Tayyip Erdoğan ve Orhun Anıtları!

Tayyip Erdoğan yurdun her yerinde aynı konuşmaları yaptığını söylüyor ama Belediye Başkanı MHP’li olan Fethiye’de, “Orhun Anıtları’nın bulunduğu yere yol yaptırdık” deme ihtiyacı hissediyor. Bu sözleri Diyarbakır’da niçin söylemiyor?
Hem sonra “Türk” adının kullanıldığı ilk yazılı belge olarak bilinen Orhun Anıtları’na yol yaptıran Tayyip Erdoğan, Türk Anayasası’ndan Türk adının çıkarılması için niçin bunca çaba gösterdiğini, Türk kimliğini silip yerine niçin Türkiye kimliği getirmeye çalıştığını da anlatmıyor! Hem sonra o anıtlarda ne yazıyor; Tayyip Erdoğan ne yapıyor, bunu da hatırlatmak gerekmez mi?

***


Bakınız Bilge Kağan ne diyor o anıtlarda:
“Doğu’da Şantung Ovası’na kadar ordu sevkettim, denize ulaşmamıza az kaldı. Güneyde Tokuz Ersin’e kadar ordu sevkettim, Tibet’e erişmemize az kaldı. Batı’da İnci Irmağı’nı aşarak Demirkapı’ya kadar gittim. Kuzeyde Yir Bayırku’ların toprağına ordu sevkettim.. Bunca yerlere Türk adını, Türk şanını alıştırdım...”
Türk adını, Türk şanını bunca yerlere alıştıran Bilge Kağan’ın etrafında kimler vardır?
“Ben Tanrı’nın kutladığı Türk Bilge Kağan bu çağda tahtıma oturdum. Kardeşlerim, yeğenlerim, oğullarım, bütün soyum, milletim, sağımdaki şad, pıd beyleri, solumdaki tarkanlar, buyruk beyleri, Otuz Tatar ve Dokuz Oğuz halkının beyleri sözlerimi iyice işit, yürekten dinle!” diyen Bilge Kağan’ın etrafında bütün Türk Milleti vardır.
Şu ifadelere bakınız:
“Küçük kardeşim Kül Tigin ile sözleştik. Babamızın kazandığı millet adı, millet sanı yok olmasın diye, Türk Milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Küçük kardeşim Kül Tigin ile, iki şad ile, ölesiye, bitesiye çalıştım. Toplanan milleti, ateşe, suya düşürmedim...”
“Ülkesiyle ve milletiyle bölünmez bütünlük” ve “başkente bağlılık” bakın nasıl olurmuş:
“Yanılıp bize karşı gelen Türk kavimleriyle de savaştık ve onları da düzene soktuk... Artık, küçük kardeş büyük kardeşi, oğullar babalarını bilir oldu...
Türgiş Kağanı Türk’tü, milletimdendi. Bize düşüncesizce baş kaldırdığı için buyruğu ve beyleriyle beraber öldürüldü. On ok halkı da ezildi. Dokuz Oğuz benim milletimdendi. Gök ve yer bulanıp içlerine kıskançlık dolduğu için bir yılda 4 kere savaştım. Türk ordusu sarsıldı, perişan olacaktı. Orduyu yayarak karşı koydum. Düşmanı püskürttük. Orada ölecek olan çok kişi sağ kaldı.
Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar ülkelerde yaşayan bütün milletler hep bana bağlıdır. Bunca milleti düzene soktum. Artık karışıklık yok. Türk kağanı, Ötüken’de oldukça ülkede düzen bozulmaz.
Türk Milleti’nin beyleri, sözlerimi işitin! Birliğini korursan yurduna sahip olacağını, yanılırsan öleceğini buraya yazdım.
Türk Beyleri, millet, işitin!
Üstte gök basmasa, altta yağız yer delinmese, Türk Milleti, senin ilini ve töreni kim bozabilir? Ey Türk Milleti! Öykün (düşün, atandan örnek al) ve kendine dön!”

***


Peki bugün Türk Milleti’nin ilini (devletini) ve töresini (hukukunu), açılım adı altında kim bozmaya çalışıyor? Türk adını, Türk şanını Anayasa ve yasalardan çıkarmaya kim çalışıyor?
Türkiye’de devlet yapısını da hukuk yapısını da bozan Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarıdır. Üstelik bu durum, Anayasa Mahkemesi kararı ile tescillidir.
O halde devletin temel niteliklerinden birini ortadan kaldırmaya çalıştığı mahkeme kararı ile sabit olan AKP iktidarının diğer bütün uygulamaları da hukuk dışıdır!

Yazarın Diğer Yazıları