Siyanür yoksa dere yatağı neden değiştiriliyor?
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Çağrı Çırak ve Temel Bilimler Araştırma Uygulama Merkezi Müdürü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kemal Volkan Özdokur, İliç maden ocağı sahasında gazetecilere yaptıkları açıklamada, “Şu an elimizdeki deneysel veriler, örnek alınan noktaların hiçbirinde siyanüre rastlanmadığını gösteriyor. Bilimsel ölçümler, barajda herhangi bir siyanür miktarını ölçemedi. Diğer kısımlarda da olması gerektiği miktarın çok çok altında veriler var." dediler.
Yalnız aynı basın açılamasında, aynı üniversitenin İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidroloji Uzmanı Doç. Dr. Yıldırım Dalkılıç, “Heyelan önüne kaya dolgu seddi yapılmış. Bu set, heyelanın Sabırlı Deresi'nin suyunun liç alanına temas etmemesi için alınan tedbirlerden bir tanesi. Asıl planlanan ise liç bölgesinden hemen önce suyu çevirerek, derenin akış yönünü değiştirerek, heyelan bölgesiyle temas etmeden direkt olarak Karasu'ya ulaşmasını sağlamak. Planlaması DSİ tarafından yapılmış, şu an çalışmalar devam ediyor.” diye konuştu.
Açıklamalara göre liç bölgesinde kayan topraktaki siyanür, çok düşük düzeyde ise topraktan sızan suyun Karasu’ya ve Fırat’a karışmaması için Devlet Su İşleri, Sabırlı Deresi’nin yatağını neden değiştiriyor?
Siyanür sızması varsa, Sabırlı Deresi üzerinden Karasu’ya ve Fırat’a karışarak Erzincan, Tunceli, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep ve Şanlıurfa ile Suriye ve Irak’tan geçerek Basra Körfezi’ne ulaşacak... Körfez’e sınırı olan ülkeler; Irak, İran, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman...
***
Konuyla ilgili CHP’nin hazırladığı bir İliç raporu var. Parti sitesinde de yayınlanan raporu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz açıkladı.
Yavuzyılmaz, bakın neler diyor:
*Erzincan İliç altın madeninde yaşanan felaket doğal afet değildir. Bu felaket siyanür içerikli milyonlarca ton liç malzemesi içeren yapay bir dağın kaymasıdır. Yığın liç sahasının yüksekliği 200 metrenin üzerindedir. Bu berbat bir dünya rekorudur.
*Erzincan İliç’te Anagold’un işlettiği altın madeninde yaşanan felaket sonrası, işletmenin çevre izninin ve lisansının iptal edilmesine rağmen, Enerji Bakanlığı’nın Anagold’a verdiği 6 işletme ruhsatının iptal edilmediğini tespit ettik.
*MTA’nın, Erzincan İliç’teki Anagold maden sahasının tam altından geçen Ovacık fay hattı-Munzur segmenti, 2013 yılı MTA haritasında bulunduğu halde, 2023 yılında yayınlanan ‘5-22 Şubat’ tarihleri arasındaki depremleri de kapsayan Diri Fay haritasında yok.
*Maden sahasının güneybatısında 16 km. mesafede Malatya fay hattı (7,5 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli var), güneydoğusunda 10 km. mesafede Munzur fay hattı (7,4 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli var), kuzeybatısında 10 km. mesafede Divriği fay hattı var)
*Nerede özellikle kimyasal içerikli madencilik yapılmaz sorusunun yanıtıdır bu işletme. Ayrıca DSİ ÇED Raporu görüşünde, proje sahası herhangi bir içme ve kullanma suyu havzasında bulunmamaktadır diyor. Oysa saha, Karasu nehri ve Bağıştaş Barajı havzası içinde yer alıyor.
*Öyle ki felaketten sonra toprağa yayılan siyanür ve ağır metaller içeren kimyasal içerikli malzeme yer altı sularına karışarak Fırat Nehri üzerinden 9 il ve 3 ülkeyi geçerek Basra Körfezi’ne dökülüyor. Ve geçtiği her yere zehir taşıma riski barındırıyor.
*Sorumluluk çalışanların üzerine atılmak isteniyor. Felaketin önünü açan onayları veren siyasi sorumlular yargıdan kaçırılmak isteniyor.