Tayyip Bey, Deniz Feneri'nden sonra gemileri neden yaktı?

Tayyip Erdoğan, “AKP Genel Başkanı” olarak, isim vermese de “Doğan grubu gazetelerini almayın” diye, “AKP üyeleri” ne çağrı yaptı! Nitekim haber, yandaş medyada, Doğan grubu gazetelerinin logoları ile yayınlandı.
Anlaşılıyor ki Erdoğan, bu çağrıyı planlı-programlı, hatta hukukçulara danışarak seslendirdi! Çünkü, gazetelerin açacağı maddi tazminat davaları söz konusu olabilir. Bir başbakan, Doğan grubunun da başbakanıdır, Kanal 7 ve efradının da! Dolayısıyla bir başbakanın, ülkesindeki basın gruplarından birinin gazetelerine boykot çağrısında bulunması, hukuka aykırıdır. Kendisine bilgi veren hukukçular, herhalde bu kadarını biliyordur. Üstelik bir başbakan, canı istediği zaman başbakanlık sıfatını bir kenara bırakıp parti genel başkanı sıfatına sığınamaz. Kaldı ki sığınsa bile sonuç değişmez.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan’ın, Başbakan olduğunu unuttuğunu söylüyor ama bence bu tespiti doğru değil. Aksine Erdoğan, başbakan olarak böyle bir konuşma yapmasının yakışık almayacağını, hatta hukuka aykırı olduğunu biliyor. Onun için AKP Genel Başkanı sıfatıyla konuştuğunu söylüyor.

* * *

Gazeteler, Almanya’daki mahkemenin “asıl elebaşılar” diye suçladığı kişilerin, Sabahattin Önkibar’ın eski bir yazısında belirttiği gibi Refah Partisi İstanbul İl Başkanlığı döneminden itibaren Tayyip Erdoğan’ın siyasi yakınları olduğunu hatırlatıyor.
O halde Tayyip Bey, bu eleştirileri, kendi siyasi varlığını yok etmeye dönük olarak görüyor ki, karşı tarafı ekonomik olarak yok etme niyetiyle bir karşı hamle başlatıyor.
Şöyle de diyebiliriz:
Tayyip Bey, Deniz Feneri davasının Türkiye ayağının kendisini ve AKP’yi bitireceğini öngörüyor ki bu kadar öfkeli ve bu kadar riskli adımlar atıyor!
Halbuki gördüğüm kadarı ile karşı taraf, uzlaşmaya açıktı ama Tayyip Bey, bilinçli bir şekilde Doğan grubuna saldırının dozajını yükseltiyor!
Diyelim ki, Doğan grubu piyasadan silindi! Tayyip Bey, kendi oluşturduğu medyası ile Türk halkını mutlu ve huzurlu bir ortama mı taşıyacak?
Nitekim Deniz Baykal “Bu açıklama, Başbakan’ın sadece ruh halini değil, siyasi felsefesinin düşünce tarzını, temel değerlerini, dünya görüşünü, eline imkanlar geçtiği zaman, nasıl bir toplum yaratacağı hususunda bize ipucu veren bir açıklama” diyor.

* * *


Kimileri artık halkın ahlâki değerlerinin değiştiğini, yolsuzlukları onayladığını filan söylüyor. Hiçbir insan vicdanı ile baş başa kaldığında hem günah hem de suç olduğunu bildiği bir eylemi meşru görmez. Tıpkı, meyhaneden çıkmayan bir adamın, kendi çocuğunun dinine bağlı yetişmesini istemesi gibi! Dolayısıyla basit anketlerle, Türk toplumunu kimse anlayamaz. “Halk ahlâksızlaştı, AKP’nin yolsuzluklarını da hoş görür” diye yorumlar yapanlar, bırakın Türk halkını, insanı tanımıyor bence!
Ama Tayyip Erdoğan, Türk halkını tanır. Dolayısıyla, böyle ucuz değerlendirmelerin peşinden gideceğini sanmıyorum. Gerçekten, kendisi ve partisi için büyük bir tehlike gördüğünden can havliyle Doğan grubuna saldırıyor. Eh karşı taraf da sütten çıkmış ak kaşık olmadığı için, halkın kafası biraz karışıyor!
Dikkat ederseniz, Erdoğan da karşı tarafı yolsuzlukla, usulsüzlükle, hatta kaçakçılıkla suçluyor!
E hani, artık ahlâki değerler önemli değildi! Önemli değilse, Tayyip Bey’e birilerinin bunu da bildirmiş olması gerekirdi değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları