Turiste tecavüz eden keneler!
Kene dediğimiz bir böcek deri altına girip bir insanı öldürebiliyor. Kene nüfusunun arttığını ve insan nüfusunun birkaç katına çıktığını düşünelim. Sonuç ne olur?
Çözüm, keneyi doğal yollardan ortadan kaldıracak bir formül bulmaktır. Yoksa keneyi zehirlemek isterken, başka canlıları da yok ederseniz, bu defa öngörülmeyen felaketlerle karşılaşırsınız.
* * *
Kene modeli, bugünkü mücadelenin anahtarıdır. Toplumsal hastalıklar da önce kene gibi teker teker insanları zehirler ve o toplum için bir kene haline getirir. Bu hastalıklar sinema, müzik, roman, hikâye, köşe yazısı, haber yoluyla kısacası medya vasıtası ile yayılır.
Sağlıklı, kendisine, çevresine, milletine ve insanlığa saygı, sevgi esasına göre yetiştirilmeye çalışılan yeni nesiller içinden canavarlar çıkmaya başlar.
Meselâ, elinde lahmacun ile sekiz kişinin sığdığı bir dolmuşa girer, kendisini kınayanı da bıçaklar, öldürür! Çünkü beynine giren kene, lahmacun yemesine müdahale edilmesini, kimliğine müdahale olarak kabul etmesini sağlar!
Lahmacun yiyen üç kişi ile itiraz eden bir genci yol kenarında kavga etsinler diye bırakıp gaza basan sürücünün beyninde de birçok kene vardır. Onun beynindeki kene, parasını aldığı dört yolcunun yerine yolda dört yolcu daha alma tamahkârlığı ile birlikte belâdan uzak durma dürtüsüdür.
* * *
Tek başına otostop yapan veya bisikletle dünya turuna çıkan turist kadınlara tecavüz edenlerin beyninde de kene gibi virüsler vardır. Tabii, beyinlerinde kene bulunması, onların masum olduğunu göstermez. Fakat o kene gibi kemiren düşünceler, sadece tecavüzcülerde bulunmaz. Yalnız başına dolaşan bir kadına müdahale etmeyi bir hak gibi gören kültürdür asıl tecavüzcü!
Peki biz böyle miydik?
Türk coğrafyası, huzurun ve güvenliğin esas olduğu bir iklime sahipti. Ne oldu bu iklime? Batı’da görülen hastalıklar, keneler neden Türk toplumunu da sarıyor?
Bu olaylar bir iki sapığın işi olarak kabul edilemez. Tek bir olay bile alarm demektir.
Mesele, bir iki kişinin tedavi edilmesi ile çözülmez. Kene gibi insan beynine giren virüslerin temizlenmesi için toplumsal bir kök kültür tedavisi şarttır.
* * *
Müslüman Türkler için, Kurân ahlâkı ile ahlâklanmak ve İslâm, örfe de büyük önem verdiği için Türk töresinin ilkeleriyle donanmak şarttır. Müslüman olmayan Çuvaşlar, Sakalar, Altay Türkleri ve Gagauzlarla ancak bu temelde buluşmak mümkündür.
Yeni nesillerin ahlak ve kişiliğinin oluşmasında, özellikle müzik ve sinemanın rolü büyüktür.
Ahlâkı, dil, müzik sinema ve medyadan ayrı düşünmek mümkün değildir.
Türk kültürünün zengin mirası, bütün insanlık için yeni sanat, edebiyat, fikir, bilim, siyaset ve ekonomi ekolleri kurmak için yeterli bir başlangıç noktasıdır. Bu kültür mirası, en büyük hazinedir. Tabii diğer milletlerin kültür ve medeniyet hamlelerini de takip etmek gerekir.