Siyaset ve menfaat
İnsanlar neden siyasetçi olurlar? Neden bir partiye girerler? Neden milletvekili seçilmek için büyük rakamlara ulaşan paralar harcarlar?
Siyaset ticaret yapma yeri midir?
Siyaset köşe dönmek, zengin olmak amacıyla mı yapılır?
Siyaset bilim midir?
Krallıklar, padişahlıklar, diktatörlükler zamanında siyaset yapılamazdı. Çünkü ülkelerindeki halkı yöneten bu insanlar kendi istediklerini yaparlar, istemedikleri yapılamazdı.
Yani halkın istekleri değil kralın, padişahın, diktatörün dediği dedik idi.
Aykırı ses çıkaranların kelleri koparılırdı.
Siyaset iki ünlü Yunanlı düşünür Eflatun (437-347) ve Aristo tarafından (384-322) incelenmiş ve yorumlanmıştır.
Eflatun ve Aristo, "kamu çıkarını özel çıkarlara göre ahlaken üstün" görmüşlerdir.
Ünlü İslam düşünürü İmam Gazali'ye göre siyaset, "yaşayabilmek için zorunlu işler arasında yer alan şerefli bir meslektir."
1789- 1799 yılları arasında yaşanan Fransız İhtilali bir milat olmuş, krallıkların, yıkılmasına, dinin devlet işlerinden ayrılmasına ulus devletlerin kurulmasına ve siyasetin yaygınlaşmasına öncülük etmiştir.
Ulus devlet demek halkın söz sahibi olduğu devlet yapılanması, halkın seçtiği insanların devleti yönetmesi demektir.
Bunun için de insanlar kendi fikir yapılarına uygun insanları bir araya toplamak için partiler kurup devlet yönetimine talip oluyorlar.
Siyasetin devlet yönetiminde etkin hale gelmesi, siyasetçilerin birbiriyle yarışması ve sürekli vaatler verilmesi insanların siyasete bakış algısını etkilemektedir.
Bugün ülkemizde maalesef siyaset yalan ve dolandır.
Siyasetçilere güven kalmamasının örneklerini bugünlerde yine çok açık ve net bir şekilde görüyoruz.
İYİ Parti'den, önce Hayati Arkaz ayrıldı. Arkaz milletvekili seçilir seçilmez koşarak elini öptüğü Devlet Bahçeli'nin MHP'sine transfer oldu.
Daha sonra İYİ Parti 2. Olağanüstü Kurultay'da liste dışında kalan İstanbul Milletvekili Fatih Mehmet Şeker istifa etti.
Şeker, "Genel Başkanımız Meral Akşener Hanımefendi'ye ve cümle dostlara medyûn-ı şükran olduğumu bir vicdan borcu olarak ifade etmek isterim" diye İYİ Parti'den istifasını da partisine değil Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.
Maazallah bir de "vicdan borcu" duymasaydı, dostlarına "medyûn-ı şükran" olmasaydı neler yapardı neler?
Genel Başkan Akşener ise, "Milletvekilliğinden de istifa etsin" diye eksik bir tepki gösterdi.
Eksikliği tamamlamanın yolu İYİ Parti'nin Meclis'e bir yasa teklifi vererek partisinden "istifa eden kişilerin milletvekilliklerinin de düşmesi" için çalışmaktır.
Hayati Arkaz ve Fatih Mehmet Şeker'i kim bilir kim tanırdı ki milletvekili seçsin?
Milletvekili seçiminde oy lidere, yani Meral Akşener'e ve partisine, yani İYİ Parti'ye verildi.
600 milletvekili de Meclis'e partilerin ve liderlerinin adları sayesinde siyaset yapmak için girdiler.
Partilerinden istifa edenin, milletvekilliği de otomatik düşmeli ki partiler mağdur olmasın.
Hatta yedek Milletvekilliği bile ihdas edilebilir ki partilerin Meclis'teki sandalye sayısı eksilmesin.
Bir de şu ihtimali dikkatinize sunayım.
Meral Akşener Cumhurbaşkanı seçilse, İYİ Parti Meclis'te çoğunluğu elde etseydi bu istifalar olur muydu?
İşte siyaset/menfaat ilişkisi de tam bu noktada vurgulanması gereken en önemli ahlaki meseledir.
Bu istifaları Aristo'nun, "İnsan mahiyet itibarı ile siyasal bir hayvandır" ve İmam Gazali'nin, "Siyaset şerefli bir meslektir" sözleri ile yorumlayayım.