Adalet Bakanı bu garip kararı durdurmalı!

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, OHAL sürecinde korkunun yükseltildiğini, fikir açıklama, düşünce özgürlüğü önünde ciddi engeller oluşturulduğunu, bazı uygulamaların düşman hukukunda bile olmadığını, insanların eşiyle, işiyle, aşıyla, çocuğuyla uğraşıldığını söylerken, okuma-yazma seferberliğini desteklemek için bir televizyon programında canlı yayına katılan Tayyip Erdoğan'ı da eleştirdi ve "Muhalefeti delirtelim, bunlar delirirse hapishaneye tıkamadıklarımızı tımarhaneye tıkarız diye alay ediyorsanız olur. Türkiye'de okuma yazma oranı yüzde 97. Ortalama zekadaki vatandaşa konuşmuyor, bizi delirtmek için konuşuyor, karşısındakinin aklıyla alay ederek konuşuyor. Modern toplumlarda medya okuryazarlığı, ilaç okuryazarlığı, bilişim okuryazarlığı önemlidir. Bir okuryazarlık kampanyası başlatacaksak Cumhuriyet, demokrasi okuryazarlığı başlatmak, ilk kursiyeri olarak Erdoğan'ı oraya kaydetmek lazım." dedi.

***

Özgür Özel, iktidarın muhalifleri tımarhaneye dolduracağını elbette düşünmemiştir. Meseleyi anlatabilmek için böyle bir ifade kullandığı belli.

Fakat tımarhaneye kapatılmak istenen 76 yaşında bir mücadele adamı var!

Yıllardan beri Türkiye'deki masonların faaliyetlerini açıklayan ve bu konudaki yazılarıyla tanınan 76 yaşındaki emekli yüksek fizik mühendisi Yüce Katırcıoğlu'na, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Asliye Ceza İlâmat Masası'ndan bir tebligat geldi.

Tebligatın ekinde 9 Ocak 2018'de düzenlenmiş, "mahkûmlara mahsus çağrı kâğıdı" vardı!

Belgede, özetle, "Hakkınızda verilen, akıl hastalığı sebebiyle güvenlik tedbirinin infazı, yüksek güvenlikli bir hastanede infaz edileceğinden iş bu çağrı kağıdınızı aldığınız tarihten sonra 10 gün içinde cumhuriyet başsavcılığımıza müracaat etmeniz, aksi halde yakalama emri çıkarılacağı ve güvenlik tedbirinin infaz edileceği tebliğ olunur" deniliyordu.

Yüce Katırcıoğlu ile hiç karşılaşmadık. Zaman zaman değer verdiği gazetecileri telefonla arar, basında satır aralarından çıkardığı önemli konulara dikkat çekmeye çalışır. Olayların gelişimi, analizlerini yüzde 90 oranında doğrular.

Türkiye'deki ve dünyadaki olaylar hakkında bu kadar isabetli öngörüler geliştiren bir kişi akıl hastası olabilir mi? Ayrıca herhangi bir kişi hakkında yetkili bir hastanede akıl hastası kararı verilmişse, kendisine yapılan tebligatın hukuken ne anlamı olabilir?

***

Peki olayın aslı nedir? Yüce Katırcıoğlu, eski bir masondur ve uzun uğraşlardan sonra belki de ilk örnek olarak masonluktan istifa edebilmiş bir kişidir. İstifadan sonra da bütün zamanını "masonlukla ve siyonizmle mücadele"ye ayırdığını söylüyor. Kendi ifadesine göre hakkında açılan ceza davası sürerken, evinin zorla aranmasından ve arşivinin yok edilmesinden dolayı, duruşma sırasında sarf ettiği "bağışıklık sistemim bozuldu" sözü, zapta "psikolojim bozuldu" diye geçirilince, karşı tarafın avukatları, akli dengesinin yerinde olup olmadığının incelenmesini istedi, Kurulan beş kişilik heyette, bulunamaması gereken bir asistan da yer aldı ve bir kişi de orada bulunmadığı halde sonradan raporu imzaladı.

***

Katırcıoğlu, Ankara Tabipler Odası'na yazdığı dilekçede, Napolyon'un "Ahlâk olmayan yerde kanun bir şey yapamaz" sözünü hatırlattı.

Katırcıoğlu, 2013 yılında, hakkında güvenlik tedbiri kararı alınınca, Yargıtay'a sunduğu kapsamlı bir dilekçede, akla ve mantığa uymayan kararın ve tebligatın yok sayılmasını, hukuka aykırı yakalama emri verilirse bu kararı yerine getirmek için gelecek görevlilere karşı direneceğini, doğacak olaylardan, böyle haksız kararlar veren yargı sisteminin sorumlu olacağını bildirdi ve karar uygulanmadı!

Aradan beş yıl geçtikten sonra şimdi aynı karar uygulanmak isteniyor!

Adalet Bakanı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, bu garip davaya el koymalı ve tedbir kararını durdurmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları