''Yeni medya dili'' ve ''yandaşça''!

''Yeni medya dili'' ve ''yandaşça''!

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından medyanın aile, kadın, çocuk, engelli ve yaşlılar üzerindeki etkileri, yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerinin değerlendirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının politikalarına, sektör temsilcilerinin çalışmalarına yön verilmesi amacıyla "Yeni Medya Dili ve Aile Çalıştayı" düzenlendi.

Beyoğlu''ndaki bir otelde yapılan çalıştayın açılışında konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, medyadan aile bütünlüğünü ve ailenin sürekliliğini teşvik eden, çocukların ve gençlerin zihinsel ve ahlaki gelişimine olumlu yönde katkı sağlayacak bir yayıncılık anlayışı beklediklerini ifade etti.

Yanık, "Şiddeti estetize eden, ahlak dışı ilişkileri normalleştiren yayınları mazur görmemiz mümkün değil. Medyada aile, evlilik, kadın, çocuk, özel gereksinimli gruplarla ilgili olumsuz temsiller, şiddet içeren medya dili, toplumun sürdürülebilirliği için elzem olan insani değerlere derinden zarar vermektedir" diye konuştu.

Yanık, "Özellikle çocuklara ve gençlere, aslında genel olarak bütün bir topluma değer aktarımının artık ekranlardan yapıldığı gerçeğiyle karşı karşıyaysak o halde ekranların içeriklerini yeniden konuşmamız gerekiyor. 6-15 yaş grubundaki çocukların yüzde 31,3''ü interneti sosyal medya için kullanıyor ve günde yaklaşık 3 saatlerini sosyal medyada geçiriyorlar. Sosyal medyada daha fazla vakit geçirmenin bir sonucu olarak çocuklarımızın aile üyeleriyle daha az vakit geçirdiklerini görüyoruz. Bu durum çocuklar kadar ebeveynler için de geçerli. Ekranlar ve kaynaklar farklı olsa da dijitalleşmenin aile içi iletişime etkilerini göz ardı edemeyiz." dedi.

***

Yanık''ın bu konuşması değerlidir, çünkü yıllardan beri siyasilerden hiç kimse bu konulara dikkat çekmiyor.

Yalnız, medyanın gazete ve televizyon ayaklarının yüzde 90''ı iktidar tarafından, yüzde 10''u da muhalefet tarafından yandaşlaştırıldı. Dolayısıyla "yandaşça" diyebileceğimiz bir dil, medya dili haline geldi.

Bağımsız sayılabilecek pek az medya kuruluşu var. Kontrol, zaten iktidardadır. Öyleyse medya dili bugüne kadar neden düzeltilmedi de her geçen gün daha kötüye gitti?

Ahlak dışı ilişkileri normalleştirmek, gazeteler ve televizyonlar üzerinden yaygınlaştırılıyor ama bu yayınlar daha ziyade sinema ve müzik endüstrisinin ürünüdür... Tabii bu işler emir komuta zinciriyle düzelmez. Bir kültür politikanız olacak ve ona uygun alt yapıyı geliştireceksiniz... Gelişen alt yapıdan, yeni yazarlar, şairler çıkacak; sinema ve müzik endüstrisi bu sayede kaliteli eserler üretmeye başlayacak ki medya dili genel olarak düzelsin.

***

Bunun dışında, siyaset, medyanın ilgilendiği alanların başında gelmektedir. İktidar mensupları, medya üzerinden her gün muhaliflere hakaretler yağdırıyor... Tarih çarpıtılıyor, gerçekler inkâr ediliyor, uydurmalar tarih diye anlatılıyor. "Abdülhamit döneminde hiç toprak kaybedilmedi gibi" büyük yalanlar pervasızca söylenebiliyor. İtiraz edene troller ordusu tarafından hakaret ediliyor.

Maaşlı troller ordusunun, medya dilini de çirkefleştirdiği, bu dilin yandaş gazetelerin, sadece yorumlarına değil haber diline bile yansıdığı ortada değil mi?

Zaten muhalefeti hakaret ve iftiralarla yıldırmak ve yalanları halka kabul ettirebilmek için trol ordusu beslemek, medya dilini yeteri kadar zehirlemiyor mu?

Bu yalancılar ordusunu besleyenler, hem kendi yalanları ve saldırgan dilleriyle hem de yandaşçayı da aşan trol diliyle ailede edinilen bütün sosyal değerleri, hatta edebi, hatta bütün insanlık değerlerini yok etmiyor mu?

Medya/sosyal medya dili kendiliğinden düzelmez. Önce siyasetçi nezaketli olacak ki medya/sosyal medya dili de bundan etkilensin...

Yazarın Diğer Yazıları