Türkiye'deki doping skandalını açıkladı
Olimpiyatlar başlamadan önce bir sporcumuz daha dopingli çıktı…
Türkiye, 2024 Paris Olimpiyat oyunlarına sayılı dakikalar kala beklenmedik bir doping rezaleti ile karşı karşıya kaldı…
Hem de madalya umudu sporcularımızdan birisi olan boksör Tuğrulhan Erdemir, kuraya giremeden elendi…
Yani, kadrodan çıkarıldı…
2024 Paris Olimpiyat Oyunları için Fransa’da bulunan milli boksör Tuğrulhan Erdemir, tartıya alınmayınca dopingden ceza aldığı öğrenildi…
Çekilen kuralarda milli sporcunun adının listelerde olmadığı ortaya çıkınca, davasının sonuçlandığı ve Erdemir’in doping cezası aldığı öğrenildi...
Böylece Türkiye Paris’te ilk firesini boks branşında vermiş oldu…
Çok detaya girmeden şunu söyleyebilirim; madalya umudumuz Tuğrulhan Erdemir, CAS’ta devam eden davasını kaybetti ve Paris’te ringe çıkmadan Türkiye’ye döndü…
Benim anlamadığım olay şu; madem bir sporcu “doping” illetinden tedbir cezası almış, bu sporcuyu ne demeye kafileye dahil ediyorsunuz?
Suç kimde?
Spor Bakanlığı’nda mı, Spor Genel Müdürlüğü’nde mi, Sağlık İşleri Daire Başkanlığı’nda mı, Boks Federasyonu ve başkanında mı, sporcuda mı, antrenörlerde mi?
Suçu kim üstlenir bilmiyorum, ama ihalenin Tuğrulhan Erdemir’e kaldığını biliyorum…
Bakınız, WADA’nın bir kuralı var, bir sporcu doktor raporuyla bir ilaç alması gerekiyorsa, sağlam bir gerekçe ve uzman hekimlerin görüşü doğrultusunda bunu WADA'ya bildirir ve WADA’da uygun görürse o ilacın kullanımına izin verir…
Ve sporcu o ilacı kullanır ve doping testlerinde de yakalanmaz…
Spor Bakanlığı’nın “Sporcu Sağlığı Daire Başkanlığı” var mı?
Var…
Varlar, ama yoklar!
Sağlık dairesi, WADA’nın yasaklı ilaç listesi konusunda federasyonları uyarması gerekmez mi?
Uyarmamışsa da, orada bulunmalarının ne anlamı var?
*
Spor teşkilatı uzun süredir “Dopinge Sıfır Tolerans” dese de bir türlü dopingin önüne geçemiyor!
2024 Paris öncesi, oyunlara kota alan Atletizm, Güreş ve Boks branşlarımızda arka arkaya patlayan doping vakalarıyla sarsıldık…
Sağlık açısından bir çok riskler taşısa da sporcu neden doping alır?
Performansı artırma, rekabet üstünlüğü sağlama, rakiplerinden daha iyi sonuçlar elde etme, hızlı form tutma, özellikle de ödüllerin cazibesi, kariyer baskısı gibi nedenlerle ve büyük cezalara rağmen sporcular, doping illetinden uzak duramıyorlar…
Rahmetli duayen spor gazetecisi Hıncal Uluç’un deyimiyle, “Doping kullanmayan sporcu yoktur, yakalanamayan sporcu vardır” sözlerine hak vermemek mümkün değil…
Sporculardaki, “dopingden yırtabilirim” anlayışını da, bir şekilde çürütmek lazım…
Benim üzerinde durmak istediğim asıl konu şu; Sporcu tek başına mı bu işlere tevessül ediyor?
Benim bildiğim kadarıyla “Teşvik eden, alan, veren ve kazanç sağlayan” olmak üzere bu işler ekip işi!
Bu işlerde sadece sporcu değil, onları takip etmeyen yöneticiler, antrenörler de suçlu…
Siz, Türkiye’de doping meselesi nedeniyle, dolaylı ya da dolaysız bir tek yöneticinin, antrenörün ceza aldığını ya da soruşturma geçirdiğini duydunuz mu?
Hayır, duyamazsınız!
Kulağının üstüne yatıp, “duymadım, görmedim, bilmiyorum” diyen, daha doğrusu “ölü taklidi” yapan yöneticilerle bu pis işlerin önüne nasıl geçilir?
Spor teşkilatının “Dopinge Sıfır Tolerans” demesinin üzerinden neredeyse 16 yıl geçti, ama her yıl onlarca sporcumuz daha çok doping yapmaktan yakalanmaya başladı…
Bu hafta içerisinde İWF, doping nedeniyle Türk halter federasyonuna 100 bin dolar ceza kesti. Bu ceza Devletin kasasından ödenecek...
Bu işler Devletin “Tasarruf Tedbirleri”ne takılmıyor mu?
100 bin doların bir hiç uğruna havaya savrulması yazık değil mi?
Hem, bu cezayı Türk Devleti niye ödüyor?
Dediğim gibi bu ceza sporcuyu teşvik edenlere, görmemezlikten gelenlere ve bu işten kazanç sağlayanlara ödetilmeli…
Tuğrulhan Erdemir konusunu gelirsek; Türkiye, Paris’te muhtemelen bir madalyadan oldu…
Bunca verilen emeğe yazık oldu…
Şunun altını çizmekte yarar var; asıl dopingli olan Tuğrulhan Erdemir değil, kim biliyor musunuz?
Federasyon Başkanı Eyüp Gözgeç…
Hem de siyasi dopingli…
Öyle olmasaydı, akçeli işlerden dolayı, hakkındaki onca suçlamalara ve davalara rağmen o koltukta oturabilir miydi?