Şiirin gizli tarihi

Günümüzün önemli şairlerinden Refik Durbaş'ın yeni bir kitabını okudum ilgiyle, beğeniyle…

Doğan Kitap tarafından yayımlanmış bu kitap, adı: "Şiirin Gizli Tarihi."

Tarihin açığı vardır elbet, resmi tarih, belgeli tarih, arkeolojiye dayalı tarih… Hegel "Tarihe tanıklık tarihin özüdür" der, yani bir de olayların içinde yaşayanların anlatıları, anıları var ki bunlar da tarihin önemli bileşenleridir ve birçok bilinmeyen, işin insanî, toplumsal ve gizli boyutu da bunlarda içkindir.

İşte Durbaş, şiir tarihine tanıklıkların, sözlerde ve belleklerde kalıp kâğıda ve yazıya dökülmeyenleri derlemiş, çok da iyi etmiş. Buldukları son derece ilginç, çarpıcı, hoş ve önemli olgular, anılar… Ayrıca, birçok şairin bilinmeyenlerini ve gizlerini de açığa vurmuş oluyor.

Bu yapıt, benim kitaplığımın vazgeçilmezi olacak, gözüm gibi koruyacağım, gözüm üstünde olacak, sık sık elime alacağım, yararlanacağım. Şiiri ciddiye alanlara, şair olsunlar, yazar olsunlar, bilim insanı olsunlar, tavsiye ediyorum ısrarla.

Bu girişten sonra, kitaptan ilginç birkaç seçki sunayım:

-"Trabzonlu Delikanlı" adlı şiir kitabı ile şiir dünyamıza giren şair Yaşar Miraç, yayıncılık da yapmış. Kâğıdın bulunmaz ve pahalı olduğu yıllardır, Miraç, hastane hemşirelerini örgütlemiş, röntgenlerin arkasına konulan renkli kâğıtları toplattırırmış onlara ve bu kâğıtlara 16 sayfalık minik kitaplar basarmış.

-Fazıl Hüsnü Dağlarca, Kadıköy'de Sular İdaresi'nin yanında bir ev almıştır, kahveye ve çarşıya yakın olsun diye. Gelgelelim o apartmanda tüm daireler işyeri, bir tek onunki konut, bu yüzden geceleri ve tatil günleri kaloriferler yanmıyor, o da tek başına yaşadığı evde soğukta şiirler yazıyor… Atatol Behramoğlu ve Refik Durbaş'a bir buluşmalarında, ayrılırken diyor ki: "Eve gideceğim, soğuk da olsa kâğıtlar beni bekliyor, gidip vasiyet yazar gibi şiir yazacağım."

-Ahmet Arif'e kelepçe vurulmuş, trene bindirilmiştir Ankara'dan, İstanbul'a sevk olunacaktır. Tren Eskişehir'de duruyor, iki köylü biniyor, biri erkek biri kadın. Kadın bakıyor, dışarıda delikanlı bir bahar, yanında iki polis arasında bir yiğit. Soruyor:

"Suçun nedir evladım?"

Ne desin Ahmet Arif, şiirden diyemiyor, "Sevdadır" deyiveriyor… Bu yanıttan dolayı kim ne düşünür bilemem ama benim içim burkuldu, sevdadan usanmayan Fuzûlî'den başlayarak, Cumhuriyet döneminin "Acılı Kuşak" şairleri geçtiler belleğimden, sevdaları geçti…

Bir hayırlı işe çağrı

Bu çağrıya kulak vermenizi diliyorum. Okuyun pek hayırlı bir iş olduğunu göreceksiniz:

FETÖcü katil sürüsünün 15 Temmuz gecesi gerçekleştirdiği kalkışmada, pilot üniformalı bir vatan haininin Ankara-Gölbaşı'daki özel harekat merkezini bombalamasıyla katlettiği polislerimizden

ŞEHİT ÖZEL HAREKAT POLİSİ DEMET SEZEN'in adını vereceğimiz, Mardin'in (merkez) Artuklu ilçesi Yaylacık İlköğretim Okulu'nda kuracağımız kütüphanemize yardımlarınızı bekliyoruz.

Bağışlarınız için;

UTKU Toplumsal Dayanışma Ve Eğitim Derneği

Mersin iletişim: Cengiz Koşak - 0505 652 32 58

Mardin iletişim: Cemal Bektaş - 0531 354 42 03

İstanbul iletişim: Kazım Kaya - 0533 774 07 24

utkudernegi@gmail.com

Yazarın Diğer Yazıları