Tatar'dan şer planlara karşı tarihî uyarı
24 Nisan Kıbrıs Türk halkının sonunu getirecek, Ada'da yok oluşumuzun zeminini hazırlayan Annan Planı Referandumu'nun (2004) 19. yıldönümü idi. Bu Plan emperyalist Batı'nın adayı Yunan yapma gayretlerinin ne ilk ne de sonuncu girişimiydi. Önümüzdeki süreçte de Kıbrıs Türk halkına ve Türkiye'ye yeni dayatma planların sunulacağından, oldubittilerle yeni oyunların, tuzakların devreye konulacağından hiçbir kuşku duyulmamalıdır. 1968'de başlayan ve aralıklarla süren müzakere süreçleri en son 2017'de Crans Montana'da çöktü. 2017 sonrasında BM iyi niyet misyonu çerçevesinde taraflar arasında başlatılan 'ortak zemin bulma' arayışları Rum-Yunan ikilisinin bilinen uzlaşmaz tutumu nedeniyle başarıya ulaşmazken, Kıbrıs Türk halkı 18 Ekim 2020'de gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçiminde federal çözüm isteyen teslimiyetçi/tavizci Akıncı yerine 'egemen eşitlik temelinde iki devletin iş birliğine dayalı çözüm siyaseti' ortaya koyan Ersin Tatar'ı cumhurbaşkanlığı görevine getirdi. Tatar'ın cumhurbaşkanlığı görevine seçilmesinin ardından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in çağrısı üzerine gayriresmî 5+1 Kıbrıs Konferansı 27-29 Nisan 2021'de Cenevre'de toplandı ve bu toplantıdan da sonuç alınmadı. Toplantı sonrasında BM Genel Sekreteri Guterres'in federasyon müzakere süreçlerinin başarısızlıkla sonuçlandığının ilan edilmesi beklenirken, Guterres ikinci bir 5+1 Kıbrıs Konferansı'na kapıyı açık tuttu ve tarafların ortak zemin arayışlarını sürdürmelerini istedi. Guterres'in AB ve ABD'nin baskısı ile çökmüş, iflas etmiş BM parametreleri çerçevesinde federal çözüm hedefiyle müzakere sürecini zorlaması büyük bir skandal ve rezalet olarak kayıtlara geçti.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ve geçtiğimiz yıl BM 77. Genel Kurulu'nda KKTC'nin resmen tanınması çağrısı yapan Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk fırsatta Guterres'e, Annan Planı'nın Rumlar tarafından reddedilmesinin üzerinden 19 yıl geçtiğini dikkate getirmeli, 1968'den günümüze çöken süreçleri hatırlatmalı, federal çözümün Türkiye ve KKTC için tükendiğini, ortak zeminin bulunamadığını, bundan sonra sadece iki devletli çözümün ve KKTC'nin eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesiyle görüşmelerin başlayabileceğini tekrar anlatmalı ve Kıbrıs'ta 'federal çözümün tamamen çöktüğünü' resmen ilan etmesini talep etmelidir.
Bu lanet planın, eş zamanlı ve ayrı ayrı referanduma sunulmasının yıldönümünde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar birbiri ardına yaptığı açıklamalarda halkımıza uyarıcı, yol gösterici, uluslararası kamuoyunu da ada gerçekleriyle ilgili bilgilendirici ayrıntılar paylaştı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, başta Birleşmiş Milletler (BM) ile Avrupa Birliği (AB) olmak üzere, ABD ve diğer ülkelere "Annan Planı referandumunda Kıbrıs Türk halkına verdikleri sözleri yerine getirme" çağrısı yaptı. "Aradan geçen 19 yıla rağmen verilen bu sözler yerine getirilmezken, referandumda verilen sözleri her yıl dönümünde gündeme getirip gerçek yüzlerini göstermeye devam edeceğiz" diyen Tatar, "BM, AB ve ABD'ye çağrım; Kıbrıs'ta çözümsüzlüğe oynayan ve bütün müzakere süreçlerini dinamitleyen Rum-Yunan ikilisini desteklemekten vazgeçmeleri ve 24 Nisan 2004 referandum sürecinde Kıbrıs Türk halkına vermiş oldukları sözleri yerine getirmeleridir" dedi. Cumhurbaşkanı Tatar "Yeni oyunlara, boş sözler ile vaatlere karşı halkımızın dikkatli ve uyanık olmasını sağlamak görevimdir, bu görevi de yerine getirmeye devam edeceğim" diyerek, "Annan Planı'nın geçmişte ve tarihin tozlu raflarında" kaldığını, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte belirlenen ve halkın büyük çoğunluğu tarafından desteklenen yeni ve millî siyasetten geri adım atılmayacağını ve bu yolda azim ve kararlılıkla yürümeye devam edeceklerini vurguladı. "Bu önemli tarihin yıl dönümünde, Rum tarafına haksız ve gayri yasal olarak suiistimale devam ettirdikleri konfor alanlarını sürdürme imkânı verilmeyeceğini bir kez daha yinelemek istiyorum" diye tarihî açıklamasını sürdüren Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk tarafının, Anavatan Türkiye'nin de desteğiyle tüketilmiş zeminde herhangi bir sürece girmeyeceğini belirtirken "hayatta kalabilme mücadelesini kahramanca sürdüren onurlu halkımın geleceğini Rum iradesine teslim etmeyeceğiz. Kıbrıs Adası'nda herhangi bir uzlaşı, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletin iş birliğinden geçmektedir. Biz bu vizyonumuzla akılcı gücü tercih etmek suretiyle diplomasiyi de en ön saflarda tutarak çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu çalışmalarımız devam ederken devletimizi hak ettiği statüye kavuşturmak için de çalışmalarımızı ara vermeden sürdüreceğiz." dedi. Tatar'ın uyarı ve çağrıları muhakkak not edilmeli ve üzerinde kafa yorulmalıdır.
Annan Planı gibi şer planlara karşı her zaman uyanık olunmalı ve gerekli karşı hazırlıklar yapılmalıdır. Devletimiz KKTC'nin tanınması hedefinden milim sapılmamalı, müzakereler yeniden başlıyor algısı yaratacak görüşme ve diyaloglardan kaçınılmalıdır. Müzakereler başlıyor algısı KKTC'nin tanınmasını engelleyecek, millî davamıza zarar verecektir.