8 gollü çılgın maçta zafer Çaykur Rize'nin. Ama bu yakışmadı

Gürel Yurttaş / YENİÇAĞ

Maçtan önce gördüğüm manzarayı anlatayım önce.
Çaykur Rizespor, Süper Lig'e dönmeye çok yaklaşmış. Uzun bir maratonun son haftalarında. Samsunspor'un hemen arkasından ikinci sırada. Play off bile oynamadan direkt çıkma avantajı büyük yani. Kendi sahasında rakibi de son haftaların çıkıştaki takımı Gençlerbirliği.
Ne beklersiniz?
Tıklım tıklım dolu, coşkulu tribünler değil mi?
Ben de onu bekliyordum.
Ama herkes gibi ben de şaşkınlık içindeyim.
Tribünlerin büyük bölümü boştu çünkü. Coşkudan da eser yoktu.
Oysa kulüp yönetiminin ve başta teknik direktör Bülent Korkmaz olmak üzere teknik heyetin büyük çabasına karşılık bu mu olmalı?
Eyy Rizeliler. Biliyor musunuz Çaykur Rize Süper Lig'e çıkarsa ne olacak? İster futbolla ilgilenin, ister ilgilenmeyin. Kente hava gelecek. Ekonomi canlanacak. Her lig maçında bir ekonomi oluşacak, hepinize olumlu yansıyacak. Esnafın yüzü gülecek. Hele de büyükler geldiğinde oteller de dolacak.
Bir kentin böylesine bir başarının eşiğindeki takımına bu kadar az ilgi göstermesini doğrusu anlayamadım.
Dönelim maça.
Durgun başladı. Eğer Çaykur Rizespor'un arkasında coşkulu bir taraftar olsaydı bu takıma da yansırdı; eminim bundan.
Fakat buna rağmen 7. dakikada öne geçti Çaykur Rizespor. Emirhan'ın nefis ortasında - ki buna pas demek daha doğru olur - Sinan kafayı vurdu ve topu filelere yolladı: 1-0.
Bu gol de tempoyu yükseltmeye yetmedi. Maç ağır çekimde devam ederken ani bir atakta Gençlerbirliği beraberliği sağladı. Ceza sahasında topla buluşan Mete'nin vuruşunda top kaleci Tarık'tan döndü. Çaykur Rize defansı "Dur bakalım ne olacak" diye izlerken, Mete bir daha vurdu ve beraberlik golünü attı: 1-1.
Mete'nin 30. dakikada kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda kaleci Tarık gole izin vermedi bu kez.
Çaykur Rize'de sahanın iyilerinden Alper Potuk'un nefis bir ortasını izledik 32. dakikada. John Mary'nin de Gençlerbirliği defansının donup kalmasını fırsak bilerek kafayı vurmasını da. Tekrar öne geçti Çaykur Rizespor bu golle.
Öne geçen Çaykur Rize'nin Amilton'un da oyuna katılmasıyla daha etkili ataklar geliştirdiğini gördük. Pozisyonlar da buldu peş peşe. John Mary'nin kafa vuruşunun direkten dönüşünü izledik mesela. Bir de Gençlerbirliği kalecisi Angeler'in kurtarışlarını.
Ama Gençlerbirliği de bırakmadı maçı. 45+2'de beraberliği de sağladı. Çaykur Rize defansı yine adeta uyudu, Muhammet Ertük uyumladı: 2-2.
İlk yarı uzatmaları oynanırken heyecan yükseldi ve 45+6'da Çaykur Rizespor yine öne geçti. Yine Alper Potuk ortaladı, Benhur topu indirdi, Bolasie dokundu: 3-2.
İlk yarı da böyle bitti.
İkinci yarıya da golle başladı Çaykur Rizespor. Daha ilk dakikada geriden atılan uzun topla buluşan Amilton, rakibinden sıyrıldı, çaprazdan vuruşunu yaptı. Kaleciye çarpan toh filelere gitti: 4-2.
Bu golden sonra tribünler de hareketlendi ve Rize tezahüratları başladı. Dolayısıyla başta Alper Potuk olmak üzere oyuncular da tetiklendi ve Rize etkisini artırdı.
Yine Alper Potuk'un sayısız ortalarından birinde Gençlerbirliği ceza alanı karıştı. VAR kararıyla da penaltı çıktı. Penaltı atışını 53. dakikada Bolasie kullandı: 5-2.
56'da bu kez de Gençlerbirliği penaltı kazandı. VAR'dan değil, direkt hakem kararıyla. Enes'in düşürülmesine verdi penaltıyı. Abdullah da penaltıyı kullandı ve oldu durum 5-3.
Çaykur Rizespor bu golden sonra maçta hiç yapmadığı bir şeyi yapmaya başladı. Bol bol top çevirdi. Topun kendilerinde kalmasına özen gösterdiler. Tempo düşsün istediler. Ama arada da atak yapmaktan vazgeçmediler. Belki de daha önce yapmamlılardı bu paslaşmayı. Hele de 5. golden sonra.
Gençlerbirliği ise can havliyle sürdürüyordu mücadelesini. Küme düşme tehlikesini yaşıyorlardı yakından. Ama Çaykur Rizespor'un daha üstün olduğu ortadaydı.
5-3 bitti maç. Zafer Çaykur Rize'nin. Büyük bir mucize olmazsa gelecek sezon Süper Lig'de oynayacak Karadeniz temsilcisi.
Gençlerbirliği ise tam tersi. Nereye gideceğini bu yolun söylemeye dilim varmıyor. Efsane İlhan Cavcav'ın kulübünü bu hallere düşürenler utansın.

Yazarın Diğer Yazıları