Üç maymunu oynamak
“Bazen Anadolu kan ağlar ama başkentin fildişi kulelerindekiler üç maymunu oynarlar.”
Yukarıdaki cümle MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin’e ait.
Hani 2002 seçimlerinde MHP’nin baraj altında kalmasının sorumlusu olarak gösterilip, Devlet Bahçeli tarafından partinin önüne koyulan Şefkat Çetin...
Hani o önüne konduğu partinin kapısından 10 sene sonra, büyük kongre öncesinde kurtarıcı olarak partiye avdet eden Şefkat Çetin...
Fatih edasıyla partiye gelip, 9. kata otağını kuran ve oradan son kongrede MHP yönetiminde ‘değişim’ isteyen ülkücülere ‘onursuz’ suçlamasında bulunan Şefkat Çetin...
Ortadoğu gazetesinde hükûmeti eleştirirken kullanmış bu cümleyi Çetin... Özetle diyor ki; memleket çok zor durumda, ülke elden gidiyor ama bizim hükûmetimiz görmüyor, duymuyor ve konuşmuyor. Yani maymunun üç hâli mevzuu...
Güzel benzetme doğrusu...
Fakat sanki içinde özeleştiri de taşıyor gibi. Bu benzetmeden murat sadece hükûmet olsa, ‘fildişi kuleler’ diyerek çoğul eki kullanmaz, direkt başbakanlığı işaret ederdi. Galiba Şefkat Çetin’in vicdanı kendisini epeyi rahatsız etmiş... Hükûmete dair yaptığı benzetmelerde çoğul ekini kullanması bundan olsa gerek.
Uzun zamandır uzak kaldığı MHP Genel Merkezinin halini gördükten sonra, her akıl ve vicdan sahibi insan gibi içi acımış, yüreği burkulmuş anlaşılan... Öyle ya, hükûmeti elinde bulunduran parti, 11 senedir kesintisiz bir şekilde, hem de oylarını her seçimde arttırarak bu memleketin başında olacak, memleketi Sayın Çetin’in özetle anlatmaya çalıştığı gibi; talan edecek, sunî kimlikler ihdas etmek suretiyle milletin birliğine dinamit sokacak, ABD’nin bölge jandarmalığına soyunup millî hassasiyetlerimizi ortadan kaldıracak ve muhalefetteki partiler de bu durumu oturdukları rahat koltuklarından âdeta bir film seyreder gibi huşu içinde seyredecekler.
Anadolu kan ağlayacak, fakat Ankara’daki fildişi kulelerinde kakara kikiri yapan parti yöneticileri, işi gücü bırakıp kongrede kendilerini desteklemeyen teşkilatların kapısına kilit vuracak. İktidar partisinin bütün teşkilatları her sokak başında harıl harıl partilerine üye kaydedecek, fakat teşkilatlarınıza, ‘üye sayınız 399’u geçmeyecek’ diye talimat vereceksiniz. Türk milletinin birlik ve bütünlüğü bizzat iktidar eliyle param parça edilecek, fakat Sayın Genel Başkan’a ‘Efendim Ankara’da hükûmete uyarı mahiyetinde, büyük katılım sağlayacağımız, görkemli bir miting yapalım’ teklifini Sayın Genel Başkan ’Zaten biz her salı gurup toplantısında bunun gereğini fazlasıyla yapıyoruz’ diyerek bu teklifi geri çevirecek.
Anadolu’nun her yerinde teşkilatlar parasızlık ve imkânsızlık içinde çırpınacaklar, fakat bizim Genel Merkez idarecileri devletten aldığı yardımlardan bu teşkilatlara zerre kadar koklatmayacak.
Ülke adım adım bölünmeye doğru götürülecek, fakat bizim Genel Merkez idarecilerinin başlıca mesaisi, kendilerine rakip olması muhtemel partilileri nasıl bir entrika çevirirsem bunları partiden uzaklaştırırım diye düşünmek olacak. Olacak iş değil!
Sayın Şefkat Çetin’in içi ne kadar acısa, yüreği ne kadar kan ağlasa yeridir. Maymunun üç hali görülüyor ki sadece hükûmetin değil, MHP Genel Merkez yöneticilerinin de ilham kaynağı... Kahkaha sesleriyle inlettikleri ‘fildişi kule’lerinde, ülkücülerin perişanlığını görmüyorlar, duymuyorlar ve konuşmuyorlar.