Tiyatrodur dedik inanmadınız, şimdi ne oldi?

Tayyip Erdoğan, “one minute” gösterisinden sonra İstanbul’da “Üçüncü Abdülhamit” pankartıyla karşılanmıştı. Erdoğan’ın tavrı, bütün İslam dünyasında heyecanla karşılanmıştı. Öyle ki Erdoğan İslâm dünyasının lideri olarak görülmeye başlanmıştı.
Fakat Davos’taki “one minute” krizinden bir ay önce İsrail’in Jerusalem Post gazetesinde Herb Keinon, “İsrailli üst düzey yetkililer, Erdoğan’ın ülkede yükselen laik muhalefet karşısında meşruiyetini sağlamlaştırmak için yüksek profilli bir uluslararası diplomatik başarıya ihtiyaç duyduğunu söyledi” diye yazmıştı.
“One minute” gösterisinden sonra da o “üst düzey yetkili” denilen İsrail Başbakanı Ehud Olmert, bakanlarını uyarmış ve Tayyip Erdoğan’a cevap verilmemesini istemişti!
Derken, “Gölge CIA” diye bilinen istihbarat kuruluşu Stratfor’un yazışmaları yayınlandı. Stratfor yazışmalarında, Tayyip Erdoğan’ın, Yahudilerin gerçek lideri Henry Kissinger’e “Bir noktada İsrail’le köprüleri atıp, İslâm dünyasına yaklaşacağını” söylediği belirtiliyor ve Kissinger’ın “Erdoğan, İslâm dünyasının lideri olma niyetinde” dediği anlaşılıyordu.
Erdoğan, İsrail ile köprüleri, danışıklı olarak “One minute” tiyatrosu ve Mavi Marmara gemisini İsrail’e göndermekle atmıştı.

***

Bugünlerde İsrail basını, Türkiye ile ilişkilerin normale döneceğini yazıyor. Hatta Türkiye’den bir üst düzey heyetin İsrail’de görüşmeler yaptığı bildiriliyor. İsrail’in Mavi Marmara’da hayatını kaybeden dokuz Türk’ün aileleri için 20 milyon dolar tazminat teklif ettiği iddiaları üzerine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da “Eğer tazminat konusu çözüme bağlanırsa arkadan diplomatik ilişkilerin kurulması, eskiden olduğu gibi büyükelçilik düzeyinde atamaların yapılması ve bununla ilgili çalışmaların başlaması gerekiyor” dedi.
Ertuğrul Özkök de İstanbul’da Kadir Has Üniversitesi Büyük Salonu’nda “Dışişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla” , “Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü” düzenlenmesi ile one minute döneminin kapandığını yazmıştı. Türkiye, böylece ilk defa “6 milyon Yahudi’nin soykırıma uğratıldığı” iddiasını resmen kabul etmiş oluyor.
Yine uluslararası ilişkiler konusunda, yalın gerçeği anlatabilen Prof. Dr. Hasan Köni, Akşam gazetesinden Şenay Yıldız’a bu toplantının ne anlama geldiğini anlatırken “Türkiye, İsrail’le ilişkilerini normalleştirip, dış politikasını yeniden konumlamaya başlıyor” demişti.
Köni, “Türkiye, kaçtığı yerleri yeniden toparlayacak ama bunu kendi kamuoyunda yüzünü kızartmadan yapması lazım. ABD ve Rusya gibi büyük devletler birdenbire dönüşler yapıyorlar. Ama Türkiye’de hükümetin kendi kamuoyundaki tabanı muhafazakâr, birdenbire dönüşler daha zor” diye konuşmuştu.
Zaten İsrail basını da “Türkiye ile anlaşmanın seçimden önce gerçekleşmesi öngörülmüyor” diyor! Öyle ya İsrail ile ilişkiler normale dönerse, Tayyip Erdoğan’ın “Yolsuzluk operasyonunu ABD ve İsrail yaptırdı” iddiasına kim inanacak?

***

Kısacası iç politikada da dış politikada da tam bir aldatma ve kandırma politikası uygulanıyor. İslâm ülkelerinin halkları, one minute gösterisinin, Tayyip Erdoğan’ı İslam dünyasının gözünde liderliğe yükseltmek için önceden planlanmış bir tiyatro olduğunu görmedi. Fakat AKP’nin Suriye halkını birbirine düşürme girişimi o kadar göz önündeydi ki herkes uyandı. Türk kamuoyu ise ana parasını, salma yolu ile Tayyip Erdoğan’ın temin ettiği gazeteler ve televizyonlar tarafından hâlâ kandırılmaya çalışılıyor! AKP, 2011 seçimlerini bu tiyatroyla kazandı ama şimdi “geri dönüş” yapmak zorunda! Temel’in dediği gibi söylersek “Tiyatro dedik inanmadınız, tiyatro dedik inanmadınız, şimdi ne oldi?”

Yazarın Diğer Yazıları