nin anladığı dilden konuşmaktır. Bu da sınır ötesi operasyondan önce küresel ölçekte stratejik bir çözüm üretmektir. Bu çözüm, ABD’yi geri adım atmaya mecbur etmelidir.
***
Türkiye’nin karşısındaki güç, PKK, Barzani veya Talabani değil, Türkleri Yecüc-Mecüc ve hatta şeytan olarak gören Evangelistlerin yönettiği ABD’dir.
Yoksa, Erdoğan-Bush görüşmesinden önce, Irak’ın kuzeyindeki PKK bürolarının kapatılması, kaçırılan askerlerin serbest bırakılması, karşılığında Erbil-İstanbul hava sahasının açılması gibi olaylarla oyalanır dururuz.
Bu oyalanmanın AKP liderliğinde toplu intihardan bir farkı yoktur. Tıpkı, “mezbaha koçu” nun koyunları kesimhaneye sürüklemesi gibi!