Şükrü Elçin
Türk halk edebiyatı araştırmalarının öncülerinden Şükrü Elçin’i 27 Ekim 2008 Pazartesi günü saat 13.30’a doğru kaybettik. Perşembe günü Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan cenaze töreni ve öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazından sonra Elçin’in naaşı Ayvalık’a nakledilerek cuma günü oradaki aile mezarlığına defnedildi.
Şükrü Elçin, Fuat Köprülü’nün açtığı çığırın hayatta kalan son temsilcisi idi. 1912 yılında, bir uç beği ailesinin evladı olarak Florina’da doğmuştu. Bugün Makedonya’nın Yunanistan topraklarında kalmış bulunan Florina’da geçirdiği çocukluğuna ait hatıraları unutmayan Şükrü Murat’ın ailesi 1923 yılındaki mübadele anlaşmasıyla Türkiye’ye göç etti. Aile Turgutlu’ya yerleşti. Şükrü Murat ilkokulu Turgutlu’da, ortaokulu Manisa’da okudu. Sonradan Atatürk Lisesi adını alan İzmir Erkek Lisesi’ne yatılı olarak girdi ve 1935 yılında oradan mezun oldu. İstiklal Savaşı kahramanlarından ve Atatürk’ün arkadaşlarından Esat Çınar, Şükrü Elçin’in edebiyat hocasıydı ve onun edebiyat araştırmacısı olmasında önemli rol oynadı. Elçin 1935 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne girdi. Mehmet Kaplan, Ahmet Ateş sınıf arkadaşlarıydı ve Fuat Köprülü’nün talebesi olmuşlardı. Ahmet Caferoğlu, Reşid Rahmeti Arat, Ali Nihat Tarlan gibi hocalardan ders görmüşlerdi. 1939 yılında Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitiren Şükrü Elçin 1939-1944 yıllarında Sivas ve Denizli liselerinde edebiyat hocalığı yaptı; 1944 sonlarında Ankara Erkek Teknik Öğretmen Okulu’na tayin edildi. Pertev Naili Boratav’ın yanında doktora çalışmalarına başladı ve “Kitâbî, Mensur, Realist Halk Hikâyeciliği” adlı teziyle 1949’da doktor oldu. Aynı yıl Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Paris’e gönderildi. 1951’de Türk kültür eserlerini yayımlamak üzere Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev aldı. Tevfik İleri zamanındaki bu teşebbüs maalesef o zaman akim kaldı ve ancak 1970 yılında 1000 Temel Eser adıyla hayata geçirilebildi. Şükrü Elçin, Ankara Atatürk Lisesi, Maarif Koleji ve Gazi Eğitim Enstitüsü’ndeki edebiyat hocalıklarından sonra 1964’te Hacettepe Üniversitesi’ne girdi. 1969’da bu üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kurdu. “Anadolu Köy Orta Oyunları” adlı teziyle 1962’de doçent olan Şükrü Elçin 1969’da da profesörlüğe yükseltildi. Ancak 57 yaşında bir bölüm kurma şansına sahip olan hoca burada sağlam bir kadro yetiştirdi. Dursun Yıldırım, Ahmet B. Ercilasun, Turgut Günay, Umay Günay Türkeş, Bilge Ercilasun, Sadık Tural, Tulga Ocak, Abdurrahman Güzel, Şükrü Elçin hocanın bölüm başkanlığında akademik hayatlarını geliştirdiler. 1982 yılında emekli olan Elçin 1982-1992 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi’nin Türk Dili Dersleri Koordinatörlüğü’nü de yürüttü ve burada göreve aldığı okutmanların önemli bir kısmı da akademik hayata atılıp başta Gazi Üniversitesi olmak üzere çeşitli üniversitelerde hoca oldular. Hocanın yetiştirdiği akademik kadro ve onların talebeleri Türkiye’nin çeşitli üniversitelerine dağıldı ve oralardaki Türk Dili ve Edebiyatı Bölümleri ile halk edebiyatı araştırmalarının nüvesini oluşturdu. Şükrü Elçin’in 1970’lerde başlayan ve 30 yıl kadar süren Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Başkanlığı da kültür hayatımızda etkili olmuştur. Enstitünün ilmî yayın ve faaliyetleri yanında 1983’te kurulan Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu üyeliklerine kaynaklık etmiş olmasının da önemi büyüktür. Üyeliklerin belirlenmesi sırasında Şükrü Elçin’in gösterdiği gayretin payı bilhassa hatırlanmalıdır.
Şükrü Elçin 30’a yakın kitaba, yüzlerce makaleye imza attı. Kerem ile Aslı, Gevherî, Âşık Ömer, Karacaoğlan, Ali Ufkî üzerindeki çalışmaları hâlâ bu konuların en önemli kaynakları arasındadır. Halk şairlerinin şiirlerini toplayan el yazması cönkler üzerinde yılmadan çalışmış, bu sayede birçok halk şairi ve şiirini gün yüzüne çıkarmıştır. Maniler, bilmeceler, ağıtlar hocanın çalışmalarında konularına göre tasnif edilmiş ve daha sonraki birçok muhteva çalışmasına örnek olmuştur. Akçağ Yayınları arasında çıkan ve tükendikçe yeni baskısı yapılan iki ciltlik Halk Edebiyatı Araştırmaları, genç araştırıcılara kaynaklık etmeye devam etmektedir.
Her yaz gittiği Ayvalık’ta kaybettiğimiz topraklara bakarak şiirler yazan Şükrü Elçin’in bu tarz şiirleri Adalara Destanlar adıyla neşredilmiştir. Kırım’a, Doğu Türkistan’a yaptığı seyahatler de şiirleşmiştir. 96 yaşında da okumaya ve yazmaya devam eden hocayı sevenleri ve talebeleri büyük bir saygı ile son yolculuğuna uğurladılar. Muhtemelen Şükrü Elçin şu anda da Ayvalık’tan adalara bakıyor ve kaybedilmiş toprakların hasretini mısralara döküyor.