Yalancı peygamberler!
"Yalancı peygamberlik" önemli bir müessesedir.
Hz. Muhammed döneminde de Mekke etrafında onlarca sahte peygamber çıkmıştı.
Bunların en önemlisi Müseylime adlı kişi idi.
*
Cuma günü "Sahte peygamber öldü" haberleri yayınlandı.
Ben 23 yıl önce bu kişi (İskender Evrenosoğlu) ile Ceviz Kabuğu'nda -büyük olay yaratan- bir canlı yayın gerçekleştirmiştim.
Evrenosoğlu'nun karşısında rahmetli Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk vardı.
*
*
Bu programın, "din sosyolojisi" açısından genişletilmiş ve geliştirilmiş biçimini bu aybaşında kitap olarak yayınlamıştık.
Orada, Diyanet'in de raporuna dayanarak, Evrenosoğlu'nun daha önce öldüğü ama yerine geçecek kişiyi belirlemek açısından "ölümün gizlendiğini" yazmıştım.
*
Evrenosoğlu, Allah'tan "vahiy" aldığını iddia ediyor, şeyhliğini ve resullüğünü ilan ediyor, hatta açıkça "Ben Allah'ım" demese de, kendisinde, yalnızca Allah'a özgü "Kâinatın hâkimi" ve "Kadiri Mutlak" gibi sıfatlar vehmediyordu.
*
Dünü ve bugünü anlamak isteyen araştırmacıların ve halkın mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum.
Çok yönlü dizayn operasyonu
Haftanın son günlerinde Sözcü Gazetesi Başyazarı Rahmi Turan'ın bir yazısı gündeme oturdu.
Anında ve süreç içinde etkin olarak kullandığım Twitter'da görüşlerimi açıkladım.
Kısaca burada da söylemek istiyorum.
Turan'ın "iddiası", "Bir CHP milletvekilinin gizlice Erdoğan'la görüştüğü ve Cumhurbaşkanının ona CHP genel başkanlığını önerdiği" idi.
Bir açıklaması da akıllara durgunluk verici idi.
"O CHP'liyi aradım, kendisine bir türlü ulaşamadım."
Haberini check etmemiş, sağlamasını yapmamıştı.
*
Rahmi Turan: "O isim Muharrem İnce!"
Rahmi Turan, dün gece yarısı (Cumartesi 01.30 civarında) önce CNN Turk (Türk değil Turk) sonra da Haberturk'daki canlı yayınlara bağlanarak beklenen açıklamaları yaptı.
Ancak bunlar tam anlamıyla şok ve skandal açıklamalardı.
*
Londra'dan arayan Turan, skandala karışan CHP'linin Muharrem İnce olduğunu açıklayarak skandal yarattı.
Haber kaynağı öyle söylemiş!
*
Cumhurbaşkanı Cuma günü, "İspat et Cumhurbaşkanlığını bırakacağım" diyerek Kılıçdaroğlu'na meydan okumuştu.
Turan, canlı yayında, herkesi şoke eden şu açıklamayı yaptı:
"Muharrem İnce de haklıdır, Cumhurbaşkanı da!"
Sıralı itiraflar
Meslek duayeni için çok sıkıntılı açıklamaları anında izledim ve üzüldüm.
Açıklamaları -sırasıyla- şöyleydi:
- "Kaynağımın güvenli olduğundan şüpheliyim!"
- "Ben hata yaptım!"
- "Kaynağım, 20 yıldır tanıdığım ama şu anda aktif gazetecilik yapmayan, Saray'dan haber alan birisidir. 20 yıllık dostum beni yanıltmış, hata yapmışım."
- "Her insan hata yapar. Siz hiç yapmadınız mı?"
- "Bunun gereğini yapacağım." (DEMEK Kİ İSTİFA EDECEK, LONDRA'DA PATRONUYLA AYNI KENTTE OLDUĞU İÇİN BELKİ DE ÇOKTAN İSTİFASINI VERDİ.)
- "İşin bu kadar büyüyeceğini düşünmedim."
*
Sonuç olarak, Tan Gazetesi ile ünlenen Rahmi Turan, makalesindeki bilgilerin "asparagas" (yalan) olduğunu söylemiş oldu.
Turan, "hatasını kabul etti" ancak, her iki canlı yayında da "özür dilerim" demedi.
*
Yanlış ve kasıtlı olarak bilgi yaymak; hasmı rencide edip, küçük düşürmeyi amaçlayan sahte haber, belge, yazı ve fotomontaj görüntüler yayınlamak; özetle "fabrikasyon istihbarat ve dedikodu yaymak" dezenformasyondur.
Gazeteciler bu duruma bilmeden ya da meslek heyecanına yenilerek de düşebilirler.
Kaynak değil operasyon adamı
Ancak, bir haberin çok ötesine geçen, Cumhurbaşkanı, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı, tüm medya ve halka mal olan, CHP'yi (ve belki de Sözcü Gazetesi'ni) dizayn etmeye dönüşen bu olay sonunda, Sayın Turan, "kendisine haber veren kişiyi" de açıklamak durumundadır.
Artık bu durum, "haber kaynağına saygının" ötesine geçmiştir.
Çünkü, ortada bir "haber kaynağı" değil, bir "provokatör", "büyük bir üst akıl" olduğu ortadadır.
*
Not: Yarınki yazımda, bunlardan çok daha önemli bir konu olan ve geçen hafta açıkladığım ATATÜRK'ÜN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ gerçeğine devam edeceğim.