AKP, kaybederse kim ne kaybeder?
CHP ve MHP’nin çatı adayı konusunda, gereken her türlü uyarıyı yaptım. Bu saatten sonra, “Adayınızın hayrını görün” diyorum ve Türkiye’nin Büyük Orta Doğu Projesi’ne uyarlanması demek olan IŞİD eylemlerini incelemek istiyorum.
Konuyla ilgili “can alıcı” şüpheyi CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç gündeme getirdi ve “Bu 80 kişiyi IŞİD’in, Türkiye’nin Irak’ın Kuzeyi’ne müdahil olmaması için canlı kalkan olarak tuttuğu doğru mudur?” diye sordu. Tayyip Erdoğan ise “Biz; Suriye’de, Irak’ta Türkmen kardeşlerimiz tehdit edilirken ’bana ne’deyip, oralardaki tehditlere sırtımızı dönemeyiz. Türkiye gerek Musul’da alıkonulan vatandaşlarımızla ilgili olarak, gerek Irak ve Suriye’deki Türkmen kardeşlerimizle ilgili olarak ne yapılması gerekiyorsa fazlasıyla yapıyor” dedi.
***
Erdoğan, “gereken her şey” derken, Türkmen Cephesi ile yaptığı toplantıyı ve yapılan yardımları kast ediyor.
Bunlara kimsenin itirazı yok da Türkmenler coğrafyadan kazınıyor. 13 Haziran’da belirttiğim gibi “IŞİD, Türkmenleri tasfiye ile görevli”dir! Erdoğan, IŞİD’e müdahale edemiyor, çünkü Suriye’deki bütün sözde muhalif çetelere “lojistik destek” veren kendisidir. Bunu kendisi itiraf da etmiştir. IŞİD, o zaman El Nusra bünyesinde idi. TIR’lara yüklenen yardımlar da El Nusra’ya gidiyordu, suçüstü yakalanınca kendilerini savunmak için söyledikleri gibi Türkmenlere gitmiyordu.
Türkmenlere “lojistik destek” verilmiş olsaydı, Musul’u, Telafer’i, Tuzhurmatı’yı ve bu şehirlerin etrafındaki köyleri terk etmezlerdi.
Erdoğan, “gereken her şey” derken, bağımsızlık ilan etmeye hazırlanan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin Başbakanı Neçirvan Barzani’yi “Irak’ta yaşanan krizi görüşmek üzere” Türkiye’ye davet ettiğini telaffuz etmedi ama Kerkük de bu grubun işgali altındadır!
Üstelik Kerkük’te Türkmen liderler katlediliyor, Tayyip Erdoğan bu konuda susuyor!
Erdoğan, “gereken her şey” derken, NATO Genel Sekreteri Rasmussen’in, “Irak’taki gelişmeler bağlamında, gerekirse Türkiye’nin savunulması ve korunması konusunda gerekli adımları atmakta tereddüt etmeyiz” şeklindeki açıklamasından da bahsetmedi ama zaten kendisi bir ara PKK’ya karşı, Güneydoğu Anadolu’ya NATO’yu davet etmişti.
***
Erdoğan, rehinelerle ilgili yorum yapmayı yasakladı ama kendisi tartışıyor. Suriye’ye giden TIR’lar konusuna yasak, AKP’nin Cumhurbaşkanı adayının tartışılması yasak, Erdoğan aday olursa yerine kimin getirileceğini tartışmak yasak! CHP’de de çatı adaya karşı çıkmaya da yasak getirilecekti ama bunu başaramadılar. MHP’de ise zaten otosansür var! Genel başkanın sözünün üstüne söz söylemek kimin haddine! Engin Alan bile alkışladıktan sonra...
Erdoğan, “Biz yanlış yaparsak inanın Myanmar’ın ayakta kalma davası, Afganistan’ın güvenlik davası, Somali’nin yoksullukla mücadelesi zarar görür, biz yanlış yaparsak inanın sadece Türkiye değil Filistin davası, Mısır’ın demokrasi davası, Suriye’nin yaşam davası, Irak’ın kardeşlik davası zarar görür” diyor.
2002’de koalisyonun bozulması ve 3 Kasım’da seçim kararı alınmasıyla AKP’nin iktidara getirilmesi, ABD’nin Irak’a müdahalesi sırasında Türkiye’de iş birlikçi bir iktidar bulundurmak içindi! CHP, 1 Mart tezkeresini geçirmedi ama Baykal’a bunun faturasını ödettiler. AKP’nin iktidar olmasını sağlayanlar ise hâlâ yerlerini koruyor!
Yine İstanbul’da 2005 yılında Arap örgütlerini toplayıp, Amerikan parası vererek, Arap Baharı’nı başlatan AKP iktidarıdır. Libya ve Suriye’yi kana boğan da AKP iktidarıdır. Asıl Erdoğan ve AKP kaybederse, İslam dünyası da Türkiye de rahat bir nefes alır.
Bu arada, AKP kaybederse, ayakkabı kutusunda milyon dolarlar, bodrumlarında milyar dolara yakın para saklayan sıfırlamacılar, mezarlıkları bile parselleyen AKP zenginleri kaybetmiş olur...