ABD'nin Türkiye’deki çeteleri ve Fehmi Koru!
Fehmi Koru, “Ergenekon örgütünün tasfiyesine 5 Kasım’daki Erdoğan-Bush görüşmesinde karar verilmiştir” dedikten sonra, “Siz bu bilgiyi nereden aldınız?” sorumuza cevap verirken “Bu sadece benim bir tezimdir” diyerek topu taca attı!
Koru, “Beyaz Saray’da bu konu konuşulmuş ve kararlılık sergilenmişse, bu, ABD’nin kendi örgütlediği bir çeteyi feda etmesi anlamına gelir; ABD’nin kendi oluşturduğu ve her dönemde arzu ettiği sonucu almak için kullandığı bir örgütü feda ederken hayli zorlandığını bile düşünebiliriz.
Kullanılanların ve kendilerini kullandıranların başına bu tür hoş olmayan olaylar gelebiliyor” diye yazdı.
Biz de sorduk ve dedik ki, “NATO sürecinde ABD, Türkiye’yi bir bütün olarak kullanmıştır, halen de kullanıyor! Fakat eskileri şimdilik bir kenara koyalım! ABD şu anda kimi veya hangi kadroyu kullanıyor?”
* * *
Sorunun cevabını bilmeyen yoktur. Fakat telaffuz edilmesinde fayda vardır.
Roma Katolik Kilisesinin ruhani lideri Papa 16. Benediktus’un Türkiye ziyaretinden önce Endonezya’nın Bali adasında yapılan Katoliklerin Pan-Asya zirvesine gönderdiği bir mesaj var. Papa dedi ki, “Katoliklik inancında dinlerarası diyalogla Hıristiyanlığı yayma amaçlı misyonerlik faaliyetleri birbirinden tümüyle bağımsızmış gibi algılanmamalıdır.
Misyonerler, Hıristiyanlık inancını çalıştıkları ülkelerde yayarken, İncil’i o yörenin kültürüne harmanlamaları gerekir. Bu sayede dinin, oradaki yerel dillerde ve kültürlerde yaşanır hale gelmesi sağlanmalıdır. Ama bu işlem, rölativizm ve senkretizmden hiçbir iz taşımaksızın gerçekleştirilmelidir.”
Peki bir misyoner faaliyeti olduğu Papa tarafından da açıklanan dinlerarası diyalog çabasını Türkiye’de kim ve hangi kadro sürdürüyor? Bu kadronun lideri hangi ülkede oturuyor? Ayrıca bu lider, Amerikan destekli olduğu suçlamalarına karşı 32’ncı gün programında Mehmet Ali Birand’a “Amerika’ya rağmen bu okulları açmak mümkün değildir” demedi mi?
Demek ki bir Amerikan desteği var!
Peki Fehmi Koru da bu ekipten değil mi?
* * *
İşin eski boyutuna gelince...
Biliyorsunuz, soğuk savaş döneminde ABD’nin derdi komünizmle mücadele idi. Türkiye’deki komünizmle mücadele dernekleri, ABD’nin verdiği program çerçevesinde kurulmuştur. Devlet de bütün kurum ve kuruluşları ve istihbaratı ile bu işin arkasında olmuştur.
İzmir’de küçük bir vaiz iken, bir Türk istihbaratçının evinde dört yıl kalıp yetiştirilen, sonra da komünizmle mücadele derneği kurmakla görevlendirilip Erzurum’a tayini çıkarılan, halen Amerika’da yaşayan zat kimdir ve kim tarafından kullanılmaktadır?
Ayrıca Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan’da darbe çeteleri kuran Soros’un Açık Toplum Enstitüsü, Türkiye’de neden turuncu amblemi olan AKP’nin bütün teslimiyetçi politikalarını desteklemektedir?
Soros, CIA’nın parasını kullanan bir görevli değil midir? Soros ile içli dışlı olan siyasiler kimlerdir? Amerika kimi kullanıyormuş?
* * *
AKP’nin programının, CFR tarafından gönderilen gizli bir memorandumdan alındığı belgesiyle sabit değil midir? Bu belgeyi yayınladığım ve AKP programı ile kıyaslayıp birebir benzerliği ortaya koyduğum halde Tayyip Erdoğan yedi yıldır neden tek bir cevap veremedi?
Çünkü gerçek karşısında söylenecek tek bir söz bile yoktur!
CFR, sonuçta ABD’yi de yöneten bir kuruluş değil midir? AKP’nin programı ABD’den gönderilmiş değil midir?
ABD kimi kullanıyormuş?
* * *
NATO sürecinde bütün NATO ülkelerinde oluşturulan Gladio yapılanması sadece Türkiye’de açığa çıkarılmadı!
Fakat bu konunun üzerine 1992 yılından beri en çok giden de biziz. Üstelik konu ile ilgili araştırmamızı iki defa yayınladık. Kimseden destek gelmedi ama iki yayın sırasında da ciddi tehditler aldık!
ABD, Türkiye’deki solu da sağı da kendi kurduğu Gladio yapılanması ile kontrol etti. Şimdi İslamcıları da kontrol ediyor ve ülkeyi babalar gibi Amerikan sermayesine satan iktidara karşı gelişen milli oluşumlara tahammül edemiyor.
Bu sebeple kendi çeteleri ile bu oluşumları karıştırıp kirleterek kamuoyuna öyle sunuyor ki bağımsız bir milli direniş olmasın.
Meselenin özeti budur.