Demografi oyunu ve Türk'e kılıç çekmek!
Anadolu Ajansı, İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te Filistinlilere uyguladığı "demografi oyunu”nu ele aldı. İsrail'in Doğu Kudüs'e yönelik stratejisini inceleyen uzmanlar, bu stratejinin yıkım, zorunlu göç, arazilere el konulması ve İsraillilerin gasp ettiği Filistin topraklarının genişletilmesi olmak üzere 4 ana unsurdan oluştuğunu ifade etti.
Al-Shabaka isimli düşünce kuruluşunda görev yapan Filistinli araştırmacı Tamara Tamimi, üzerinde durulması gereken bir diğer hususun da "kendi topraklarında yaşayan Filistinlilerin topraklarını 'gönüllü' terk etmesi için zorlayıcı bir ortamın dayatılması" olduğunu belirtti.
***
Peki Suriye krizinin başlatıldığı günden itibaren Türkiye'de, Türklere nasıl bir demografi oyunu uygulanıyor? Türklerin öncelikle görmesi gereken oyun bu değil mi?
Mesela Kilis'te, Hatay'da, Gaziantep'te ve çevredeki diğer illerde, Suriyeliler nüfusun kaçta kaçını oluşturuyor ve bu durum nasıl sağlandı?
AKP iktidarı sözcüleri, 2011 yılının Mart ayında, Suriye'den 100 bin göçmen geleceğini tahmin ettiğini bildirmişti. Fakat aynı günlerde bana gelen bilgilere göre Afet İşleri Genel Müdürlüğü adına 1.5 milyon çadır siparişi verilmişti. Milyonlarca insanın Türkiye topraklarına akın edeceği varsayılıyor ve bunun için hazırlık yapılıyordu ama kamuoyuna yapılan açıklama en fazla 100 bin kişinin gelebileceği şeklindeydi.
2011'in Eylül ayında Foreign Policy dergisi, Suriye'den Türkiye'ye geçen muhaliflerin Türkiye'de nasıl eğitildiğini videolar ile göstermişti. AKP gençlik kolları kaynaklarından bana gelen bilgilere göre Türkiye'nin 30 şehrinde Suriyeli muhalifler için kamplar kurulmaktaydı. Her kampta 10 bin kişinin eğitileceği, toplam 300 bin Suriyelinin silahlı eğitimden geçirileceği söyleniyordu. İnanılır gibi değildi ama kısa zaman sonra, Suriyeli muhalif askerlerin Türkiye'de eğitildiğini bütün dünya basını yazdı. ABD ile birlikte Suriyeli muhalifler için eğit donat projesi uygulandı.
ABD Kongresi'nin kıdemli senatörlerinden Richard Lugar, "Türk topraklarında, Suriyelilerin sığınabileceği ve Türkler tarafından korunacak bazı güvenli bölgelerin oluşturulması için Türklerle çalışmalıyız" demişti. Türkiye Dışişleri Bakanı da Mart ayında, Suriye'deki muhaliflerin silahlandırılması için "uluslararası toplum"a çağrı yapmıştı.
Bütün bu olaylardan önce AKP iktidarı, Suriye sınırındaki mayınlı arazi şeridini 49 yıllığına İsrailli firmaya devretmek için olağanüstü bir gayret göstermiş ama başaramamıştı...
***
Filistin'de uygulanan demografi oyununda dört adımdan birincisi yıkımdı ya; her ne hikmetse, nüfusu değiştirilen illerimizde büyük bir deprem yani büyük bir yıkım oldu!
Yıkıma bağlı olarak, bu illerde hayatta kalanların bir kısmı, yurdun diğer bölgelerine dağıldı. Hem zorunlu göç edenlerin hem de bu illerde kalanların topraklarının bir kısmı rezerv alan ilan edilerek, tapuları ellerinden alındı. Halkı ayakta tutan zeytin bahçeleri, yeni konut alanları olarak belirlendi! Türkiye'nin bölge dışındaki 10 ilinde de Suriyeliler toprak sahibi olsun diye AB ve Japonya destekli projeler uygulanmaya başlandı. Hatay, Kilis ve Gaziantep'te ise bazı sektörler, Suriyelilerin eline geçmeye başladı. Tıpkı, Fatih'in adı verilen İstanbul'un Fatih ilçesinde olduğu gibi! AKP iktidarı, AB ile geri kabul anlaşması imzalayıp, Suriyelileri Türkiye'de tutma garantisi de vermişti...
***
Kısacası, Türkiye askerî olarak işgal edilmiş değil ama ülke topraklarında, İsrail’in Filistin’de uyguladığı gibi dört aşamalı bir demografi oyunu oynanıyor!
Bu oyun oynanırken, “ensar-muhacir” edebiyatı ile halkın algısıyla oynandı. Bu yetmeyince Malazgirt'e Araplar da ortak edildi! Bu da yetmedi, mezuniyet törenlerinde her yıl yapıldığı gibi kılıç çeken teğmenler hedef alındı ve "kime kılıç çekiyorsunuz?" diye soruldu... Yetmedi, bir taraftan Türklükle ilgili bütün değerler ırkçılık olarak yorumlanırken hatta Anayasa'daki Türklük maddesinin kaldırılacağı zaman zaman açıklanırken, milleti, millet yapan tek değerin din olduğu savunulmaya başlandı! Gerçekte ise mızraklarının ucuna Kur'an sayfaları takan Muaviye ordusunun, Hz. Ali ordusunu şaşırtarak kılıçtan geçirmesi gibi Türk'e kılıç çekmiş oluyorlar.
Milletin bu oyunu anlamadığını veya anlamayacağını zannederek, uçuruma doğru koşuyorlar!