8 Haziran aile içinde kalmamalıydı

Bülent Arınç'ın paralı pullu işlerde pek adı geçmedi… Ona kızgınlığımız daha çok çözüm sürecinde pekişti… Dilini halkın ikna edilmesinde ustaca kullandı ve bugün ortaya çıkan tabloda pay sahibi oldu…

"Onların yerinde ben de olsam dağa çıkardım" gibi sorumsuzca ve teşvik edercesine bir ifade ona aitti… Yine "Çözüm sürecini deneyelim, tuttu tuttu, tutmazsa başa döneriz" türünden tombala demeçleri de… Ayrıca Ergenekon ve Balyoz'la ilgili 'bağırsak temizliği' yaklaşımı da unutulmayacaktır…

Tarihî hatayı "8 Haziran'da açıklayacağım" dediği dosyaları açıklamamakla yaptı… Türkiye Cumhuriyeti'nde uzun yıllar Başbakan Yardımcılığı yapmış bir kişi, kendi partisinden belediye başkanlığı yapan kişiyi 'yönettiği şehri parsel parsel satmak'la suçluyordu…

Karşılıklı hakaretler havada uçuşuyordu: "İstifa et… Hain… Ajan… Paralelin kucağına oturdun… Şerefsiz… Eksik haysiyetli… 100 dosyan var…"

Kavga büyüyünce araya Hükûmet üyeleri girdi… Sonunda açıklama dönemin Enerji Bakanı'ndan geldi… Taner Yıldız olayı 'aile içi mesele' olarak yorumladı ve meselenin kapandığını bildirdi… Gerçekten mesele aile içinde çözülmüş olmalıydı ki, Arınç 8 Haziran'dan itibaren kendisinden beklenen açıklamaları yapmadı veya yapamadı…

***

Kavganın 2 tarafı da 'paralelle ilişkiler' konusunda yüklü bir mâziye sahip… Bülent Arınç'a göre manevra kabiliyeti daha yüksek olan Belediye Başkanı bir anda 'gecekondudan darbe püskürten kahraman' pozlarına bürünürken Arınç onun gibilerin de saldırısı altında kaldı…

Belli ki bu gerçekten 'aile içi mesele'… Paralel de bu bereketli yollardan iyi yürümüş… En büyük taşı o Belediye Başkanı gibi 'günahı en çok olanlar'ın fırlattığı bir süreci yaşıyoruz… Günahını bastırmak isteyen daha da çok çırpınıp saldırganlaşıyor… Maktulün cenazesinde en çok ağlayanlardan, en çok sesi çıkanlardan birinin genellikle katil çıkması gibi…

Şimdi tam zamanı… Suç ve suçla kaynayan şu dönemde 'aile içi mesele'de rol alan bütün aile fertlerini tanımak istiyoruz vatandaş olarak… Kim keşfetti, kim değer kazandırdı, kim yedi, kim yaladı, kim yuttu, kim işi kapattı? Bu darbecileri yıllarca ikmal sağlayan kanallar nasıl açık tutuldu? Palazlanmanın altında kimlerin imzaları var?

O gün Başbakan Yardımcısı'nın ithamları bir suç duyurusuydu aslında… Savcıların tahkikat başlatması gerekiyordu… Arınç'ın dedikleri doğruysa muhatap yargılanmalıydı… Yok değilse Arınç hakaret ve iftiradan dolayı bugün yargılanıyor olmalıydı… Sonuç? Meseleler 'aile içi'nde kapatıla kapatıla ülke bu hâle geldi işte…

***

Artık Bülent Arınç'a düşen, vâkıf olduğu o dosyalarla ilgili adalete konuşmaktır… Ailenin içinde dışında kim varsa adaletle, hukukla üzerine gidilmelidir… Zaten yarın darbe teşebbüsüne ilişkin iddianameler ve mahkemeler başladıkça 'kamu imkânları'yla büyüyen bir tehlike ve kirli ilişkiler ortaya çıkacak… Bugün yüksek volümle kendisini gösteren saldırganlığın bir gerekçesi de muhtemelen bu endişe…

'Bilmiyordum, sonradan ayıktım, iyi niyetimin kurbanı oldum' gibi hukukta pek de karşılığı olmayan mazeret panayırı bu gerçeği örtemeyecek… "Şu tarih benim için milattır, ondan önceki tarihime kendim bile kefil değilim" komedisi herhalde sökmeyecek…

Bülent Arınç kendi durumunu "amma da ahmakmışsınız" denilebilecek tarzda özetledi ve büyük bir özeleştiride bulunmuş oldu… Şimdi bu kadar günahın ardından gelen 'itiraf'tan sonra kendisine büyük bir görev düşüyor… O da,Türkiye'nin başına gelmiş bu büyük felâketten sonra ne biliyorsa 'Az sonra, az sonra' demeden konuşmaktır… Devlete ve millete hizmet ancak böyle olur…

Aksi hâlde tarihe 'parsel parsel satan'ı bildiği hâlde ayrıntılarıyla ifşa etmemenin günahı boynunda kalan birisi olarak geçecektir… Olmazsa Taner Yıldız çıkıp açıklamalı bu meseleyi 'aile içi'nde nasıl hallettiklerine dair… Bu bir miras kavgası mıydı veya parsel parsel elden çıkan kamu malını aile malı olarak mı görüyordunuz da meseleyi kendi aranızda çözmüştünüz?

Darbeciler, ülkenin kaynaklarından tam bağımsız büyüyemeyeceklerine göre, kamu görevini bu anlamda istismar eden kim varsa yargı önüne çıkarılmalıdır… Ülkede 14 yıldır tek parti iktidarı varken, bu suç, onların en azından bir kısmından bağımsız gerçekleşmiş olamaz… Temizlik, partizanca koruma yapmadan, adalete uygun biçimde 'içeri'den de uygulansın, bizler de saygı duyalım, destek olalım…

Yazarın Diğer Yazıları