Yılın röportajı
Tarih 12 Aralık 2010, Pazar.
Bugün itibariyle Türkiye’nin durumunu tarihe arşiv olarak bırakmak istiyorum.
İktidarda AKP Hükümeti var, başında da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Anamuhalefette ise CHP.
Hükümet muhalifleri tümüyle susturulmuş durumda...
Sivil toplum örgütlerinin sesi çıkmıyor...
Üniversitelerin sesi çıkmıyor...
Orduya sürekli operasyonlar yapılıyor ve neredeyse bir “tören ordusu” durumuna getirilmiş...
Aydınlar korkutulmuş, birçoğu içeri atılmış, “zulümhanelerde” çile çekiyor...
Medyada da eleştiri yapacak yayın organı yok (Bu yazıyı yazdığımız Yeniçağ Gazetesi ile Sözcü ve Cumhuriyet hariç...)
Diğer yayın organlarına serpilmiş birkaç vatansever yazar ise, ne zaman atılacakları korkusu içinde son yazılarını yazıyor...
***
Gelelim bendenize.
Bir yıldan fazla süredir, bir “açık üniversite” olan Ceviz Kabuğu programını yapacak bir televizyon bulamıyoruz.
Durumu bilmeyen birçok vatandaşımızın bizi, çalışmak istemeyen, sırt üstü yatan, keyif çatan ya da korkan biri olarak gördüğüne de kısmen tanık oluyoruz.
Oysa durum farklı.
Nasıl mı?
Aramadığımız kanal kalmadı.. Kimileri ya telefona çıkmıyor, ya ilk görüşmeyi yaptıktan sonra bir daha aramıyor (sanki gizli bir el devreye giriyor ve engelliyor), ya çocukça yalanlar söylüyor ya da hükümet korkusu ile uzak duruyor!..
Peki ben boş duruyor muyum?
Yani, mesleğimize son mu verdik?
Hayır.
Bunu kimse bizden bekleyemez.
***
Böyle bir durumda, televizyon röportajı (Ceviz Kabuğu) yapamayan bendeniz, şimdi çok önemli birisi ile röportaja başladım.
Bu “yılın röportajı” olacak.
Gazeteciler cemiyetleri buna “yılın gazetecilik ödülünü” verirler mi bilmem.
Ama ben, bu ödülü şimdiden kendime verdim. Umarım sizler de okuyunca onaylarsınız.. En önemlisi sizlerin düşüncesi olacak.
Röportaj hakkında çok kısa bilgi vereyim.
Yaşadığımız olayları açıklayacak, tarihe ışık tutacak, biliyor sandığımız konuları “Aaa böyle miymiş” dedirtecek bir röportaj.
Bugüne kadar adını bildiğiniz ünlü gazetecilerin hiçbiriyle konuşmamış çok önemli birisinin açıklamaları
olacak.
Röportaj “derin” olduğu için biraz uzun, kitap olacak kadar.
Bu kitaba sahip çıkıp, çocuklarınıza da bırakacağınızı umuyorum.
Daha şimdiden, bizlere televizyon röportajı (Ceviz Kabuğu) yapma fırsatını vermeyenlere teşekkür ediyorum.
Korkaklar sayesinde korkusuz ve büyük bir röportaja imza atmama vesile oldukları için..
İyi Pazarlar.
HAYAT DEĞİRMENİ
Terör ve suç örgütü PKK, (adını bile anmaktan korktuğumuz) bir cemaat ile görüşmeler yapıyor; o arada devlet ise, kendi ordusunun (Gölcük Donanma) arşivlerini basıyor!..
Daha söylenecek bir şey kalmış mı?
(Artık ilerde “tarih” konuşur.. Gelecek kuşaklar tarihe sorarsa, “Bunlar olurken ordu ve hükümet ne yapıyordu?” diye, bugünden yanıtını verelim: Kimi seyrediyor, kimi destekliyor!..)