Size kaç lâzımdı?

Dikkatinizi çekiyordur, anket firmalarında patlama var… Her gün yeni bir firmayla karşılaşıyoruz ''halkın nabzını tutan''!.. "2 kere 2 kaç eder?" sorusuna "Size kaç lâzımdı?" diye cevap veren anket firmaları!..

Sipariş aldıkları yere göre aday belirliyorlar, kimi kazanacağını, kimin kaybedeceğini açıklıyorlar!.. Sipariş aldıkları yerden para akışında kesinti olursa, sosyal gerçeklere aykırı biçimde, o partiyi 3 ay içinde 5 puan geriye çekip sopa gösterebiliyorlar!..

Anket yapmadan yapılmış gibi sunabiliyorlar!.. Seçim öncesi bereketinin dibini sıyırmak için "Ne vereyim abime?" tarzında zirveye çıkabiliyorlar!..

Üşenmeyip anket firmalarının sonuçlarını arşivden araştıranlar, işin doğasına aykırı büyük yalpalamaları yakalayabilirler ve ciddiyetsizliği kendi gözlemleriyle bulabilirler…

***

Herkesin, değişik amaçla birbirlerini kandırabildikleri bir düzen bu… Meselâ, hangi partide olursa olsun, bu işlerden sorumlu parti yöneticisi veya yöneticileri, yönlendirilmiş anket sonuçlarıyla kendi parti yöneticilerini ya da parti tabanını aldatabiliyor…

Anket firması, sadece ''ölçme''yle kalmıyor, ''yönlendirme''yi de görevi sayabiliyor… Bilimsel bir teknik, ticarî itibarı yok etme pahasına, siyasete ve partizanlığa meze edilebiliyor… Seçim mevsimi ''av mevsimi''ne dönüştürülebiliyor…

Piyasada şöhretli anketçi sayılan ve belki 25 yıldır bir tek anket yapmadığı hâlde televizyonlara çıkarılıp sonuçları sorulanlar var!.. Evvelce çıkıp iş alamayınca intikamını olmayan anket sonuçları vererek alanlar var!.. Geçmişin kirini pasını temsil eden tiplerle uzun süre çalışıp organize sonuçlarla cilalama faaliyetleri yapan ''naylon faturacı'' firmaların bugün yeni pazarlarda boy gösterileri var!..

***

Her anket firması böyle mi? Elbette değil… Namusuyla iş yapan, kariyerini ve ticarî itibarını düşünen, meslek ahlâkını kısa vadeli kâr hırsına kurban etmeyen veya kendi siyasî görüşünü pazarlama gayreti taşımayan sınırla sayıda muteber firma da var…

Tekrar edeyim: İyiyle kötüyü, meslek ahlâkından ayrılmayanla siyaset işportacısını, bilimsel olanla goygoycuyu birbirinden ayırmanın tek yöntemi, o firmaların internet arşivlerinde bulunan eski anket sonuçlarıyla seçimlerde gerçekleşen sonuçları karşılaştırmaktır… Rezalet orada ortaya çıkıyor zaten…

Önümüzdeki seçimler için de rakamlar havada uçuşacak, hatta uçuşmaya başladı bile… 2002 seçimlerinde yüzde 1.22 alan Ecevit''in DSP''sini, o seçimde yüzde 10 seçim barajını aşacak diye pazarlayan bir anket firması sahibini halen televizyonların yorumcusu ve tahmincisi olarak görüyor olmamız çok şey anlatıyor aslında… Yine Cem Uzan''ın partisini yüzde 17 gösterip yüzde 5''le baraj altında kalacak olan ANAP''ı ''iktidara geliyor'' diye sunan anketçilerin halen tedavülde olması gibi…

***

Seçimler yaklaştıkça mücadele iyice kirleniyor… Kimi anketçiler bu kire eşlik ediyor… Alanın da satanın da memnun olduğu bir piyasa oluşuyor… Kendi yalanına kendi inananlar veya kendi sipariş ettiği yalan sonuçlar üzerine siyaset üretenler boy gösteriyor…

Herhalde dünyanın hiçbir yerinde ''partiye yakın anketçi'' kavramı yoktur… Bizde var ve bu kişiler sadece sonuç açıklamayla kalmıyor, kanal kanal gezerek doğrudan parti propagandası yapabiliyor, rakip partiyi eleştirinin ötesine geçerek doğrudan saldırabiliyor…

Almanya''da 19 milyon üyesi bulunan ADAC isimli güvenilir bir otomobil kulübü, ''yılın otomobili'' anketi düzenliyor… Kulüp, çıkan sonuçlarda sıralamayı değiştirmiyor ama katılımı olduğundan yüksek göstermek için bütün arabalara gelen oyları 10 misli fazla açıklıyor… VW Golf''e 3409 oy verildiği halde, 34 299 oy gelmiş gibi sunuyor…

Hiçbir arabanın hakkının yenmediği bu küçük oyun ortaya çıktığında ADAC''ın kurumsal iletişim direktörü istifa etmek zorunda kalıyor… Bizim anketçilerden böyle bir davranış beklenebilir mi?

Yazarın Diğer Yazıları