Suriye'de iken neden gözüm arkada kalmadı!
Trabzon ve Suriye’de iken 15 gün yazı yazmadım, ama gözüm arkada kalmadı. Çünkü, görüyorum ki artık basında çok sayıda yazar, eskisine göre çok daha hızlı bir şekilde inisiyatif alıyor. Ermenilerden özür dileme kampanyasının ne anlama geldiğini izah konusunda bize pek ihtiyaç kalmadı. Eskiden birçok meselede tek başımıza kalırdık!
***
17-21 Aralık tarihlerinde MAS grubunun davetlisi olarak Suriye’deydik. Suriye, Türkiye ile ilişkilerini daha da geliştirmek istiyor. 20 milyar dolarlık ticaret hacminin 2 milyar doları Türkiye ile gerçekleşiyor. Bu oranı artırmak istiyorlar. Suriye Enformasyon Bakanı Muhsin Bilal, Türkiye’nin Suriye-İsrail barış sürecine yaptığı katkılardan dolayı teşekkür ediyor. Muhsin Bilal, Şam Kalesi’nde Türk gazetecilere verilen yemekte, “Golan Tepeleri’nin Suriye’ye iadesi ve İsrail’in diğer Arap topraklarından çekilmesi halinde, bölgede kalıcı bir barış sağlanabilir. Türkiye-Suriye ilişkilerindeki olumlu gelişmeleri, genel olarak Araplar ile Türkler arasında sağlayabilirsek bu bölgenin sorunlarını kısa zamanda çözeriz” dedi.
İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Golan Tepeleri’nin Suriye’ye iade edilebileceğini söylemiş, ancak muhalefetten tepki almıştı.
İsrail’de seçimler 10 Şubat’ta. Kamuoyu araştırmaları, Likud adayı Benjamin Netanyahu’nun kazanacağını gösteriyor. Filistin’de de Hamas güçleniyor.
Olmert bu durumu gördüğü için son Türkiye ziyaretinde Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Bugün Ortadoğu’da yapmadığımız şeyleri yarın yapamayabiliriz. En kısa sürede İsrail ile Suriye arasında doğrudan barış görüşmelerine doğru ilerlemeliyiz” dedi.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, İsrail ile doğrudan barış görüşmelerinin mümkün olduğuna inandığını ve eninde sonunda bunun gerçekleşeceğini söyledi. Esad, İsrail’in işgal ettiği Golan Tepeleri’nden ve diğer Arap topraklarından çekilmesi halinde barışın sağlanabileceğini bildirdi.
***
İlk Suriye ziyaretimizde Suriye Başbakanı Muhammet Naci Otri ile görüşmüştük. Büyük Itri’nin torunu olan Otri, “Biz artık Türkiye-Suriye’yi bir bölgesel coğrafya olarak görüyoruz. Hatta şöyle diyoruz: Bütün Suriye Türkiye’nindir. Bütün Türkiye Suriye’nindir” demişti.
Daha önce Şam’da görüştüğümüz Suriye müftüsü Dr. Ahmad Badr Al-Din Hassoun da bu defa bizi Halep’te bir caminin salonunda kabul etti ve “Türkiye ile Suriye arasında bir sınır yoktur. Sınırları artık sadece bayram arifesinde değil 365 gün açalım ve 365 gün bayram olsun, buluşmamız daimi olsun. Türkiye’nin nüfusu, 50 milyon değil, 1.5 milyardır” dedi. (Müftü, Türkiye’nin nüfusunu hâlâ 50 milyon zannediyor.)
***
Suriye, ABD tehdidinden Türkiye’nin desteği sayesinde şimdilik kurtulduğunu biliyor. Dolayısıyla Türkiye üzerinden veya mümkünse doğrudan Avrupa Birliği ile ilişki kurarak bu baskıyı üzerinden tamamen atmaya çalışıyor.
Biz ilk ziyaretimizde Suriyeli gazeteci Tafit Ebu Hayır’ın “Türkiye’yi Suriye’nin Avrupa kapısı olarak görüyoruz. Türkiye’nin AB’ye girişinin Suriye’ye de olumlu etkileri olacağına dair kanaatimiz hattında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna “AB’nin Türkiye’ye ne hayrı oldu ki Arap ülkelerine ve Suriye’ye bir hayrı dokunsun?” diye cevap vermiştik. Son ziyaretimizde de benzer sorulara aynı cevapları verdik.
Atatürk resmi konusuna gelince.. Suriye Büyükelçisi Yaşar Halit Çelik’in daveti, Şam’ın merkezindeki büyükelçilik binasında değil şehir dışındaki rezidansın kabul salonunda idi. Büyükelçilikte Atatürk resimleri elbette var. Kabul salonunun duvarlarında ise tablolar bulunuyor. Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Beşar Esad’ın fotoğrafları ise duvarlara değil bu davete özel olarak masalara konulmuştu. Ben bunda bir kasıt görmediğimi, arkadaşım Rıza Zelyut’a da söyledim.