Ağrı ve Jandarma kimin dayatması?
İçişleri Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı’nı kendisine bağlayacak ve jandarma komutanlarını müdür haline getirecek bir yasa taslağı hazırladı. MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Yapılan yeni çalışma ile Oslo’da verilen sözlerin yerine getirilmesi mi amaçlanmıştır?” diye sordu.
Türkkan, önergesinde “Jandarma’nın devreden çıkarılması PKK’nın isyanlarına zemin hazırlamaz mı? Özellikle sınır bölgelerinde güvenlik nasıl sağlanacak?” sorularını da yöneltti.
***
Jandarma Taşkilatı’nın kaldırılması, Kara Kuvvetleri’nin sınırlardan çekilmesi, yerine sınır polisi teşkilatı kurulması gibi dayatmalar, öncelikle ABD ve Avrupa Birliği’nden gelmiştir.
2006 yılında, Soros’un Türkiye ayağı olan Açık Toplum Enstitüsü’nün finansmanıyla TESEV ve Cenevre’de kurulu ve kısa adı DCAF olan “Silahlı Kuvvetlerin Demokratik Denetimi Merkezi” , “Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim” başlığı altında bir “Türkiye Almanağı” yayınlamıştı!
TESEV’in “Güvenlik sektörü” raporunda Lale Sarıibrahimoğlu, “Türkiye’nin AB kriterlerine uyumu amacıyla İçişleri Bakanlığı ile AB arasında bir dizi proje üzerinde çalışma başlatılmıştır” dedikten sonra “Bu çalışmaların odağında, Türkiye’nin iç güvenlik politikalarının siyasi otorite tarafından hazırlanarak saydamlaştırılması ve iç güvenlikte JGK, SGK ve Polis üçlüsünden oluşan farklı yapılanmaların yerine tamamıyla sivillerden oluşacak profesyonel bir sivil Sınır Polis Teşkilatı’nın kurulması bulunmaktadır” bilgisini veriyordu. Raporda şöyle deniliyordu:
* “Schengen Müktesebatı, ‘AB üyesi ülkeler arasında iç sınırların kontrolünün kaldırılması’nı amaçlamaktadır. Dolayısıyla, aday ülkelerin de sınır kontrolleri için profesyonel, güvenilir ve etkin bir polis örgütü oluşturmaları gerekmektedir. Sınır Polis Teşkilatı’nın Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine değin kurulması öngörülmektedir.
* Buna yönelik olarak, ilk aşamada Jandarma ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın kara sınırlarını koruma görevini, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın da deniz sınırlarını koruma görevini sonlandırması gerekmektedir.
* Dolayısıyla AB, oluşturulacak Sınır Polis Teşkilatı bünyesinde JGK’ya bir görev biçmemektedir. Ancak Sınır Polis Teşkilatı’nın kurulmasına değin geçen sürede polis ve jandarmadan oluşan ve birbirinden kopuk asayiş hizmetini yerine getiren kolluk kuvvetlerinin hizmetlerinin birbirleri ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.”
İşte son taslakla yapılmak istenen budur!
***
TESEV raporunda, Sarıibrahimoğlu’nun tartıştığı konular, ABD, İngiltere ve bir bütün olarak AB’nin Türk Silahlı Kuvvetleri’ni sınırları korumaktan bile alıkoymak, Jandarmayı lağvetmek, askerin istihbarat yapmasını önlemek, TSK’dan itaati kaldırmak gibi dayatmalarından ibaretti.
AKP iktidarı, kendisine verilen görevi yapıyor. Görevleri kendilerinin de itiraf ettiği gibi Türkiye’yi Türk devleti olmaktan çıkarmaktır! Bunun için de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de Türk Silahlı Kuvvetleri olmaktan çıkarılması gerekiyor ki yapılmak istenen tam da odur!
Sıra PKK’nın, Kâzım Karabekir’in ve şehit pilotların adını Ağrı’dan silmesine de gelmişse bu işin arkasında Kürtlerin değil, Ermeni iddialarının bulunduğunu artık görmek gerekir. Çünkü Kâzım Karabekir, Kürtleri de Ermeni zulmünden kurtaran bir kahramandı. O olmasaydı, Ağrı bugün Ermenistan sınırları içindeydi!
Binvar Kurbanoğlu’nun, “Bizim Cumhurumuz Türk Milletidir, Cumhurun lideri de Türk olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk devletidir, başkanı, önderi Türk olmalıdır” sözlerini İnternet’ten silenlerin kime hizmet ettiği de ortadadır!