Yanlış adım
Siyasî iktidarın basındaki en önemli sözcülerinden birisi önceki gün şu satırları kaleme almış: "Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın onayından sonra Meclis''e sunulacak olan yasa değişikliğinde önemli değişiklikler getiriliyor. Sadece Türk Tabipleri Birliği değil, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği''nin isminin başındaki "Türk" ibaresi de kaldırılıyor. Çoklu baro sisteminde olduğu gibi çoklu birlik sistemi getiriliyor..."
Burada cezalandırılan kim? Birlik yönetimleri mi yoksa Türklük veya Türk adı mı? Türklükle veya milletimizin değerleriyle ağır problemli tip ya da örgütlü yapılar, bu kuruluşları ele geçirdiler diye, onlarla mücadeleye ''Türk'' adıyla mı başlanır?
Aslında bu değişiklik için yasaya bile gerek yoktu… ''Türk'' adını birliklerde kullanmayabilirsiniz diye bir seçenek sunsanız, zaten balıklama dalacak olanlara, "Sizin zahmet etmenize gerek yok, biz yasa yoluyla ''Türk''ü yasaklı hâle getiriyoruz" diyebilirsiniz!..
***
O lânetli çözüm sürecinde de teşebbüs edilmişti… Ziraat Bankası logosundaki T.C. ibaresine kastedilmişti… ''Ne mutlu Türk''üm yazılı'' tabelaların sökülme kampanyasıyla eş zamanlı biçimde…
Sonra bir baktık, devlet hastanelerinin önündeki T.C. ibareleri de payını almaya başladı… Bu zillete o dönemde ''âkiller''in içinden ''Türk'' yerine ''Türkiyeli'' teklifleri eşlik ediyordu…
Öyle bir furya oluşmuştu ki, Kızılay''ın maden suyundan, kamuya ait müzik korolarına kadar geniş bir alan etkilenmişti… Elazığ''daki Klasik Türk Müziği Korosu Müdürlüğü "Elazığ Kürsübaşı Müzik Topluluğu Müdürlüğü", Şanlıurfa''daki Devlet Türk Halk Müziği Korosu "Şanlıurfa Sıra Gecesi Müzik Topluluğu", Diyarbakır''daki Devlet Klasik Türk Müziği Korosu "Diyarbakır Medeniyetler Müziği Korosu", Edirne''deki Devlet Türk Müziği Topluluğu "Edirne Rumeli Müzikleri Topluluğu" olarak değiştirilecekti…
***
Tepkiler birçok alanda geri adım attırsa da şimdi birlik, oda, baro gibi alanlardan ''Türk'' adını çıkarmaya kalkışmak akıl alır gibi değil… Bu kurumları örgütlü yapıları dolayısıyla işgal etmiş olanlara ''ceza'' değil, adeta ''ödül'' sayılabilecek bir girişimdir bu… Zaten Türklükle meselesi olanlara, istedikleri tabelayı yasa desteğiyle altın tepside sunmanın başka hangi anlamı olabilir?
''Türk'' kimliğinin her geçen gün daha az bir alanı kaplıyor olması, ulus devlet niteliğinin her geçen gün tartışmaya açık hâle gelmesi, kaçak veya izinli milyonların ülkeye girmesiyle etnik anlamda Türk kimliğinin ''aslî unsur'' olmaktan ''etnisitelerden biri'' pozisyonuna dönüşme ihtimali, zaten negatif gidişi belgeliyordu…
Siyaset kurumunun bu olumsuzluğa karşı tedbir geliştirmesi beklenirken, ''yöneticilerinin ihaneti veya suçu'' gerekçe gösterilerek, tabelalarından ''Türk'' adının çıkarılması asla hoş görülemez, kabul edilemez…
Suçluya yasalar üzerinden gerekeni yapmak yerine tabelalar üzerindeki ''Türk'' adına ceza vermek neyin nesi? Bu milletin ve devletin değerlerine hücum eden suçluların geçici, kurumların kalıcı olduğunu düşünürsek, tabeladan ''Türk'' adını çıkarmak, kime kâr sağlayacaktır?
Bugün söz konusu birliklerin yönetimlerinin önüne sandık koysalar ve tabelalarından ''Türk'' adının kaldırılmasını oylasalar, ne çıkacağını hepimiz biliyoruz… O hâlde biz kimin dediğini, istediğini, cesaret edip de dillendiremediğini yapmış olacağız?
Bu adım yasalaşırsa, en çok ''Türk'' ifadesine ''ırkçılık'' veya ''etnikçilik'' olarak bakanlar sevinecektir… O kurumları yönetenlerin Türklüğe yakışmıyor olması ve buna tepki koymak başka bir şeydir, onları gerekçe yaparak millî kimliğimizi bir alandan daha silmek başka bir şeydir…