Ulusal Kanal’a yapılan baskın, Amerikan uşaklığını örtebilir mi?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bir süre önce Tayyip Erdoğan’ın telefon konuşmalarını yayınlayan Aydınlık gazetesi hakkında soruşturma açmıştı. İki yıl sonra Ulusal Kanal, Aydınlık ve İşçi Partisi’nde arama yapıldı. Ayrıca gazetecilerin evleri de arandı!
Ulusal Kanal’a giden CHP Mersin milletvekili İsa Gök, aramaların, Tayyip Erdoğan’ın Fiskobirlik yetkilileriyle aralarında geçen usulsüzlük görüntüleri ile Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları arasında geçen görüntü kayıtlarının yayınlanması sebebiyle yapıldığını söyledi.
Bu olay gösteriyor ki bırakın muhalefet etmeyi, Türkiye’de artık gerçekleri ortaya çıkarmaya dayalı gazetecilik yapmak da fiilen imkânsız hale geliyor.

***


Diğer taraftan, yeni kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ülke toprakları üzerinde her türlü tasarrufa sahip olduğunu savunan Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, vatandaşların tapularının geçersiz hale geleceğini söyledi.
Soğancı şunları kaydetti: “Hiç kimse ama hiç kimse elindeki tapuya güvenmesin. Tapu ister kamu kurum ve kuruluşlarının, ister özel kişinin, ister devletin hüküm ve tasarrufu altında olsun bu tapu ve araziler üzerinde istediği tasarrufu yapma yetkisi yalnızca ve yalnızca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda bulunmaktadır.”
Soğancı, “Muhalefet bir yana, iktidar partisinin milletvekilleri dahi kurulan, lağvedilen; yetkilerle donatılan, yetkileri alınan kurum kuruluşlarının yeni yapıları konusunda bilgi sahibi değildir” dedi

***


Görüldüğü gibi sesini çıkaranın iş yerini, evini basıyor, içeri atıyorlar, yarın tapulu arazilere el koyacaklar, kimsenin sesi çıkmayacak. Çünkü, ses çıkaracak kurum da bırakmayacaklar; öyle anlaşılıyor.
Mesela bugün, basını Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesine zemin hazırlasın diye kullanıyorlar. Habertürk’e göre PKK’nın son saldırılarında emri veren terörist Suriyeli imiş! Diyelim ki doğru.. Peki, PKK saldırıları kime hizmet ediyor? Suriye’ye mi, yoksa Amerika’ya mı?
Suriye’ye hizmet etmez. Çünkü, Türk kamuoyu, bu tür haberlerle Suriye aleyhine çevriliyor. Suriye’yi yönetenler, Türk halkının düşmanlığını isteyecek kadar aptal mı?
Ama basın üzerinden, yalan haberlerle aptal yerine konulan, algısı değiştirilmek istenen Türk halkıdır.

***


ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, Irak’ın kuzeyindeki terör kamplarına yönelik hava harekatıyla ilgili olarak, “ABD’nin, Türkiye’nin terörist saldırılara karşı kendini savunma hakkını tanıdığını” söylüyor.
Peki Suriye ne yapıyor?
Suriye de terörist saldırılarda bulunan ve halkı ayaklandırarak yönetimi devirmeyi hedefleyen ABD tarafından desteklendiği bilinen isyancılara karşı operasyon yapıyor.
Suriye ve İran’ı çökertmek için AKP iktidarını kullanan ABD’nin yarın Türkiye’yi de kendi halkına soykırım yapmakla suçlamayacağı ne malum? Ermeni meselesinden dolayı suçlamıyorlar mı?

***


İngiliz Economist dergisi ise son sayısında Türkiye ile Suriye üzerinde durduğu analizinde “Türkiye’nin Suriye konusundaki sert söylemleri, muhtemelen eyleme dönüşmez” ifadesini kullandı. “Suriye krizi, Türkiye’nin sandığı gibi etkili olmadığını ortaya koydu” görüşüne yer veren dergi, AKP’nin en dindar seçmenlerinin birçoğunun, Suriye’deki kargaşanın Türkiye’yi İran’la karşı karşıya getirmeye yönelik ABD destekli bir Siyonist komplo olarak gördüklerini de yazdı.
Yani AKP, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olacak..
Peki Ulusal Kanal’a yapılan bu baskın, Amerikan uşaklığını örtebilecek mi?

Yazarın Diğer Yazıları