Şerafettin yaptı yine Tilki'liğini. G. Saray ve F. Bahçe'nin para oyununu ortaya çıkardı
Ring, rang, rong.
Ding, dang, dong!
Evet, duydunuz zilin sesini.
Eğlence başlıyor.
Kavuran yaz sıcağı.
Volkan gibi patlayan transferler.
Ve daha neler neler.
Hepsini görüyor, okuyor ve duyuyorsunuz. Er ya da geç haberiniz oluyor.
Rutin gündem akıp gidiyor.
Ekonomik sıkıntı, artan mali sorunlar canınızı sıkıyor.
Öyleyse koyverin gitsin!
İşte bunca hengame içinde yaşanan transfer sürecindeki ilginç olaylara ışık tutuyorum.
En alttan başlayıp zirveye doğru.
Yılmaz Vural hoca bir alem. Diyalogları, doğallığı gök kuşağı gibi.
Eski kulübü Sarıyer.
Yöneticiler kapısını çalıyor.
“Hocam, Süper lig tecrübemiz var. Kasımpaşa, Karagümrük ve Pendik gibi hak ettiğimiz yere dönelim. Bu yola sizin ile çıkalım” şeklinde taleplerini iletiyorlar.
Hoca, gülümseme içinde dinliyor.
Kısa net cevap veriyor:
"Bizim kulübümüz. Çorbada tuzum, biberim olmasın. Her şeyim olsun…”
Yöneticiler derin ohhh çekiyor.
Hoca işi tamam diye.
Tam parasal konuya değinecekler Yılmaz hoca atılıyor:
"Şimdi sizin nakit sıkıntınız da vardır. Para da istemiyorum. Bana sanatçılar sitesinden daire alın yeter."
Taraflar anlaşıp ayrılıyor.
Hoca görev için telefon bekliyor.
Ama nafile.
Hakan Altun’u dinliyor:
"Telefonun başında çaresiz bekliyorum
Bekliyorum ama çalmayacak biliyorum.."
Şarkı sözleri gerçeğe dönüşüyor.
Dayanmayıp arıyor.
Önce açan yok. Bir kaç ısrarcı deneme.
Aldığı cevap fıkra gibi.
Ama gerçek:
"Yahu hocam sen nakit istemedin ama bahsettiğin site ya da o tür yerlerde daireler 1.5 - 2 milyon euro civarı. Bu paraları alan hoca 4 büyüklerde bile yok. Maalesef alamadık."
Her söze karşılığı olan Vural, “Bu saatten sonra gecekondu isteyecek halim yok ya. Canınız sağolsun" deyip kapatıyor.
SIOPİS'E BAK SEN
Hazır Karadeniz’e doğru açılmışken ver elini Trabzon. Yönetim Siopis ve Bakasetas ile masada. Sözleşme uzatma teklifinde. Malum Siopis takımın maskotu. Hamsi kadar küçük(!) ama Yunus kadar da zeki.
Yunan oyuncu, “Ailem ya orda yaşamak istiyor. Ya da burada” derken araya giren başkan Doğan, “Ailenizin kararı. Yola devam edelim çözülür” diyor. Ama Siopis devam ediyor:
“Kalabalık aile. Eder yıllık 5 milyon. Hadi yarısını indirdik. Ya gerisi. Siz yollamazsınız, kaçıp giderim!..”
Yarı şaka, yarı ciddi.
Fakat sonuç belli. İmzayı atmadı.
SZALAI GERÇEĞİ
Attilla Szalai 12.5 milyon euro karışlığı Hoffenhaim’e transfer olmuş.
Muş diyoruz bu işte bir tuhaflık var.
Hülle!
Nerden çıktı demeyin.
Beni kırarsınız valla!
Ali Koç, gemileri yakmış. Transfere takmış.
Transfer limitini aşmama adına girdi yapacak.
Bunun iki yolu var.
Ya 3’e sattığın oyuncuyu 13 göstereceksin.
Ya da 9’a alıp, 2 diye açıklayacaksın.
Hatırlayın Aziz Yıldırım, kaleci Ertuğrul’u Boluspor’a bedelsiz verip, 1.5 milyon euro göstermişti. Genç kaleci kaleye geçmeden sezonu bitirmişti.
Alman kulübü KÖY TAKIMI.
Yanlış anlaşılmasın kötü manasında degil. 3 bin 883 kişinin yaşadığı bir köy.
Bu kulübün başkanı ile Szalai’nin bağlı olduğu Rogon firmasının sahipleri ile kanka!
Diğer saç ayağı da Koç.
Düşünsenize en pahalı oyuncusu 5-6 milyon değerinde olan bu köy takımı, bir stopere 12.5 milyon euro bonservis ödeyecek.
Allah’ım sana geliyorum.
Sen konuyu biliyorsun..
ZAHA'NIN PARASI
Sen misin böyle yapan?
Madem öyle gel böyle!
Galatasaray bu felsefik duruş ile Zaha’yı almaz mı.
Hem de, ezeli rakibine ters çalım atarak.
Bitmedi. 4.3 milyon olarak açıklandı maliyeti.
İngiliz ve Alman medyasında gerçek değerinden sütunlara taşındı: 9.3 milyon euro.
Dedik ya; iki yol var diye. İki güzide kulüp, iki ayrı yol. Yolun sonu aynı: Transfer limitleri aşılmıyor.
Ne ala memleket.
Şeytana pabucu ters giydirecek hareketler.
Alkışşş..
TADİÇ NEDEN FENER'E GİTTİ
Beşiktaş ise kendi halinde.
Tosiç ile Vida, Tadiç’in ensesinde. Söz çok icraat yok. Sonunda Tosiç patlıyor. Emre Kocadağ’ı arayıp, “Tenis oynuyor. Bize, Fener sizin verdiğinizin iki katını veriyor diyor. Tadiç Fenerbahçe'ye gidip aynı şeyi Beşiktaş için söylüyor. Böylece 4.5, kimine göre 6.5 milyon euro’yu tercih etti. Boşverin gitsin Ante Rebiç’i alın” diyor.
Alınıyor.
Tos tos Toooosiçççç.
DORUKHAN ADANA'DAN NE İSTEDİ?
Son durak Adana
Güney ekibine imza atan Dorukhan’ın Başkan Murat Sancak’tan ricası var.
O da şu: Güneş alerjisi var. İdmanlar yaz aylarında gece yapılsın.
Başkan, Kluivert Hollandalı. Adam güneşe hasret. Nasıl böyle yap denir. Başka alerjik durum bul!..
Yağmurda izin yapalım gibi..
Hem ziyaret, hem ticaret misali. Eğlenerek bilgi sahibi olmak ne güzel.
Sizlere bu yakışır, güzel insanlar..
(Şerafettin Tilki)