ABD neden şantaj yapıyor?

AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, "Geçen gün de Kandil'de karar aldılar. 8 örgüt Türkiye'ye karşı birlikte hareket edecekmiş. Recep Tayyip Erdoğan'ı devirinceye kadar da devam edeceklerini söylüyorlar. Askerlik yapanlar bilir. Eğer savaştaysanız ve birliğinizi kaybettiyseniz düşman toplarına bakarsınız, o nereyi dövüyorsa birliğiniz orasıdır. Hemen yönünüzü oraya doğru tayin edersiniz. Düşman topları bugün ise Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Ahmet Davutoğlu'nu görüyor. Birlik burasıdır. Yer burası ve bulunacağımız mekân da burasıdır. Burada mücadele edeceğiz" dedi.

Özdağ, "Başbakana da söyledim, 'Sayın Başbakanım bunlar üç şeyden vazgeçmezler' dedim. Ana dilde eğitimden vazgeçmezler. Ana dilde eğitim demek Türkiye'nin bölünmesi ve parçalanması demek. Özerklikten vazgeçmeyeceklerini söyledim. Özerklik bölünmenin tıraşlanmış halidir. O bölgede Türkmenler, Araplar hatta romanlar yaşıyor. Romanlıklarını da unutmuşlar ve asimile olmuşlar. Sen nasıl olur da özerklik ilan edeceksin? Kiminle özerklik ilan edeceksin?" diye konuştu.

***

Bilindiği gibi Tayyip Erdoğan'ı PKK'dan önce asıl hedef alan, eski Amerikan büyükelçileridir. Açıkça, "Ya reform yap, ya da istifa et" diyorlar.

Peki Erdoğan'ın nasıl bir reform yapmasını istiyorlar?

Bu, yeni bir konu değildir. Erdoğan'a, daha AKP'yi kurmadan önce 2001 yılında gittiği ABD'de temas kurduğu bir lobi şirketi üzerinden, kısa bir süre sonra gönderilen gizli bir belgeyle gereken mesaj verilmişti. O mesaj 3.5 sayfalık bir metindi ve bir yerinde "Mr. Erdoğan, Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve millî hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir" deniliyordu.

Erdoğan, bu gizli belgeye ne cevap verdiğini 15 yıldır açıklamadı ama zaten buna gerek de yoktu. Çünkü partisini kurduğunda o 3.5 sayfalık gizli belgenin tercüme edilerek AKP'nin programı haline getirildiği anlaşıldı. Genel olarak "Partimiz küreselleşmenin gerektirdiği yapısal dönüşümlerin kaçınılmazlığını ve en az maliyetle gerçekleştirilmesini savunur" denilmekteydi.

ABD'nin Erdoğan'dan istediği reform, "yerel yönetimlere otonomi vermek"ti..

Şimdi de aynısını istiyorlar. Otonomi, yani özerklik...

***

Selçuk Özdağ ise bunlardan habersiz gibi davranarak, PKK'ya "Sen nasıl olur da özerklik ilan edersin?" diye hitap ediyor. Üstelik bu görüşlerini Ahmet Davutoğlu'na de söylediğini belirtiyor.

İyi de Ahmet Davutoğlu, "İki ay içinde Yeni Anayasa'nın yazım işini tamamlayacağız" diyor!

Özerklik veya o yolu açacak bir değişiklik yapmayacaklarsa "Yeni Anayasa" çıkarmaya ne gerek var? Zaten, devletin ülkesi ve milletiyle bir bütün olduğuna dair ilk maddeler dışında Anayasa'nın tamamı değiştirilmiştir.

Yoksa bu konuda Tayyip Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu arasında görüş ayrılığı mı var?

Selçuk Özdağ, mesajı kime veriyor? Erdoğan'a mı Amerika'ya mı?

Öyle ya, ilk maddelerin değiştirilmesi rejimi değiştirmek demektir. Türkiye'nin sigortaları vardır ve buna meydan verilmeyecektir. Amerikalılar, Erdoğan'a Reza Zarrab ile veya başka bilgi ve belgelerle şantaj da yapsalar, bu durumu değiştiremezler.

***

Mesele şu ki Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'na yapılan şantaj, Türkiye'ye yönelik bir saldırıdır. Terör olayları da aynı şantaj kapsamındadır.

Bu saldırıya dayanak teşkil edecek ne yapılmıştır ki Amerikalılar PYD örneğinde olduğu gibi teröre bu kadar açıktan destek veriyor ve Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor?

Yazarın Diğer Yazıları